neden derdimizi paylasmamizi beklediginizi anlamadigim.
git kusa anlat. git daga anlat. insana dert anlatil8r mi?
isyerimde zehirli su dagittiklarini, bu yuzden saclarimin oluk oluk dokuldugunu mu anlatim?
isyerinde caya uyku ilaci kattiklarini bu yuzden aylarca sadece uyudugumu mu anlatim?
kaos ve gerginligin beni cok uzdugunu mu anlatim?
butun kizlarin benden kactigini, her oglen vebali gibi yemegimi tek yedigimi anlatim.
son uc senedir evime sik sik cinlerin geldigini ve tecavuze ugradigimi mi anlatim?
son sevgilimin beni hastanelik ettigini, yaklasik 1,5 sene tedavi gordugumu mu anlatayim.
hayatimda iki defa aclik sinirinda kaldigimi, birkac hafta yiyecek ekmek bile bulamadigimi anlatim?
hicbir arkadasimin benle gorusmedigini, her seyi tek yaptigimi mi anlatim?
eski esimin en hasta donemimde beni birakip gittigini mi anlatim?
ilk uzun iliskimin beni hastanelik ettigini, paris te akil hastanesinde yattigimi ve sorbonne hukuku birakmak zorunda kaldigimi mi anlatim?
mezun olduktan sonra.lise arkadaslarimdan gordugum nice zorbaligimi anlatim?
simdiye kadar 20 sevgili, 30 is degistirdigimi, cogu ayriligin benim sucum olmadigini ve cok yoruldugumu mu anlatim?
islerimin hep cok zor gittigini mi anlatim.
2 babami, 2 en sami arkadasimi vefatla kaybettigimi mu anlatim?
ne anlatmami bu kadar cok istiyorsunuz? size ne lazim? ne vereyim?
içine atar ve daha çok çıkmaza girer. Oysa derdini anlatıp sorununu söylese belki bir çıkar yol düşünülür. Bazı konularda akıl verilebilir. Ben paylaşırım genelde.
paylaşırsa daha büyük sorunlara sebep olur, paylaşmazsa ise içine atar ve üzülmeye devam eder. paylaşsa bir dert, paylaşmasa ayrı dert. 2 ucu boklu değnek misali.
bir zaman önüme çıkan herkese herşeyimi anlatırdım. belli bir süre sonra karşı tarafın bana acıdığını görmek tuhaf bir dinginlik veriyordu. '' aa bak işte buna böyle haksızlık yapmışlar, ne kadar mağdur'' diye düşünmeleri bana tuhaf bir dinginlik veriyordu. sonra biraz tecrübelendik bu hayatta, yaş aldık. iyiyim felsefesine dahil oldum. soranlara iyiyim, bir sıkıntım yok diyorum. esasında da yok zaten. kimseye birşey söylememenizi öneririm.
yurdum insanı her fıratta derdini paylaşır, kahvede, sıra beklerken, komşulukta..siz de koyverin gitsin, dertler paylaştıkça azalır. paylaşım aleminin içine doğuyoruz biz, hor görmeyin kendinizi.
Artık şunu net bir şekilde tecrübeyle sabit kavramıştır ki; Ağaca yaslanma kurur, insana yaslanma arkadan vurur.
inananlar için söylüyorum; ALLAH'tan başkasına içini döken, Güvenen ve derdine çare bekleyen her kimse, Hayal kırıklılığına uramaya ve pişman edilmeye mahkumdur.
Anlaşılmama korkusunun ötesinde olan bir durum daha vardır ki o da:
"anlaşılsam ne fark eder?" evresi.
Daha önce anlaşıldım da ne değişti? Dediğin yer. Tesellilere sığınmakla avunamadığın yer.
Bu noktaya gelindiği an güçlü bir çarpma sesi işitilebilir zira o dibe vuruşun sesi. Dert edindiğin, kaçtığın her ne ise onunla yüzleşme vaktinin geldiğinin sesi.
Kendi kendine derdinde kaybolurken kimsenin onun elinden tutmasına izin vermez. insanlardan uzaklaşır. Onun için bir şeyler yapmak isteyen insanlardan uzaklaşır. Hayır, tek başına her şeyi çözemez insan. Bazen durup, uzanan eli tutmayı bilmek gerekir. Bazen göz yaşlarını ve yaralarını kabullenip sana kucak açanın kanatlarına sığınmayı bilmek gerekir.