bugün

yaşamayanın bilemeyeceği çöküntü, mutsuzluk, umutsuzluk, bezginlik, bıkkınlık vs hali.
çağın modası.
dipteyim sondayım depresyondayım yalvarırım gelde kurtar... diye devam eden f.d şarkısı.
mutsuzlukla karıştırılır çoğu zaman. ancak mutsuzluk hissiyat bakımından- gerek acı gerek hüzün- yaşamda olduğunuzun yine de kanıtıdır. depresyon ise iyi yada kötü, mutlu yada mutsuz tüm duyguları reddediştir. dengesiz bir ruh hali içinde tam anlamıyla hissizliktir...
beyin gribi.
günümüz hastalığı..

insanların tuvaletten çok girip girip çıktıkları şey oldu depresyon.. kime sorsan "depresyondayım dokunma" kime sorsan "depresif"..
e kardeşim bu aslında ciddi bir durum.. ama sen ağzına sakız edersen nerede kalır onun ciddiyeti?!
benim anneannem bol bol giriyordu depresyona oradan biliyorum, yemeden içmeden kesilir bünye.. hareket etmekten aciz kalır filan.. böyle gözünü tek bir noktaya sabitler, öyle bırakır..
ama günümüz depresifleri böyle değil..
hoptirililaylom yapıp, iki dakika sonra "depresyondayım unutuldum aldatıldım" filan diyebiliyor..

lütfen ama!
hastalık ciddi bişeydir.. oyun olmaz..
bilelim, bilmeyenleri uyaralım..
bir moda.
sınırsız mutsuzluk hali...
(bkz: yaşamak istemem-yavuz çetin)
çağımız modası.

insanların tüm garip davranma haklarını ellerine geçirdikleri hal.

oysa kendilerinden tek bir ricam var:

mantığınızı kullanmaya çalışın.

bakın bunu star wars'daki yeşil yaratık gibi "yuuuz yor forss" edasıyla söylüyorum. tek eksiğim rengim yeşil, boyum kısa, edam fare gibi değil. ona göre dikkate alın.

en azından sizi seven insanları kırmayın ve doğru anlamaya çalışın.
(bkz: depresyondaki birine soylenmeyecek sozler)
depresyona müziksel olarak en iyi ilaç şebnem ferah gibi duruyor. sakın ha sözsüz müzik, arabesk, ismail yk, sezen aksu, göksel/kurşuni renkler ve çok hareketli müzikler dinlemeyin. şebnem ferah şurup gibi gelir, aklınız dağılır.
(bkz: lustral)
günümüzde insanların küçük mutsuzluklara,geçici hayal kırıklıklarına verdikleri addır.gerçek anlamından bi haber şekilde hem kendilerini,hem çevresindekileri bunaltırlar.
hem gerçeğinden hem sahtesinden kurtulmak kişinin elindedir,kurtulmak istemekle alakalıdır.
yaşama karşı kötümserlik, gelecek hakkında ümitsizlik, hareket ve düşünmede yavaşlama, bedensel yakınma, intihar ve ölümü daha sık düşünmek, uyku bozukluğu gibi belirtileri olan hastalıktır.
millet olarak içinde bulunduğumuz durum. sürekli depresyon halindeyiz, ordan oraya savrulan, sonbahar ile kuruyup dökülmüş yaprak tanelerine döndük.
berbat bir şeydir. önerilmez.
derslerin kötü gitmesi, birtürlü para yetirememe, uykusuzluk, salaklık, kafa çalışmaması gibi sebepelrden ortaya çıkan bunalım.
yasama sevincini kaybetme durumu..

(bkz: bunalima girmek)
O size girmeden, sizin ona girmeniz gereken şeydir.
birşeyler yapmak istersiniz ama yapamazsınız. yapabilecek durumdayken bile yapamayabilirsiniz. gücünüz yoktur. oysa yapsanız iyi geleceğini düşünürsünüz ama kılınızı kıpırdatacak haliniz yoktur. bu da sizi iki türlü mutsuz eder. daha sonra iş kronikleşir ve acı çekerek zevk almaya bile başlayabilirsiniz. işte depresyon bu kısır döngüdür.
süresinin uzaması durumunda panik atak,şizofreni vs gibi bir çok tehlikeli rahatsızlığa davet çıkaran hede.
majör, minor, maskeli gibi renk renk çeşit çeşittir. ruhsal hastalıklarda tıp bilmi kanaatimce aciz olup çoğu ruhsal hastalığı depresyon olarak nitelendirmektedir. ayrıca diğer ruhi hastalıklardan olan anksiyete bozukluğu, obsessif komplusif bozukluk, panik atak gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlarla depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlar aynıdır. bu ilginç bir ayrıntıdır. mesela panik atak hastalığı mutlu insanlarda daha fazla görünürken bu insanlar neden antidepresanlarla tedavi edilir ilgincime gider.
"şimdi bişi yazardım buraya ama yok ya, uyucam ben" buna örnektir.
genelde melankolik ruh haliyle karıştırılan, ilacı yine sadece kişinin kendisinde olan duygusal hastalık.
I sometimes wish I'd never been born at all* ile Excuse Me While I Kill Myself* arasında gidip gelen sarkastik hal.