benimdir. ilk deprem yaşadığımda her gün deprem yaşıyor gibi sakindim. tek korkum şiddetli depremlerde yıkılacak binaların olması ve insanların enkaz altında kalması.
bizim apartmanda depremin ilk günü dahil kalan bir öğretmen var. hepimiz kaçtık hala da giremedik, ama o hergün gitti. bina yapılırken oradaymış. temelinin ne kadar sağlam olduğunu hatta müteahhitin sırf temelin sağlam olması yüzünden iflas ettiğini filan anlattı. yine de biz zaman geçmesini bekliyoruz.
binanız sağlamlık testlerinden sağlam çıktıysa, zemin etüdleri sağlam çıktıysa hissedebileceğiniz duygudur.
ama ne olursa olsun deprem anında o elektriklerin kesilip, kapkaranlık olduğu, sağdan soldan dökülen bardağın, çanağın, kitapların çıkardıkları ses ile depremin o kendi uğultusu bir araya geldiği, çok dışarıda yıkılan binaların gümbürtüsü ve insanların çığlıklarının yükseldiği an kim olsa korkudan altına s.çar, hiç öyle "ben korkmam" deyip gereksiz artistlik yapmayın bence.
hele istanbul'da oturup da, "bizim bina ve zemin sağlam" diyenler var. bu arkadaşlara istanbul'da beklenen olası depremin en iyi senaryoda bile aslında ne kadar kötü olacağını bir türlü anlatamıyorum. beklenen büyük istanbul depremi, biliminsanlarının ekseriyetinin belirttiği üzere 7 üzerinde bir şiddette olacağı düşünülmekte, bu depremde en iyi senaryoda evin yıkılmaz, depremde canlı olarak sokağa kaçarsın. ya sonrası? çıkan yangınlar? itfaiyeler, ambulanslar yıkılan evlerin kapattığı yolları aşıp yardıma gelebilecekler mi sanıyorsunuz? yardımlar size bir iki gün içinde yetiştirilebilecek mi sanıyorsunuz? asayiş sağlanabilecek mi sanıyorsunuz? arabama atlar, başka şehire kaçarım diyenler, yıkılan viyadükleri, bozulan yolları, dahası milyonlarca arabanın olduğu, sizin gibi şehirden kaçmak isteyen milyonlarca insanı, şehirdeki yakınlarına gitmeye çalışan insanların oluşturacağı trafiği uçarak mı geçeceksiniz? ortam mad max'e dönecek, millet bir parça ekmek için birbirinin g.tünü kesecek ve sen bu ortamda "zemin ve bina sağlamdı, canlı çıktık oh ne güzel" diyebilecek misin?
Hiçbir korku, nefsine uyup kibir deryasında yüzen şeytanlaşmış insanımsıların verdiği korkudan büyük değildir. Bir de sevdiklerini kaybetme korkusu yiğit insanlarda görülen meziyetlerdendir. Kuru kuruya cahilce değersizleştirdiği ulvi şeylerden korkmadığını söyleyenler, özenti aptallardır. Bununla beraber yaratıcıdan korkulmaz, sevilir.
benimdir. benim içimde hep deprem oluyor zaten. tabii ki deprem olmasın ama korkmuyorum. e önlem alınırsa deprem zarar vermeyecek değil mi güya. niye korkayım o zaman. zaten sanki annem yaşıyor da. deprem olsa belki ölürüz o kadar. sevdiklerimi kaybetmekten korkabilirim ama deprem olursa yapacak bir şey yok o yüzden korkmam. dediğim gibi zaten benim anam 7 yıl önce öldü. ölüm bana o yüzden vız geliyor. korkan korksun beni alakadar etmez.
kaybedecek bir şeyi olmadığının kendisi de farkında olduğu için ve ne seveni ne de kendisini seven birileri olup koca bir ömrü bir başına yaşamaktansa ne olursa olsun düşüncesinin o dipsiz karanlığında benliğini ve bilincini kaybetmişliğin verdiği kör bir cehaletinde eşliğinde manasızlığın burçlarında bir bayrak misali dalgalanan insandır.
Kadere iman; enkaz altındann çıkarılırsımn iç anadoluya bir yere kızının evine gelirsin ve burafa çıkan yangında ölürsün... bu yüzden korkmanıza gerek yok bu olan 2 hafta önce yaşandı.
Deliler gibi korkuyorum.
Bazen rüyamdan sıçrayarak uyanıyorum deprem olduğunu zannedip. Çocuklara çaktırmamaya çalışıyorum ama ödüm kopuyo deprem olursa diye, hatta bazı geceler uykularım kaçıyo.
Yok aga olmuyor, istanbul'da ikamet eden biri olarak sevdiklerim ve kendi adıma öyle endişeliyim ki. Hani deprem değil mesele, sonrasında olacaklar korkutuyor, zira 10 gündür izliyoruz..
ben deprem olduğunda biraz korkmuştum ama bu depremden sonra korkmaya başladım. depremden önce enkaz altında kalmak ne demek bilmiyordum. ama korksam da korkuma meydan okuyorum.