bugün

günümüzde işlevlerliği olan denklemlerin gelişim aşamalarıdır.

m.ö. 2000'lerde mezopotamyalılar ikinci derece denklemlerin pozitif kökünü (çözümünü) bulmak için algoritma geliştirmişlerdi. mısırlıların da m.ö. 2160 - 1700 tarihleri arasında ikinci dereceden denklemlerin kökünü bulmayı bildikleri berlin papirüsünden anlaşılıyor.

ancak o zamanlar daha ''denklem'' kavramı gelişmemişti ve gerçek yaşamdan alınan problemlerle ortaya çıkan, dolayısıyla pozitif kökleri (genellikle bir uzunluk) olan denklemlerle uğraşılırdı.

yunanlılar m.ö. 300 yıllarında ikinci dereceden bir denklemi geometrik yöntemlerle çözebiliyorlardı. yunanlılar için de bir sayı, daha çok bir uzunluktu. yunanlı diofantus, ikinci dereceden denklemleri çözebiliyordu ama köklerden sadece birini bulabiliyordu, köklerin her ikisi de pozitif olduğu zaman bile.

hintli aryabhata her iki kökü birden bulmasını biliyordu. ancak bu bilgi zaman içerisinde unutulmuşa benziyor, çünkü brahmagupta isimli maematikçi, köklerden sadece birini bulabiliyormuş gibi bir intibah bırakmıştır. mahavira ise en azından pozitif kökü bulmayı biliyordu, sridhara da öyle.

türk harizmi ve iranlı ömer hayyam da pozitif kökü bulmayı biliyorlardı. ömer hayyam ayrıca üçüncü dereceden bir denklemin birden fazla kökü olabileceğini de biliyordu. 1000 yıllarında araplar, ax³+bx²+cx+d=0 denklemini ikinci dereceden bir denkleme indirgeyebiliyorlardı.

ispanyol abraham bar hiyya-ha-nassi ya da savasorda, ikinci dereceden denklemin çözümünü batı'da ilk kez yayımlayan kişi olarak bilinir. viete (1540-1603) ise, geometrik yöntemler yerine cebirsel yöntemleri kullanan ilk batılı matetikçi olmuştur ancak harezmi (780-850) bunu çok önceden keşfetmişti.

El- Kitab'ul Muhtasar fi'l Hesab'il Cebri ve'l Mukabele, Kitab al-Muhtasar fil Hisab el-Hind, El-Mesahat gibi eserlerinde bu gerçeklik görülecektir.

not: yazıdaki amaç mezopotamya toplumunun dolayısıyla türk tarihinin, dolayısı ile islam toplumunun bilim dünyasına neler kattığı ile alakalıdır. amaç ateizme ya da seküler kesime bir tokat atma gayreti değildir, çünkü hakikat bir noktada aşikar vaziyette durur, isteyen görür isteyen görmez. eğer ki burası sözlük ise, emilen memeden, 69 pozisyonlarından çok bu tip bilgiler var olmalıdır. istifade eden olursa ne mutlu bana.