sokakda stand açıp dernek adına para toplamaya çalışan şahşiyet bu paraların fakir insanlara nasıl ulaştığını neden güvenip para vermem gerektiğini sorduğumda bu işle ilgilenen insanların dindar insanlar olmasını bana güvence göstermiş ve bi tarafımla gülmemi sağlamıştı.umarım bu lafı söyleyen arkadaş bu insanların dindar değil paragöz fakir insanlara değil sadece yardıma ihtiyacı olmayan kendi yandaşlarına para aktaran bir kurum olduğunu anlaması zaman almaz..
ramazandaki kumanya olayına hasta olduğum kurum. sadece dışarda yiyeceğiniz bir iftar yemeğine bir ailenin bir haftalık iftar etmesine vesile olabilirsiniz.
denizcilere yol gösterir denizfeneleri... sadece yol göstermekle kalmaz, umut ışığı olur bazen de.Sisli ve puslu bi gecede denizfenerini görür denizci. Sigarası yakar ve o ışığın içinde geride bıraktıklarını -ailesini, sevgilisini, sıcak simidini- düşünür.
bu hayatta gerkesin bi denizfeneri olmalı...
iftardan önceki saatlerde Ankaray çıkışlarına pusu kurmuş, kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez mantığıyla isteyen herkese * bir kutu dağıtarak gücünü artırmaya çalışan * dernek.
milli görüş politikaları üzerinden ve daha da ihtiyatlı olarak mevcut stotükoya uydurarak akp'nin yine aynı amaca hizmet eden "holding"lerin* ardılı olan kuruluş.
araştırmadan sadece kulaktan dolma haberlerle iftiralara inananmak mı? yüoo hayır, buyrun burdan: (#1620898)
edit: kendisine yöneltilmiş iyi ve kötü eleştiriler için dikkat edilmesi gereken; ve bunun için ön koşulun, ne kadar yardım ve kime yardım yaptığı ya da "sen ne yaptın da konuşuyon" gibi sidik yarıştırmalara vesile olmaması gereken kuruluş. zira yapılan iyiliklerden söz açıldığı takdir de mevzu fedakarlık veya insaniyet aynen "reklam"a kayar ki bu da yapılan iyiliklerin unutulması gerekir tavsiyesinden epey bir uzakta görünmektedir.
tv programlarında abartıya ve yalana başvuran yardım derneği.
yaşanmış bir olay:
program çekimleri için adı bende kalsın bizim komşu köye gelmişler ve köy halkına ne kadar zor durumda olduklarını anlatmalarını, ağlamalarını istemişler. bir vatandaşımız ben yalan söyleyemem, yapacaksanız yardımınızı öyle yapın demiş, yardım alamamış. aynı programda ufacık bir dereyi kamera oyunlarıyla derin bir akarsu gibi gösterip köy halkının ne zor şartlarda yaşam sürdüğünü göstermiştir.
not:muhakkak faydaları olmuştur, halka ve ihtiyaç duyanlara hiç yardım etmedi, bütün bağışları iç etti gibi bir iddiada bulunmuyorum. ayrıca daha iyisini yapmamak bir kişinin eleştiri hakkından mahrum kalma sebebi olamaz.
--spoiler--
iDDiALAR ASILSIZ:
Kanal 7 Televizyonu'nun sahibi Yenidünya iletişim A.Ş.'nin yönetim kurulu başkanı Zekeriya Karaman, baskının doğru olduğunu ancak savcılık ya da polisten kendilerine herhangi bir suçlama iletilmediğini söyledi. Karaman, "Polis bir şikayet üzerine harekete geçmiş. Bizim daha önce işten çıkardığımız birkaç kişi çeşitli iddialarda ve şikayette bulunmuşlar. Kaçak işçi çalıştırdığımızı iddia etmişler. Bu iddiaların tamamı asılsız. Biz orada Deniz Feneri Derneği'ne sadece ücretsiz program yayını sağlayarak destek oluyoruz. Başka bir organik ilişkimiz kesinlikle yok. Bize gelen bilgilere göre üç çalışanımızı gözaltına almışlar" dedi. Zekeriya Karaman, Kanal 7 olarak Almanya'daki avukatları kanalıyla konuyu takip ettiklerini, ayrıntılı bilgi almaya çalıştıklarını kaydetti.
Almanya'daki dernek bizim şubemiz değil
DENiZ Feneri Derneği'nin Genel Sekreteri ibrahim Altan, Almanya'da baskın yapılan Deniz Feneri Derneği'nin kendileriyle hiçbir resmi bağlantısının olmadığını belirterek, "Bizim Türkiye'deki üç şubemiz dışında dünyanın hiçbir yerinde başka şubemiz bulunmamaktadır. Baskının yapıldığı söylenen Almanya'daki Deniz Feneri e.w. tamamen bağımsız ve bizden ayrı bir kuruluştur. Zaman zaman bizim projelerimize verdikleri parasal destek dolayısıyla, bu derneğin varlığından haberdarız. Ancak Gana'da dahi Deniz Feneri adında bir dernek bulunmakta. Hatta onlar bile BM akreditasyonu olan bir dernek olmamız dolayısıyla adımıza değişik yerlerde rastladıklarından ellerindeki projeye ortak olmamız için teklifte bulundular" dedi.
--spoiler--
şimdi diyor ki amcam, almanya'daki biz değiliz, "deniz feneri ew" derneği. tamam, biz bunu kabul etmiş olalım. sizin "kanal 7" televizyonunuz bu almanya "deniz feneri ew" derneğinden gelen "8 milyon euro" paraya istemem yan cebime koy mu yapmış? az buz bir para değil, tam 8.000.000 euro. kimse kardeşim bu para neyin nesidir, "haramdır" demez mi?
ancak tükürükler saçarak "din" kisvesi altında sizi soyan şirketleri savunun. bağnazlık, yobazlık bu olsa gerek.
toplanılan paraları kanal 7'ye aktaran kurum. keşke herşey göründüğü kadar saf olabilse diye düşündürmüş sunucu bey ve bu programı yapan zatlar. ''karagümrük yanıyor'' valla cidden.
bakanlar kurulu tarafından 12.7.2005 tarih, 2005/9171 sayılı resmi gazete'de yayınlanan kararname'ye göre''izin almadan yardım toplayabilen kuruluşlar'' arasında sayılmıştır.
talebi, 28 gün içinde ''kararname'' ye dönüşmüştür!
dernek, topladığı 16 milyon euro'luk bağışın 8 milyon eurosunu kanal 7'nin avrupa bürosuna aktarmıştır.
frankfurt savcılığı'nın baskında gözaltına aldığı dört zanlıdan üçünün, hem deniz feneri derneği'nde hem de paraların aktarıldığı kanal 7 ve yimpaş grubu şirketlerinde yöneticilik yaptığı açıklanmıştır.
Geçenlerde Almanya da yaşayan ve oradaki Türklerin hukuk sorunlarıyla ilgilenen bir arkadaşım istanbul a gelmişti. Çok ilginç şeyler anlattı. En ilgimi çeken konu Almanya da hakkında soruşturma başlatılan Deniz Feneri Derneği ile ile ilgili olanıydı.
Arkadaşım Deniz Feneri olayı göreceksin çok büyüyecek, hatta iktidarı bile sıkıntıya sokacak; dedi. Tabii; Neden? diye sordum. Şöyle anlattı: Şu anda bu derneğin üç üyesi tutuklu. Bu çok önemli. Ayrıca Kanal 7 de çalışan hemen herkes soruşturma kapsamında.
Ben de Tutukluluğun önemi nedir? dedim. Arkadaşım Bu kişiler 8 aydır tutuklu. Almanya da bugüne kadar mahkemeye çıkarılmadan 8 ay tutuklu kalan üç ya da dört dava vardır. Kimse bu kadar süre tutuklu kalmaz. Demek öyle bir soruşturma var ki Alman infaz sisteminde görülmemiş bir uygulama yapılıyor cevabını verdi.
Hukukçu arkadaşım bu arada Deniz Feneri yolsuzluğu ile ilgili dosyaların da bir bölümünü okumuş. "Facia" dedi ve ekledi: Bosna, Kosova ve Pakistan a yapıldığı söylenen yardımların hiçbiri yapılmamış. Alman uzmanlar Kosova da köylerde araşırma yapıyormuş. Makbuzlarda verilen adresleri geziyorlarmış. Bu adresler ya hiç yokmuş ya da bulunan adreslerde yardım aldığını söyleyen kimse çıkmamış.
Arkadaşıma göre şu anda Türkiye nin en önemli kurumlarının başında oturan bir kişi de para taşıyıcısı olarak dosyada yer alıyormuş ve bu yüzden de Avrupa ülkelerine gidemiyormuş.
her zaman söyledim gene söylüyorum; bu milletin din, kitap ayağına ağzına verdiler*, anasını bacısını avradını sinkaf ettiler**, 13-14 yaşında kız çocuklarını imam nikahına alıp ırzına geçtiler, deniz feneri 8 milyon euro hacılamış çok mu?
çok saygı(!)değer rtük başkanı zahit akman'ın da işin içine karıştığı bir dolandırıclık davasında dolandırıcı olarak adı geçen örgüt.
türkiye'de kimse dokunamıyor ama alman makamları adamın basurunu çatlatır böyle. yıllarca yaptıkları işi farklı adla yapmaları için kurdukları dernek ama almanyadakiler bunu yemedi.
