Biraz dikkatli izlenirse olaylarda dayak atmaya calisanlar partili degil, mahalleli insanlar ama Samanyolu* inanilmaz tarafsiz bir yayin ilkesi ile hareket etmis!
Bu videoyu izleyip CHP ve Baykal'a nasil laf edilebilirki. Syn. Baykal adami gayet guzel ve soguk kanlilik ile karsilamis. Malum igrenc insan gibi anasini dahi karistirip kufretmemis !
kişiye, gruba göre yorum yapıldığını bir kez daha açık seçik gösteren olaydır. adam provakatörmüş de, kötü şeyler söylemiş de, kime söylese dayak yermiş de, miş miş.
bu kadar zor mu adamın dövülmesinin doğru olmadığını söylemek. recep tayyip erdoğan'a gelip bağırıp çağırarak konuşan, ortada hiçbir şey yokken neden kolumu sıkıyorsunuz, aa canım acıyor şeklinde numara yapan adam provakatör değil de bu adam mı provakatör.
1.recep tayyip erdoğan'a bağırarak sitem eden kişi çiftçi değil provakatördü, yaptığı yanlıştı.
2.recep tayyip erdoğan'ın söylediği söz bir başbakanın bırakın ağzına almayı aklına dahi getirmemesi gereken bir sözdü ve siyasi tarihimiz için bir ayıp.
3.deniz baykal'a sitem edip ısrarla sandığa gömüleceksiniz diyen vatandaş da bir önceki çiftçi kadar olmasa da provakatörlük yapmıştır, ısrarla ortamı germiştir.
4.deniz baykal soğukkanlılığını koruyarak recep tayyip erdoğan'ın düştüğü hataya düşmemiş ve alkış almıştır.
5.çevredeki chp'li ya da chp'ye gönül veren vatandaşların ilgili kişiyi linç etme girişimi yanlıştır, savunulamaz.
bu kadar mı zor şu 5 cümleyi kurmak, ideolojik gözlükler bu kadar mı perdeliyor görüşümüzü, taraf olmak haksızlığa da taraf olmak mı? yapmayın, aklı selim.
vatandaşa(!) tepki veren, hakaret eden ve hatta fiziki müdahaleye başvuran deniz baykal olmadığına göre chp'nin üzerine yıkılmaması gereken olaydır. hanginiz hayatınızda kavga etmediniz oğlum.
kasımpaşalı, vatandaşa bizzat "ananı da al git", şehide "kelle" derken içi gram sızlamadan elleri patlayana kadar alkışlayan algısızların, halk arasında çıkan bir arbede üzerinden ağlanıp sızlanma girişimidir. gidip galatasaray tribününde fener diye bağırırsan da aynı halt başına gelir, ondan sonra da çıkıp "ben aslında galasarayın iyiliğini istiyorum, yaşasın fair play" dersin, izleyen herkes "vay ulan herif hakkaten haklı. yuh olsun kalkan ellere" der. *
biraz daha ıkınsanız o yuvarlak neyse lan küfretmiycem.
'1 milyon insan topladın kalan 70 milyonu ne yapacan?' sorusundan dolayı dovulmustur;bre hayvan 11 milyon ne zaman 70 milyonun karsılıgına denk geldi 'miaaa goduuu' tepkileri bundandır. aslında bu adamı okutan matematık ogretmenı hedef alınmıstır.
inip milletvekili adayları, partili yöneticiler ya da deniz baykal dövmemiş, bizzat o atmosferde adamla muhattap olan vatandaş dövmüştür. sokaktaki her kavgayı demokrasiye perçinlemek alakasız bir anlam taşır, ki zaten olay new york'un göbeğinde saddam posteri açmak gibi bir reaksiyon vermiştir.
adamın yaptığı cami duvarına işemekten öte bir şey değildir ki zaten bu bile akıl sağlığı konusunda fikir edinmemize yardımcıdır ya da birileri tarafından iyi gazlanmıştır hadise çıkarması hususunda.
bu olayı cumhuriyet halk partisi'ne yıkmaya çalışmak ucuz populistlikten başka bir şey değildir. o adam lafını sokmuş baykal'a. baykalda tek bir cevap verememiş öylecene kalıp durumu geçiştirmeye çalışmış. adam mutlu, baykal geçiştirdiği için mutlu. yani her şey normal.
peki bu adam neden dayak yiyor? işte populistlere tam burada lafı sokuyorum. ayar da diyebiliriz. populist tavırlarla dövülen bir adamdır o. "o an susturuyum da ne olursa olsun, aman laf etti kafasını kırayım." diyen insan işidir o dövme.(linç girişimi diyen insanlara laf bile etmiyorum kaale almıyorum onları, göz var nizam var. ağız var torba var. büzülmüyor işte.)
böyle devam edelim a dostlar ülkeyi mikelim sonrada üstüne birbirmizi dövelim. aslında dövme filan saçma. sevişelim topluca olsun bitsin. düşün bir ülke sevişiyor, guiness rekorlar kitabına altın harflerle gireriz. bak tarihi de koyuyorum 22 temmuz 2007. sabahtan akşama kadar sevişelim kimse oy vermeye gitmesin. biz oyumuzu sevişmeye verdik deriz.
aklıma nedense gayri ihtiyari polat alemdar'ı getirdi, zira gündemi takip edenler hatırlayacaktır, baykal'ı ziyaret ettiği bir ilköğretim okulunda çocuklar, polat alemdar sanmışlardı. taşlar yerine oturmaya başladı, ne kadar da haklıymışsın ufaklık *
iste baykal in bize vaat ettigi demokrasi. en dogal hakki olan protestocu vatandas tekme tokat dayak yiyor. masum bir vatandasin bile protestosunu kaldiramayanlar yarin mualefeti hic kaldiramaz...
münferit bir olay diyenlere: tayyip bey'in başından savdığı çiftçiyi hatırlarsınız. o çiftçi daha sonra defalarca tv programlarına çıktı ve bir akademisyen edasıyla konuştu. olay esnasındaki konuşma şekliyle şivesiyle tv programlarındaki konuşması arasındaki farklar aşikar. görüntülerde adama tek bir fiske vurulduğu görülmediği halde adam avazı çıktığı kadar bana niye vuruyorsunuz diye bağırmıyor muydu? peki sizce bu münferit bir vak'a olamaz mı?
chp yapmadı taraftarları yaptı diyenlere: bu parti o insanların oylarıyla oralara geldi. gerçi geldiği yerlerde belli. (bkz: MUHALEFET) böyle seçmenle ancak muhalefet oolursunuz zaten.
o kadar olmadı çok abartıldı diyenlere: o adam tekme tokat dövüldü abartıldı diyosunuz ya, peki tayyip beyin o adama söylediği sözleri dilinize dolayıp aylarca sırf onların üstünden muhalefet yapmak, cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde, mitinglerde, forwardlanmış maillerde, msn nicklerinizde, istisnasız heryerde dolandırmanız abartılmıyor mu?
demokrasi savunusucu !!! chp'ye yakışmayan olaydır.kimse merak etmesin bu adamda sandıkta dövecek nasıl olsa baykal'ı. sadece bu adam değil milyonlar.
baykal 70 yaşına kadar bu ülkeye ne vermiş ki bundan sonra verecek..
özellikle bazılarının demokrasi çığlıkları attığını duymak çok güzel, peki a canlar 1 mayıs'ta insanlar dayak yerken ya da diğer eylemlerde öldürülürken neredeydi aklınız?
tasvip edilmesi gayet normal olaydır.
böyle çanak yalayıcılar her zaman sopa yemekle mükelleftir.
bunun demokrasiyle falan da alakası yoktur, beğenmiyorsa adam gibi oy vermez, edebiyle oturur.
Halk avcılığı üzerinden oy toplamak amacı ile sadaka demokrasisine alıştırılmış bir insanın demokratik tepkiyi ve ifade özgürlüğünü yol ortasında ulu orta bir siyasi lideri durdurup kendisine bağırıp çağırmak olarak algıladığının ve de demokrasi , insan hakları , ifade özgürlüğü gibi kavramları liberalizm lafgüzarlığı ile sözel şiddete dayalı propaganda
yapmak olarak öğrendiğinin bir davranışıdır .
Elbette , hem fiziksel şiddet hem de sözel şiddet doğası gereği insan hakları ve özgürlükleri ile tam bir tezat içerisindedir . Ancak , bir eylem olarak ifade özgürlüğü desteklenen ya da karşı gelinen konu üzerinde söylenen lafların anlamlı bir bütünlük içerisinde uygun bir dille ifade edilmesini gerektirmektedir .
Daha önce de Recep Tayyip Erdoğan'ın bir çiftçi ile olan sözel münakaşasında , ülkenin bir başbakanı olarak kendisinden mevcut ekonomik politikalar doğrultusunda hiç bir gelir elde edemeyen ve üretim yapamayan bir çiftçinin gayet sade ve açık bir dilde eleştirel ve de reel ekonomi içerisinde tarım ile ilgili istatistiklere bakıldığında durumun vahimliği o çiftçinin sözlerini doğrular şekilde anlatılmış bir sorun var . Ancak , bu şartlar altında çiftçiye başbakanın bizzat kendisi tarafından "ananı da al git " tepkisi de var .
Bir başka tarafta ise yukarıda anlatılan şekilde belirli bir konusu olmayan , gayet seri ve şiddetli bir şekilde söylenmiş muhteşem iktidar klişe lafları ile savunduğu şeyden habersiz bir yurttaşın yol ortasında propaganda amacı ile gerçekleştirdiği bir eylem var . Buna karşın Deniz Baykal'ın söylediği tek bir laf yok . Otobüse bindikten sonra oradaki esnaf tarafından fiziksel şiddete maruz kalan bir insan ve bu doğrultuda oradaki halkı kışkırtarak kendisini mağdur göstermeyi başarmış bir tiyatrocu akp zihniyetini temsil eden fikir garibanı o insan .
şaşırtmayan olaydır, ilginç olan recep tayyip erdoğan'ın her cümlesinden cımbızla lafları alıp sınır tanımadan en uç noktada eleştiri yapan zihniyet bu başlık altında niye yazmamaktadır acaba, yoksa deniz baykal ve partisi ne yaparsa yapsın haklı ama ak parti ne yaparsa yapsın yanlış mıdır onlar için, tek yönlü mü bakabilmektedirler acaba mevzulara.
şöyle bir durum var orada; arada bir yerde dövülen vatandaşa karşı terbiyesiz deniliyor. adım kadar eminim ki dayağı yiyen adam küfür etti. küfüre rağmen dövmek doğru mu? yanlış...
normaldir. ben bir fenerbahçeli olarak galatasaray'ın bir kutlamasına gidip de "şampiyon fener ulan. ulusoy'a rağmen hem de!" diye bağırırsam özhan canaydın kılını kıpırdatmaz ama orada bulunanlar bana tekme tokat girişir.
haa, özhan başkan da bana bir şeyler derse o durumda -mesela "3-5 kelleden çıkan sesler bizi bağmalaz, biz işimize bakarız." gibisinden-, orada ne işi olduğu belli olmayan -ya da aslında olan- fenerbahçeli "ben" ile muhattap olursa, işte o zaman sorun var demektir.
