kurt taraftari gibi gorunup, kurtleri soymaktan cekinmeyen ve sonzamanlarda yaptigi bazi yolsuzluklari ortaya ciktigi icin istifayi basan turk dusmani ve ingiltereye, fransaya kendini kole adayan kisi.
sabah sabah bi canlı yayına katıldı telefonla. dtp'nin, yanlış tavırları olduğunu ama tamamen de dışlanamayacağını falan söyledi. günden güne aşındırdılar, dtp'nin terörist duruşunu! geçtiğimiz günlerde bi yemekte buluşup kürt sorununu masaya yatırmışlar. yasalar çerçevesinde kurulmuş, ama eylemleri çoktan yasal çerçevenin dışına taşmış bi parti olan dtp, her geçen gün eylemleriyle de yasal olarak kutsanıyor, muhatap alınıyor.
azınlıkların varlığını kabul ederim, dillerini özgürce konuşmalarından, çocuklarının da, ana dillerini devletin okullarında öğrenmelerinden yanayım.
alevi köylerinin ortasına, milyarlar harcayarak cami yapmanın abukluğuna söylenirim. isterim ki herkesin dini kendine olsun. ben küpeli ve sakallı üniversiteye girebiliyorsam, sıra arkadaşımın da türbanıyla girebilmesinin en doğal hakkı olduğuna inanırım.
şimdi, yatağımda doğrulup yaşadığım ülkeye getiriyorum aklıma. farklı ırkların millieyçiliğini yaptığını savunan iki parti var mecliste: mhp ve dtp! ikisinin de azımsanamayacak kadar çok destekçisi var.
tek başına iktidar olmuş bir parti hükümette: akp. bu geminin kömürü de, din!
öte yandan bi ana muhalefet partimiz var mecliste: chp! hakikaten muhalefet. tabi muhalifliğin içi boş olunca, biraz şaklabanlığı andırır muhalifliğiniz! chp hem milliyetçilik tartışmalarını hem de laik-dinci kutuplaşmasını körüklüyor.
milliyetçi siyaset izlemeyen, başörtüsüne açılım getiren, kendi anlayışında ekonomik sorunlara çözüm getirmeye çalışan bir vekilimiz vardı bir de: ufuk uras! meclise girip birşeyleri değiştirir mi dedik! adam meğer hippilerin entellektüel versiyonuymuş. ayakları yere basmayan, sözde özgürlük türküleriyle yasama dönemlerini izliyor sadece! hah, geçen gün mustafa belgeseline gitti bir de hakkını yemeyelim. atatürkün ne kadar devrimci bir lider olduğunu gösteren bi belgesel olmuş dedi.
şöyle kategorizasyonlardan uzak, bireyi, insani kimliğiyle esas alan, seçimlerinden ötürü insanları yargılamayan-harcamayan hatta, evrensel değerleri kanıksamış, ülkenin ekonomik sorunlarını, kanayan sağlık yarasını dert edinen bir parti yok mu diye düşünüyor insan!
tayyip beyler için yeni bir övünç kaynağı. şimdi meydanlarda, ''işte görüyorsunuuzz; biiiz, yeri geldiğindeee, kim olursa olsuun, gözünün yaşına bakmadaaan, gereğini yapmasınııı, biliriiz! biiz, haklının yanındaaa, haksızın yakınındayııız.'' şeklinde manifestolar dolanıp duracaktır. buna kim inanır? neyse lan birşey demiyorum.
bizzat başbakan erdoğan tarafından görevden alınan politikacıdır. kendisi hala çıkıp haber bülteninde "yorgunum", "yoruldum dinlenmek istiyorum" diyerek ancak ve ancak kendini kandırmaktadır. şaban dişli'den sonra 2. adam da gitti tebrikler sayın başbakan...
az önce show tv ana haberde hiç bir şekilde istifaya zorlanmadığını belirtti.
istifasının son dönemde yaşanan tartışmalarla da alakasının olmadığını tamamen sağlık sorunlarının etkisiyle bu kararı aldığını söyledi.
akp genel başkan yardımcılığından alınması tamamen göz boyama, kandırmaca olan kişidir. çok büyük ihtimalle diyarbakır belediye başkan adayı olarak karşımıza çıkacaktır.
"Buluşmaya Türk'ün yanında DTP Muş milletvekili Sırrı Sakık ve DTP Şanlıurfa Milletvekili ibrahim Binici yer aldı. Yıldız Marina'da dün saat 20.00 sularında biraraya gelen milletvekilleri yaklaşık 3 saatlik bir görüşme yaptı. Samimi bir havada geçen ve kahkahaların duyulduğu yemekte DTP'li milletvekillerinin rakı içmesi dikkat çekti. Hürriyetin orada olduğunu öğrenen Fırat'ın korumaları durumu kendisine bildirdi. Bunun üzerine Fırat, şef garsonu yanına çağırarak basın mensuplarına görünmeden nasıl çıkabileceğini sordu. Garsonun "-Garajı kullanabilirsiniz efendim" sözü üzerine Fırat, Sakık'ın eşliğinde salondan ayrıldı."
"Fırat'ın ayrılmasından sonra görüşmenin içeriğini soran Hürriyet muhabirine Türk, "Fırat üniversiteden beri arkadaşımızdır. Kendisiyle sohbet için biraraya geldik" dedi. Türk, daha sonra görüşmeyi "Tesadüf" olarak nitelendirerek, "Birlikte oturduk biz siyasetçiyiz. Gündemi de konuştuk" yanıtını vermekle yetindi. Yıldız Marina'ya sık sık gittiği öğrenilen Sakık'ın yemeğin ardından Fırat'ı kapıya kadar uğurlaması ve hesabı ödemesi gözden kaçmadı."