dendendenyus şiirleri

entry67 galeri0
    42.
  1. leylak kokulu kıza:

    sersem ağdalı bir bahar günü
    seni gördüm açmıştın bahçede
    büyümüş kocaman lila gözleriyle
    ansızın girdi içime bir kız çocuğu.

    küçük kız;
    nedir elindeki diye sordum
    cevap vermedi önce.
    sonra dudak büktü omuz silkti
    ve umarsız umarsız
    gözlerini bana dikti.

    hiç birşey konuşmadan
    kayıtsız bir eda ile
    çıkardı tek tek
    içimdeki tüm mermileri
    minik elinden diğer ak eliyle
    tuttuğu kavonoza.

    pıt... pıt...pıt...
    sufi sesler yankılandı.

    sadece renk değil ki leylak
    kokusu artık liladan daha da mor.
    delik deşik bedenimden içerlere
    kokuyu taşıyan jokeylerle
    yağız atlar hücüm etti.

    izlerken onu öyle tepeden
    artık düşünmeden de edemem.
    içimde toplanan koku demetinin
    ve güneşin son tayfısın sen.
    *
    * ayrıca: tayf
    2 ...
  2. 41.
  3. arkadaşım hurrem'e

    her kahkahanda gizlenen hüzün

    her kahkahanda gizleniyordu hüzün
    dişlerinin arasında gıcırdıyordu
    kalaylı bir neşe saçılıyordu
    ve gözlerin
    bir çalılığın
    tam merkezinde toplanıyordu
    öyle keskin
    öyle derin
    ve parlak
    yörüngeli bir gezegen
    oluyordu.
    2 ...
  4. 40.
  5. sabah duyulan o neşeli sese;

    bir bahar sabahı
    açılan pencere ferahlığısın

    taze havanın
    içerlere sebepsiz hücümusun.

    bir titrek mumun
    pırlanta yüzünde asılı kalan
    ışığındaki kızıllıksın.

    iyi ki de varsın.
    4 ...
  6. 39.
  7. sardunya'nın cevabı

    açıyorsam kendime
    üstelik;
    tuhaf yabancı
    bundan sanane!

    böyle kafana,
    benim kıskanç kuzenim
    itelediğim eski kısır çanağı
    bir güzel yersin işte.
    2 ...
  8. 38.
  9. ve denden * döndü. başına çanak düştü sanırsam. şaşırtacak galiba...

    sardunya'ya

    ahşap mavi pencere önünde
    tuzlu bir toprak çanak
    ve çizik bir taraça üstünde
    merakla tepeden bakar
    pempe kıvırcık sardunya.

    açar gözlerini
    gece yıldıza gündüz maviye
    kısar gözlerini
    ama hep kendine.

    dünya dediğin yer
    böyle bir taraça önü işte
    sen herkese böyle tepeden
    ıslık çalıp çalıp dalgacı
    ulaşılmaz güvenle
    ve pırıl pırıl bakarken,
    başını sana dineltip
    zahmetle yukarı bakan
    bir dünya fanisi
    bir dünya delisi
    yok mudur?

    olmaz mı
    böyle de güzel
    açılmaz ki!
    2 ...
  10. 37.
  11. şiir formatının değişip değişmeyeceği merak edilen denden * kişisinin beklenen şiirleri. bir an önce aramıza dön denden. (#7667267)
    2 ...
  12. 36.
  13. beşiktaş üsküdar vapuru 2

    zindan gözler
    aralanır
    bir martı güverteden
    işte o an
    havalanır.
    jelatin bir kanat sesi duyulur
    incecik
    ve şehir iki yana
    mavi kızıl
    yarılır.
    boğaz ve güneş
    selama durur
    pırıltılı o çift gözlere.
    4 ...
  14. 35.
  15. beşiktaş üsküdar vapuru 1

    telaşlı martılar
    hep mi
    aceleci
    gözler arar
    o zindan
    gözleri...
    zamanla yarıştır
    zincirlere karşı,
    cesaretle atlayan
    o uzun
    tek adımdır.
    bir ayağın kara
    bir ayağın mavi...
    bu adımdır işte
    kavuşturan
    o çift gözleri.
    4 ...
  16. 34.
  17. ağacın son sözü müthiş bir alıntı... *
    --spoiler--
    yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine. *
    --spoiler--

    ve her zaman yaşanır hayat
    ağaç gibi tek ve hür.
    bazen bir tırtıl gelir
    bazen ise güzel bir kuş gelir
    öter durmadan.
    3 ...
  18. 33.
  19. ket vurdum sana ket ket
    unuttum artık adını
    sen önce beni bi haket
    tutamıyorum ya zamanı.
    3 ...
  20. 32.
  21. ağacın hesabı;

    tırmanırken o
    gözlerinde maviyi seyrederek,
    tırtılın her geçişinde
    biraz gıdıklanarak
    biraz ürpererek
    biraz da korunarak
    dikey yan yana
    kendi özüyle
    tören çoşkusuyla
    o'na pür neşe
    katılmaktır.
    3 ...
  22. 31.
  23. tırtıl'a cevap

    güneşe karşı gelmek
    kabuk değiştirmek
    çatlak mı bırakır gövdede?

    hem, ben sen olmuşken
    bende kaybolsan
    daha ne?

    iki kere iki
    kendinsin.
    3 ...
  24. 30.
  25. tırtıl'ın cevabı

    sen;
    heybetli bir ağaçsın
    üstelik çatlakların da var
    bazen korkarım ben
    oralarda kaybolmaktan.
    5 ...
  26. 29.
  27. tırtıl'a

    küçücük gözlerinle
    kocaman bakarsın gökyüzüne.
    sendeki bu
    hep tırmanma telaşı.
    sorsan sana;
    yerçekimi hep tersine.

    düşme tırtıl düşme.
    ama düşersen
    yine,
    dene!

    ağaçsam
    karşı gelirim güneşe.
    mevsimim kabuk bağlar
    tutunursun.
    ağaç heybetimi
    unuturum.
    5 ...
  28. 28.
  29. hayyam'a

    o;
    eski bir kitap kokusu
    bin yıllık serseri dost
    kulpu kırık testi
    ve içinde yıllanmış güzel şarap.

    bir sevgilisi var
    ama açsan içini
    kırmızı bin taneli nar

    ne güzel söyler yobaza
    anladığı dilden tersten
    hokkayı da yutturur.

    bir abi bir veli bir sevgili
    şarabın içinden çıkmış
    sarhoş akıllı bir deli.

    aklı sihirle buluşur.
    yobazın etekleri
    hemen de nasıl tutuşur?

    o girdiğinde
    dost meclislerinin
    büyür kocaman kubbeleri.

    bin yıllık dostum
    unutma sakın
    arada yokla beni.
    6 ...
  30. 27.
  31. bir şehir var orada
    kalmış sık ormanların arasında
    hani kuş uçmaz kervan geçmez
    ıssızlığın tam ortasında.

    bir şehir var biliyorum
    gecelerde
    ışıkları tepeleri süsleyen
    akşamlarda
    hanımeli kokulu
    sabahlarda
    taze çimen yeşili

    bir şehir var
    kuşatılmış aşklarla çevrili
    bir şehir
    biliyorum
    var.
    3 ...
  32. 26.
  33. bir kadın'a

    bir kadın gelir geceden
    ayakları çıplak bembeyaz
    gezinir bende elleri
    kirli yatağım
    olur ak pak
    saçları,
    süpürür tozumu.

    bir kadın gelir geceden.
    pardüsüsü sade
    gömleği beyaz.
    2 ...
  34. 25.
  35. bırak

    bir kuş tut şimdi
    bir kuş
    kafese bırak

    ahşap mavi
    bir pencere aç şimdi
    gıcırdatarak

    kavrulmuş ellerimi
    tut şimdi
    sonra bırak

    git şimdi
    sabaha
    kuşu ellerime bırak.
    2 ...
  36. 24.
  37. güzel gövdesinden bir çiceği
    sevgiliye koparıp vermek niye?
    bir güzele verirken
    diğer bir güzelliğe kıymak niye?

    sen;
    rengarenk nergisler güller
    kırçıllı isimsiz çiçekler
    ve duru bir papatya arkasında
    daha güzelsin
    sevgili.
    4 ...
  38. 23.
  39. ortak yapım şiircik:

    - gökyüzüm gözlerinde asılı kalır
    + paraşüt bir sevda süzülür derinlere.
    - gözlerim gözlerine değince
    + çakılır hızla benliğine.
    5 ...
  40. 22.
  41. şaşkın kırlangıca;

    özgürlüğü kanat sandın
    iki kanatla arşa değer mi başın?
    ya aşk nasıl olur da uzar gider
    kanadı kırık kanatlarda?

    göç mevsimi gelmez sana.
    sen hiç göçememiş bir kırlanğıçsın.
    o kadar hevesliysen eğer
    önce mevsimleri yaratmalısın.
    2 ...
  42. 21.
  43. aşk;
    bir kırlangıç kanadında,
    orada oraya göç eden
    bir özgürlük.

    sen;
    her zaman orada olacak,
    uzansam tutulacak
    bir çift el.

    mayasında yok ki
    kırlangıcın, avuçlarında yaşasın.
    zamanı gelince,
    her göç mevsimi gibi
    aklına ve düşüncelerine
    özgürlük yerleştiğinde
    bırak, uçup gitsin...
    3 ...
  44. 20.
  45. aşk kırlangıcına;

    bir sevda kırlangıç kanadında
    bir o yana bir bu yana.
    aniden sert bir düşüş
    ve birden yükselir hava boşluğunda

    heyecanlı bir lunapark eğlencesinde
    yanar gibi içimde renkli ışıklar.
    geceleyin tele pinekleyen bir kırlangıçsın
    özlenen...

    aşksın sen.
    4 ...
  46. 19.
  47. sabahları
    attığın mavi simitlerinde
    bir martı gibi avunmak,
    sıcak kucağında
    bir kedi gibi kayıtsız
    tok ve yarı uykulu,
    beyaz taraçanda
    bir güvercin gibi özgür
    maviye kanat çırpmak,
    ve hep acıkıp acıkıp
    geri dönmek
    istiyorum.
    3 ...
  48. 18.
  49. karıncanın cevabı;

    bülbül müsün mübarek
    ortalıkta dut da yok.
    mevsim kış olmasa neyse
    hani diyeceğim; güzel yemiş, gülerek!
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük