halen izlemeyenler için anektot düşmek gerekirse babam ve oğlumdan güzel olmayan filmdir. şahsi fikrim. çetin tekindor oyunculuğunu yine konuşturdu orası ayrı ama çokta abartılacak bir film degil.
Yönetmenliğini çağan ırmağın yaptığı bir dram filmi.filmde en göze çarpan karakter çetin tekindor olmuş büründüğü karaktere yakışır bir hal almış rum aksanını çok iyi doğaçlamış.Filmde 1980' li yılların izmirini anlatıyor.sosyal hayat ve aile kültürüne ağırlık verilmiş. filmi izlerken o dönemde yaşayan ozan olmayı çok isterdim iyi bir aile,mahalle kültürünün yoğun olduğu bir dönem kalabalık bir aile anneanne ve dedeyle birlkte olma vs durumlar. insnların azla yetinip mutlu olduğu dönemleri ele almış tarihsel bir durumda söz konusuydu mübadele dönemi de ele alınmış çoçukluğu giritte yaşayan mehmet beyin mübadele yüzünden ailesiyle izmire göçü ve mehmet beyin giritteki yaşadığı anılara özlemin anlatılıyordu. En beğendiğim sahne şuydu: mehmet bey ne zaman giriti özlese bir yazı yazar sarıp şişenin içine yerleştirip denize yolluyor sonra da diyor ki belki bu notum şuan bizim giritteki evmizde yaşayan bir aileye gider diyor o sahne hoşuma gitmişti filmin sonunda dediği oluyr kendisi öldükten yakın zaman sonra eski evlerinde yaşayan aileden bir kişi cvp veriyor. Bu tarz filmlerin sık sık olması lazm değerlerin kaybolduğu bir dönemde yaşdığmız için bu tarz filmler bizleri içmizde sakladığımız kültürümüzü hatırlatıyor. Filmde geçen güzel bir söz vardı :" Bavulları hiç sevmiyorum efendim. Çok hüzünlü şeyler. Hep geri dönüp gitmeyi hatırlatırlar."
belki daha önce yazılmıştır ama filmdeki en güzel sahne şahsımca ;
çocuğun gaza gelip istiklal marşına başlaması ve babasından tokat yeyip odasına gittikten sonra dedesinin marşı devam ettirmesinin akabinde eve gelen komşunun neyi kutluyoruz demesi.
şimdi bir sürü it anlamaz bu istiklal marşını izmir marşını falan. o zamanlar dedeleri genelde yabancı gemiler ile yurt dışına kaçtıkları için istiklal marşı veya izmir marşı veya onuncu yıl marşının bizim için nasıl değerli olduğunu hiçbir zaman anlamayacaklar.
Egenin yazında çekilmiş filmlerin çoğu güzeldir ama bu filmlerle ilgili bir güzellik değildir egenin kendi güzelliğiyle alakalıdır.
Mesela dedemin insanları gibi.
"gurbet benim icimdedir" o kadar iyi verilmis ki.. magraben bir cezayirli tanımıstım. yani cezayir in azınlıgından. bana demisti ki "fransa da beni arapsın diye asagılıyorlar, cezayir'de magrabensin diye.. hicbir yere ait olamıyorum.."
tam da bunun filmidir dedemin insanları.. istiklal marsını katiyen yarıda bırakmayacak kadar vatan sevgisiyle dolu olup sinirlendiginde yununca kufredecek kadar karmasık insanların filmidir. o kadar guzel bir is cıkarmıslar ki.. filmin aglatmadıgı kısmına da katılmıyorum. ben hungur hungur birkac yerde agladım.
dede figuru sahane bir figur. guclu, keyifli, neseli, guleryuzlu, iyicil, yardımsever, sosyal, humanist, kibar, saygılı.. filmde de dedikleri gibi "bu dunya icin fazla nazik.." zaten bu dunyada kendini fazlalık gibi hissetmesi hep bu fazla inceliginden olmadı mı?
yanına aldıgı cırak cocuga taptım. nasıl bir saflık, mertlik, guzelliktir o cocuktaki? nasıl bir insan sevgisi doluluktur? kız kardesine diger ona uzunca sure ters davranan cocuk icin, ozan icin "o da senin abin" demis ya, bittim orada.. nasıl bir ici temizliktir bu? fransızların dedigi gibi sanırım: "iyilik er ya da gec karsı tarafta da iyiligi dogurur.." ne olur oyle olsun. sırf filmlere has olmasın boyle seyler..
"vatanı satıyorlar.. vatanı satıyorlar.. herkes nereye saklandı?"
"deli degil o. aklı farklı calısıyor.."
"senin kalbin kotu cocuk.. kalbini duzelt."
"metafor nedir?"
"valizleri sevmem. ayrılık getirirler.."
ve su an aklımda kalmamıs onlarca guzel detay.
dedenin denize attıgı mesaj sisesi yunan kıyılarına ulastı ya orada gulumsedim ben.
guzel insanların isleri rast gidermis derler.
hem hayatın gizli bir dengesi var.
--- spoiler ---
cok yasa cagan ırmak.
bu ulkedeki en sevdigim yonetmen olacaksın.