syd barrett'ten sonra pink fLoyd'un gitaristLiğini ve vokaListLiğini yapmış oLan efsane.. uLaşıLmaz bir hassasiyete sahiptir.. soLoLarındaki inanıLmaz tınıLar sizi sonsuz yoLcuLukLara götürür.. şarkıya adapte oLmanızı ve yaşamanızı ister.. ve bunu çok iyi başarır.. geLmiş geçmiş en iyi müzik adamLarındandır.. vokaLindeki hafif titremeLerde şarkıLara güzeL bir hava verir..
david gilmour(1978),about face(1984)ve on an island(2006) olmak üzere 3 solo albümü bulunan bana göre gelmiş geçmiş en iyi gitarist.her şeyin hız olmadığını göstermiştir bizlere.solo albümlerinden özellikle about face müzikal anlamda çok iyidir.
sadece high hopes bile ne bicim bir deha oldugunu anlamamiza yeter.ve bu adam bununla yetinmeyip shine on you crazy diamond diye biseyde gitarla bir olmus, sahsen beni yerden yere vurmus, vurmaktadir ve vuracaktir da. dahasi icin theres no way out of here ve on the turning away incelenesidir. keza,solosu insanin oldugu yere kök salmasina sebep olan comfortably numbda da bizleri bu dunyanin disina dogru iten, yine kendisi olmaktadir. hey youda da gitarin inledigini duydugumuz anlarda, inleten kisidir bizzat. ve suphesiz,wish you were hereı yeryüzünde en insani söyleyecek kişidir bu.
duygusal olarak sydin yerine kimseyi koyamayacak olanlardan olsam da, bizim de bir kulagimiz var ve bu adam onunde secdeye varilacak kadar kusursuz bir gitarist.her ne kadar roger waters beyle birbirlerine girdiklerinden sonra bizi gecmis hakkinda derin derin dusuncelere itse de, her sey bir yana sadece high hopes icin saygi durusunda anarim ben kendisini.
bir kere olsun şehrime gelse, yıldız gibi parlasa, diyorum. 20 haziran 2006 gibi, bir kez daha varsak secdeye..
David Gilmour tanrısal gitar sololarını solo albumlerinden çok Pink Floyd ile yaptığı albumlerle kaydetmiştir.Pink Floyd'a girişi de 60'lı yılların sonlarında o dönemki Pink Floyd'un söz yazarı ve gitaristi olan Syd Barrett'ın medyanın ifade ettiği şekilde yazmak gerekirse kendini LSD ile bitirdiği,ama aslında giderek parçası olduğu popüler kültürden kaçmak olarak yorumlanabilecek de olan davranışları onu Pink Floyd'la başka planları olan Roger Waters ve grubun diğer üyelerinden uzaklaştırmıştı.Syd'in planı insanların bilinç altlarında yaptığı sanatla onlara doğa üstü tecrübeler yaşatmaktı.Roger ise daha realist bir tavır içindeydi ve bu da Syd'in Pink Floyd'tan ayrılma zorunluluğunu yaratmıştı.Böylece bir gitarist arayışında olan Pink Floyd Syd'in eski dostu o aralar Joker's Wild isimli bir grupta çalan David Gilmour'u bünyesine almıştır.David'in gitar tekniği Syd'inki ile karşılaştırılamaz derecede üstündür hatta Syd'in gitar eğitiminin büyük bir bölümünü Dave vermiştir.Bu yüzden zaten David Gilmour ile Syd Barrett karşılaştırılması mantıksızdır.Ama tabi Syd dönemi ve Roger dönemi birbirinden tamamen ayrı tarzda olduğu için dönemlerin karşılaştırılması kaçınılmazdır.
David Gilmour 20. ve 21. yüzyılın en büyük müzikal dehalarından biridir ve bu gitar tanrısı fender stratocaster kullanır.Gilmour'un ekipmanları,kullandığı efektler,onun tonuna yaklaşmak için gerekli bilgiler ve Gilmour hakkında daha fazla bilgi için bu site http://www.gilmourish.com/ yeterince faydalıdır.
Canlı konser kayıtlarını yüzlerce seyredip doyamadığım müzik dahisi.. Bence Roger Waters'ın yerini fazlasıyla doldurmuştur. Ama "The Wall" da apayrı bir efsanedir.