yaklaşık 10 yıldır gitmedim fakat hep içimde kaldı...biz oraya gittiğimizde doğru düzgün bir yolu bile yoktu, böyle kıvır kıvır virajlarda boktan bir araba, kabak memur lastikleri ve allah'a emanet 4 can..
hiç unutmadım datça'yı..yerleşim çok azdı o zamanlar..daha keşfedilmemişti...denizi pırıl pırıldı...tepelerinde anten misali evler çoğalmamıştı daha...gerçi belki şu an da öyledir ama bilmiyorum...inşallah bozulmamıştır...
keçiler geçerdi evlerin arasından...keçi sürüleri vardı bi dolu...dağları kekik kokardı hep...tepelere tırmanırdık arkadaşlarla...bazen sabaha kadar oturur güneşin doğuşunu izlerdik...
şehrin ortasında doğal bir havuz vardı, suyu ılık doğal bir havuz...denize 30m doğal bir havuz...benim yüzmeyi öğrendiğim yerdi orası...duruyor mu acaba..
knidos antik kenti var orada...yarımadının en sonunda en ucunda...işte orası ege ve akdeniz'in birleştiği yer...bir ayağını akdenize sokuyorsun diğer ayağını ege'ye...işte öyle bi yer...
nirvananın tanımını yeniden sorgulatıp, nirvananın batı çıkışlı olduğuna inandıran meleksiz cennettir.
gün batarken kimsesiz bir kumsala gidersiniz ve serin sularda yüz metre kadar açıldıktan sonra, sırtınızı simi adasına verip, okaliptus ağaçlarının arkasından pastel rengine bürünen güneşe doğru yüzmeye başlarsınız, tam sahile vardığınız zamanda güneş seyrine daldığınız dağın arkasından sıcak bir elvada çeker.
ayrıca size şiirler yazdırır;
Aynı ortamda senden önce uyursam eğer
Üstümü tek örten sen ol, kovala yanımdakileri
Örtüm beyaz pike olsun, terletmeden serin tutsun
Geniş yerlerde uyumaya alışmadık ki peri
Yattığım yer derin ve dar...
Merak etme sayıklamam ama yinede suyumu eksik etme
Senin ellerinden yoksunsam eğer yattığım yerde
Sonsuza kadar nadastayım, uykumda bile
Uyuduğum yerde evin olsun
Orası yolun bittiği yerdir
Tek eksiği meleksiz cennet olmasıydı
Hali hazırda senin için bir ev
Kapıdan girdiğin anda,
adı üstünde perili ev olmaya hazır
Lakin yolun bittiği yer neresi dersen?
Datçadan ötesi var mı?
kisa boylu gobekli bir adamla tani$mama vesile oldu datca. eski datca'da yatiyor can baba. icmeye ba$layinca altina i$er, cok kufreder, cok severdi diye anlatti akrani emekli katip saim amca; bir canagin icine oyulmu$ cenin'in gobekkordonundan saliyorsun $arabi, kordonun sonunda topraga ula$ip isitiyor babanin icini. aglayabilirdim.
merkezinde dunyanin en $ansli cocuklarinin okudugu bir ilkogretim okulu var. teneffuste denize girme firsatim olmadi, ozendim o yuzden. sol caprazdan gulumseyen ogretmen evi'ne, kar$idaki cocuk parki'nin salincaklari goz kirpiyor. burasi, diyor saim amca, cennetin fotokopisidir, ben 15 senedir cennetteyim; cehenneme kacack melegim yok.
$ansli otostopcular, mesudiye koyu'ne, hayitbuku'ne, oradan yayan bir bicimde ovabuku'ne, koccaman e$ek arilarina yakalanmadan palamutbuku'ne, oradan da knidos'a dek gidebilirler. tecrube ile sabit: datca ruzgarliysa, istanbul yagi$lidir.
agladim.
kisa boylu gobekli bir adamla tani$tim orada, kendisine ceviz agaci diyor.
7-8 yaşlarımda neresi olduğunu bilmeden öğrendiğim ilçe. yüreğimde sızı bırakan çocukluk aşkımdan kalan çok bilinmeyenli denklemin iki bilineninden birisi. diğer bilineni sanırım şu an özünde barındıran akdeniz ışıltısı.tek kızgınlığım cocukluğumdan neden erzurum'a bu kadar uzak oluşudur. çocukluk işte.. *
eğer henüz virajların birinde tepetaklak olmadıysanız vardığınızda huzurun türkçe karşılığını bulacağınız belde. sahildeki sayısız balık restoranları, domestik alışveriş kültürü ve eylülde giderseniz sakinliğinin yanı sıra çevre bölgelerde doğa ile sırt sırta verebileceğiniz bir yer. gittiğime pişman değiliğim, yine olsa yine giderim*.*
huzur dolu, kafa dinlemek için kaçınılmaz tatil yeri. denizine aşık oluyor insan. özellikle de kızkumu'na. abartı pahalı olması dışında itici gelmeyen yer.
ege ve akdenizin kavuştuğu yer. denizi cam gibi, suyun altındaki rengarenk tasları görebiliyorsunuz.
giderseniz knidos, eski datca ve kızkumuna uğrayın.
yolu yapıldı burası da bozuldu. Hala virajlı bir yolu var ama sonuçta yol düzgün bir hale getirildi ve yapıldı ve burasıda kalabalıklaştı etrafındaki bükler dahi kalabalıklaşmış durumda, anlaşılan yeni yerler bulmak gerekecek.
ege denizi ile akdeniz'in bir arada görülebildiği tek yerdir.taş evleriyle ve tarihi eserleriyle , sevimli ve sakın muğla ilinin turistlik tatil ve liman kasabası.dünyada oksijeni en yüksek yerlerin içinde ikinci sırada gelmektedir.denizi temiz olan ender bir yerdir.
Bakir koyları, yer altı mağaraları, mükemmel denizi ile keşfedilmemiş (umarım hiç keşfedilmez) yeryüzü cenneti.
Yolları eskiden çok bozuktu, şimdilerde ise yapıldı.Evet hala bol virajlı fakat iki şeritli çift yönlü çok geniş bir yol olduğu için içiniz rahat olabilir.
Datça yolu yorucudur fakat aynı anda ege denizini ve akdenizi görmek istiyorsanız mutlaka uğramanız gereken yoldur.Çünkü datça yarım adası, ege ve akdenizi ayıran güzide bir yarım adadır.
Knidos civarından rodos adasını ve bodrum yarım adasını, Datça civarından ise simi adasını(sanırım yabancı damat dizisi için çekim yapılan yerlerden) izleyebilirsiniz.
ömrümün en güzel 6 senesini geçirdiğim, muğla'nın minicik, küçücük, içi dolu kutucuk ilçesi. temiz sahillerimizin son örneklerini gururla barındırır bu memleket.