türkiyeye "darbe edebiyatı" kalıbını kazandıran yürüyüştür. sanki darbeye karşı yürüyorlarmış, demokrasi istiyorlarmış gibi bi hava verip ardından, ışık hızıyla "darbe şöyle kötüdür böyle kötüdür. çok çektik darbeden çook" edebiyatı yapıyor. ulan darbenin kötü olduğunu bi sen mi biliyosun akepe piyonu? sen darbeye karşı mı yürüyorsun akepe şakşakcısı? bırak hikaye anlatma. akepelilere taharet musluğu kullanmasını tembihle sonra yala kıçlarını. en azından biraz daha temiz olur. yahu en azından dürüstce çıkın "biz akp sempatizanı bir grup genciz ve bu yüzden de yürüyoruz" deyin yemin ediyorum saygı duyarım o zaman. kimi kandırıyorsun sen? babam olsa bu duruma "darbenin kötü olduğunu bi sen mi biliyorsun dürzü" derdi. ama ben demem ağzımı bozamam.
bildiğin akp mitingi. tabi adını darbeye karsi 70 milyon adim yuruyusu koyunca daha alengirli oluyor. tek korkum amacı sadece vatana hayırlı birşeyler yapmak isteyen vatandaşlarımızın da mitingin ismine kanıp katılması. zira kendini hiç beklemediği biryerde bulabilir.yoksa kendi aralarında eğlensinler banane. bu arada darbe tabiki kötüdür ama darbeden daha kötü şeylerin olduğunu bilmek de pek iyi birşey değildir. bu duyguyu bana yaşatanlara teşekkürler.
türkiye üzerinde barışçılık, hümanizm gibi kavramların kime ve kimlere hizmet ettiğinin idrak edilebilmesi açısından çok önemli olan yürüyüştür.
barış türkülerini türkçe söylerken, kürtçe dağa çıkalım özgür kalalım türküleri yakanların; terör örgütü destekçilerinin ve türk devletini işgalci olarak tanımlayanların, amerikan kapitalizminin birebir türkiye içerisinde bayraktarlığını yapanların yürüyüşüdür.
içerisinde bulunan sosyalist hede hödö isimli dernekler, kuruluşlar sebebiyle rahatça tekrar tekrar anlaşılacağı üzere; yüzyıl evvelsinden kalma çağdışı bir zihniyet olan enternasyonalizm, kendisini geliştirememiş ve kapitalist emperyalizmin kucağına oturarak onun güdülerine hizmet etmektedir.
maksat darbe karşıtlığı falan değil, türkiye cumhuriyetinin onuru olan ; türk milletinin 2200 yıllık haysiyetini temsil eden türk silahlı kuvvetlerine ağızdan salyalar püskürtmek suretiyle saldırmaktır.
Darbeye karşı mehter takımı gibi iki ileri bir geri adım atanların 70 milyon adım diyerek işin içine darbeler yapmış ve yapmakla tehdit eden kitleyi de soktuklarından bir haber yine demokrasi çığlıklarıyla sözüm ona haklarını arayacakları kolpa yürüyüş. Bu ülkede bizzat devletin kendisi postaldır , yani salt darbe ve ordu eleştirisi yaparken unutulmamalıdır ki bu ülkenin ne derin devleti , çetesi ne de legal savunma kurumları olan ordusu ve polisi başınıza seçtiğiniz yönetici oligarşilerin politikalarından bağımsız bir şey yapmaz. Onlar da amerikalı ve avrupalı kapitalist tekellerin emirlerinden başka bir şey uygulamaz. Geçiniz bu ayakları...*
aslında utanılması gereken hareklettir.
darbelerin çözüm olmadığını bile bile her sabah darbe çığırtılarıyla kalkmaktayız. bir kaç çapulcunun hayattan beklentisi kalmamış 60 70 yaşlarındaki asker, siyasetçi, gazeteci insanların geleceğimizle göz göre göre oynaması sonucu yapabileceğimiz tek şey olduğundan utaılması gereken harekettir.
dünya şartlarına ayak uydurmaya çalışan bir türkiyeye ısrarla darbe gelirse işte o zaman gerçek bir darbe olacağını düşünmekteyim.
"Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir."
zamanında darbeler yüzünden dünyaları ters dönen, şimdilerin tatlı su solcularının " ne darbesi, darbe mi var ortada ki yürüyelim" diyerek dudak büktüğü yürüyüştür.
adamlar "darbe olmuş, hadi yürüyelim arkadaşlar" demiyorlar. "olası darbelere karşı demokrasi kültürünü yaşatalım, birlik olalım 70 milyon adım atalım" diyorlar ama nerde sizde o işinize gelmeyeni yorumlama kapasitesi...
ama doğru ya, size karşı yapılmayınca darbe olmuyordu onun adı, devrim oluyordu di mi, çok pardon ya !
Sınırsız demokrasi budur denilen eylem
Hergün farklı bir başlık altında, aynı, ne olduğu belli gruplar toplanıp toplanıp yürüyor.Dışardan bakan biride Türkiye hakkında kim bilir ne düşünüyor.
başlığı yazan arkadaşın ordu ve yargıyı oligarşi düzeninin uygulayıcıları ve ergenekonun da bunların uzantısı gördüğünden , aklından bu yürüyüşe katılmayı geçiren vatandaşlarımızın olayı bu süzgeçten geçirerek katılıp katılmama kararını vermelerinde fayda olan eylemdir.
ve dahasında istikamet taksim belirtilmiş. istanbul valisi ile emniyet müdürü eğer bu şekilde gerçekleşecek bu eyleme izin verirlerse , yapacaklarının teminatı olanları göz önünde bulundurduğumuzda , aymazlığın sınırlarını yeniden belirlemiş olacaklar.
darbeye karşı olan yetmiş milyon insan bulunur da yine de darbe olur. içinde yaşadığı sistemi mantıksız bulup isyan eden milyonlar bulunur amma yine sistem yürür gider. yani bu şu demek: silah kimdeyse , tank kimdeyse , top kimdeyse güçlü odur ve kuralı o koyar demek.
bence darbeye karşı yetmiş milyon yürüyeceğine yetmiş milyon kişi yetmişer milyon versin tank alalım, top alalım, barutlu birşeyler alalım işte. daha caydırıcı olur. *
akp'nin ve kukla medyasının da destekleyeceği yürüyüştür. türbanlı ve pkk'lı katılımlarıyla abd'den kalın bir aferim alacaklardır muhakkak. millliyetçilik ve ulusalcılık yok olsundur zaten kim siker milliyetçiliği ve ulus devleti bu devirde; globalizm'in pençesinde?
nazlı ılıcak'ın da destekleyeceği bu mitinge katılacakların türkçesi:
- kürtlere özgürlük partisi *
- ''yeter ki türbanı takalım, ingilize domalalım'' diyenler.
- ''başörtüsü özgürlüktür isteyen çarşafla ameliyata girer'' özgürlüğü ve demokrasisi partisi.
- ''banane türkiyenin mozayiğinden, bana ne ülkenin kurumlarından, ben sadece işçi sınıfını
tanırım, ıraklı işçiler benim kardeşimdir, izmirli işveren düşmanımdır, sınırları açalım girsin
ermeniler yaşasın yunanlı işçi kardeşler'' diyen sosyalist hainler. (bkz:ulusal bilinç olmadan
sosyalist olunamaz) (bkz: yurtta sulh cihanda sulh)
not : sanki atatürkçü ve milliyetçi olunca ıraklı işçilere küfür etmiş oluyorsun da.. seni yiyorlar
ülkeni parçalıyorlar bu edebiyatla aslında ama duvara konuşuyoruz!
yargıtay ve anayasa mahkemesi bolca eleştri alacaksa kimbilir başbakan da bir döviz elinde girer
kolkola bir yanında ödp diğerinde leyla zana yürürler işte, big brother ne derse o olur zaten.
konu hakkında bilgisi olmayanların atıp tuttuğu yürüyüş.
birincisi bu yürüyüşü sadece genç siviller düzenlememektedir. hadi genç siviller'i akp'li yaptınız, (öyle değil ama) küresel eylem grubu da mı akp'li? ırkçılığa ve milliyetçiliğe dur de de mi akp'li? yürüyüşe destek veren dsip, sdp, dtp, lambda da mı akp'li?
tamam bir yürüyüşün içeriği eleştirilebilir ama biraz bilgi sahibi olunur be kardeşim... hayır, bir google'ı açacaksın sadece. bilgi sahibi olmak o kadar zor değil.
üstelik afişinde akp hakkında hiçbir şey yazmayan bir yürüyüş hakkında bazı üstün zekalılar nasıl "akp'lilerin yürüyüşü" olduğu sonucunu çıkarabiliyor, pek anlaşılan bir şey değil bu. 27 mayıs'a, 12 eylül'e, 28 şubat'a karşı olmak mı akp'lilik? ergenekon'a karşı olmak mı akp'lilik? parti kapatmaya akp, dtp demeden ilkesel olarak karşı olmak mı akp'lilik? üstün zekalılar bir de soros destekli olduğunu iddia ediyor yürüyüşün. çoğu sadece üye aidatlarıyla zar zor geçinen bu derneklere soros'un destek verdiğini iddia etmek artık başka bir yerimizle gülmek gerektiren bir iddia oluyor.
biraz akıl, biraz izan...
herseyin corbaya dondugu turkiye siyaset gundeminde herkesin kendine gore cıkarlarını
dusunerek katılacagı ya da katılmayacagı miting. akp afedersiniz ibnelerden bile medet umduguna gore oldukca zor durumda. gecenlerde bir akp li ziyaret etmisti galiba lambda
denilen dernegi. katılan partilerin ve derneklerin hangisinin omurgalı-akıllı bir
siyasi durusu var? dtp bile yeri geldiginde din somurusu yapıyor.
herhalde tuzukurular tarafından organize edilen ve tuzukuruların destekleyip katılacagı bir miting olacak.
bir de kıssadan hisse yazayım brecht ten alıntı,
adamın birini tanıklık yapmak uzere mahkemeye cagırmıslar.
tanıklık yapmak uzere yemin etmesi gerektiginde hakim sormus kendisine,
"bu dunya uzerine mi yemin etmek istersin yoksa obur dunya uzerine mi" diye.
adam da "ben issizim" diye cevap vermis.
yakınlarda aydınların toplu bulunmasına müsaade edilmemesi gereken yürüyüş..malum cehennem zebaniliği gibi kutsal görevler atfedebiliyorlar kendilerine..
(bkz: sivas katliamı)
ordu darbe mi yapacakmış ki, işte bunların alayı şeriatçı, bilmem kimin çocukları diyenlere anayasa mahkemesinin yaptığı darbeleri ve genelkurmayın komuta katında onaylanmamış planları hatırlatılması gerektiğini gösteren yürüyüş olmuştur.
lale mansur'un bu gösterideki hali pek bi komiktir. çocukluğu, gençliği zenginlik ve rahatlık içinde geçmiş bir kadının kendisini bir şeylere, bir yerlere ait hissetmesinin bir yaştan sonra ne kadar boş ve anlamsız olduğunu gözler önüne sermiştir, fotoğrafların bir yerinde de nazlı ılıcak vardır ama nedense onda bu durum pek iğreti durmaz ama lale mansur tam bir "bana bir hayat ateşi lazım kardeşler" durumundadır.
kendisinin bir gazete röportajını okumuştum ve oyuncu olmak için bilmem kaç sene psikolojik tedavi gördüğünü söylemişti işte bu nedenledir ki lale mansur denince aklıma hep bu yönden sözler çıkar gelir aklıma ve bunlara engel olamam!
son halife ve taifesinin itilaf devletleri'nin postallarını dilleriyle parlatırken anadolu'ya geçerek hayatlarından başka ortaya koyacak birşeyleri kalmamış türk subayları'nın vatanı kurtardıktan sonra kurduğu türk silahlı kuvvetleri'nin adını kirleten netekim paşa gibi üç beş kendini bilmezin ABD'nin seksenlerde desteklediği üçüncü dünya ülkelerindeki furyadan etkilenerek yaptığı, insanları katleden harekette, katledilenlerin değil de, seksenlerde serbest bırakılan sağ görüşün nedense* desteklediği harekettir.
kendisine gelmeyen varsa; mustafa kemal, padişaha karşı darbe yapıp türkiye cumhuriyeti'ni kurmadı mı? yok, kurmadı diyen varsa gözlerini sımsıkı kapatmaya doyamamış demektir.
amerika'nın desteklediği darbe karşıtlığı mı vardır a be canlar? 80 darbesini amerika yaptırmadı mı? aynı dönemde pek çok latin amerika ülkesinde de amerikan yanlısı darbelerin olması tesadüf müdür?
şimdi aynı sam amca akp gibi bir oluşumla bu kadar ateşli bir şekilde sevişiyorsa bundan kıllanmak çileli halkın hakkı değil midir?
ordu düşmanlığı yaparak elde edilmeye çalışılanı sorgulamak gerekli. elbette ki ordu sempatizanlığı da çok sağlıklı bir davranış değil. ancak çanakkale'de, inönü'de, sakarya'da, dumlupınar'da-varoluş savaşlarımız bunlar; fetih savaşları değil-bizler emperyalizme karşı koymak için türk ordusu olarak çıktık düşmanın karşısına, ne hilafet ordusu, ne ümmet güruhu. kadınlarımıza silah taşıttık, toprağımız için; bağımsızlığımız için. o dönemde karşı ordular kuranlar ne halt ediyorlardı? işgalcilere karşı koymak halife efendimize karşı gelmektir şeklinde bildiriler dağıtmıyorlar mıydı? direnmeyin diyorlardı, savaşmayın diyorlardı. ankara'daki darbecilere uymayın diyorlardı!
neredeyse doksan yıl geçti; osmanlı'nın son döneminden başlayarak 300 yıldır süren alaylı-mektepli kavgası bitmedi.
aklın, bilimin, özellikle bu dünya sevgisinin yanında olanlar, dogmaya saplanmayanlar, ben bireyim diyenler, gerçek özgürlüğün yanındayım, bana yutturulanın değil diyenler, adım adım, ılımlı ılımlı, ekonomik köleler haline gelmek istemeyenler, sorgulayın bakalım;
asıl darbeyi kim yapmaya çalışıyor? istediklerini elde edemeyince abilerine gidip kimler ağlıyor?
kömürle erzakla tahrik imparatorluğu yaratılırsa, adrenalinin boşalacağı yerleri tarih göstermiştir; örneğin fransız devriminde...
daha çok adalet ve kalkınma partisi yanlılarının desteklediği yürüyüş olduğu düşünülmekle birlikte, verilen mesaj son derece sevindiricidir. (bkz: söyleyene değil söylenene bak)
turkçü faşistler hemen yapılan yürüyüşle ilgili olarak yafta peşindeler. saygı duyulası, takdir edilesi bir eylemdir. demokrasimizin vesayetten kurtulabilmesi için böylesi gerçek sivil girişimlere ihtiyaç vardır.
adalet ve kalıkınma partisi yanlılarının özgürlük demokrasi hukuk kavramlarından muzdarip olmaları dolayısıyla onların desteklemesi gayet normaldir sanırım.
