bazıları seda sayan'ın türkçeye katkısı sanıyorlar bu lafı, olsun, onları öyle sevmek lazım.
vakıa şu ki bu sözcük epey bir eski, dang dung konuşmak, dangıl dungul hareket etmek, dangadak, dank etmek laflarında da görüleceği üzere dang ya da dank adlı yansıma sesinden geliyor. ortak yan-yön ise zırvalamak. dangalak ya da kısaca dangoz ise bunun sıfat hali, saçma sapan, pervasızca konuşan-eden anlamında. öz be öz türkçe, atalarımızdan miras.
çakma konversler gibi , ya da şu pahalı çantalar gibi ; kendilerini olmadıkları kadar zeki ,tam donanımlı olmadıkları konularda uzman , tartışmaya gelince uslup bilmedikleri halde dialetik felsefe parçalayabilecek kimseler gibi gösteren çakma entel , çakma politikacı , çakma politikacının bi boktan anlamayan anca havhavlayan köpeğidir dangalak.. en acısı kendi farkında değildir. ben de böyle bi dönem geçirmiştim, misal 16 yaşlarında her konuyu ben bilirim , her fikrim yeni bi ideoloji kıvamında sanırdım , okula geldim , baktım adamalr benim "x şudur" cümlemi kurabilmek için deneyler semineler yapıyolar. benim unuttuğum cümleyi , yok böyle değilmiş hefe diye bana söylüyorlar. o zaman bu dangalaklığı bıraktım.. mamahif ,bunu görüp , kabullenmek yerine ,dangalaksınız kardeşim bak dedikleriniz böyle değil dersen , nasıl bi hazımsızlık ve olmadığı bi şeyi aynada öyleymiş gibi görmedir ki , sensin dangalak böö derler..
bu kelimenin diğer argo kelimelerden farklı bir söyleniş tarzı vardır. bu sebeple tercih sebebidir. en yoğun köpürme halinde bu kelimeyi söylemek bile büyük bir rahatlama sağlar. işte bu kelimeyi telaffuz ederken o 'g' ve 'k' harflerine yapılan vurgu var ya... ben ona bitiyorum işte!!!