allahın belası daha ne istiyosun diye bitirdiği i remember şarkısında , eminim ki çoğumuzun hissettiğini sandığı tırt romantizmine bi nebze gerçeklik katıp gerçek hislerimize tercüman olmuştur..
yok öyle "aşgııım sensiz yaşayamam :(("lar.. senle kendimi buldumlar..
and i wanna hear what you have to say about me
hear if you're gonna live without me
i wanna hear what you want
what the hell do you want?!
true blood serisinin nine crimes bölümünde dinlemem ile birlikte hayranı olduğum şarkıcıdır. nine crime şarkısının demosu , albumde bulunandan daha güzeldir.
içten söyleyerek şarkılarındaki samimiyeti kanıtlar adeta. dinlendiğinde insanı duygulandıran ve hatta ağlatan şarkılarıyla çok küfür ettiğim bir indie folk sanatçısıdır. ve iyiki vardır.
o ve 9 'dan sonra artık bir şeyler yapması gereken müzisyen. ecnebiler songwriter demekte ısrarlı. şarkı sözü yazarlığı, az biraz kent ozanlığı...
2 albümü de defalarca dinlemiş birisi olarak 3. albümü merakla beklediğimi söylemeliyim. hele 9 gibi değil de o'ya daha yakın olursa yeni albüm tadından yenmez.
edit: yap artık bir şeyler... duy, sesimi dostum!
bile denir kendisi icin. sezen aksu erkek güzeli sarkısını ona yazmıstır hatta. yemeden yanında yatılası biridir. sarkıları da güzeldir * o degil de her türlü gideri var.
volcano ile başlar ızdırap.. bir ilişkinin içine girersiniz.. bir sefer 'acıtan' tarafın gözünden dinlersiniz şarkıyı.. 'don't build ur world around, volcanoes melt u down' dersiniz.. uzak dur benden, canın yanmasın dersiniz.. tek ihtiyacım olan bir öpücüktü, hepsi bu kadar dersiniz.. bir sefer 'acıtılan ama gururlu' olursunuz.. 'don't drag my love around, volcanoes melt me down' dersiniz.. kendinize acır, sürüklenmekten yılar, yorulur, haykırırsınız.. garip bir hüzün, bolca sevgi, hatta değer verme vardır ama her iki tarafta da.
cheers darlin' ile hayatınızın aşkının gözlerinizin önünde, avuçlarınızdan kayıp gidişini görürsünüz.. onun o yenik, yıkık haliyle bir kadeh d siz kaldırırsınız.. 'And I die when you mention his name. And I lied, I should have kissed you.. When we were running in the rain' diye ağlarsınız.. 'ben neyim senin için?' dersiniz.. müzikle yükselir, isyan eder, sonra çökersiniz.. 'What am I, darlin'? A whisper in your ear? A piece of your cake?' dersiniz.. değersizlik hissini daha iyi ifade eden başka bir şarkı yoktur herhalde..
the animals were gone'da huzurlu bir hüzün vardır. tam da ihtiyacımız olandır.. ayrıca samimidir, gidişi kabullenmiştir. açıktır, sadedir, söylemek istediğini söyler, ısrar etmez, tekrar etmez.. söyler ve çekilir.. 'At night I dream without you.. And hope I don't wake up.. 'cause waking up without you.. Is like drinking from an empty cup'
elephant ise benim favorilerimdendir.. 'Well, this has got to die, this has got to stop..' der sakin ve soft bir şekilde.. 'hakkaten' dersiniz uzayıp sürencemede giden şeyler için.. üstelik artık yılmışken, yorulmuşken tam bu tonla söylersiniz.. sakin bir 'yeter artık'dır bu..
'I can't take my eyes off of you' tekrarında ise içinize işler The Blower's Daughter'da..
sadece dinlemek yetmez, sindirilip hissedilesidir..
accidental babies adında çok kaliteli bir şakısı olan, blower's daughter ile gönüllere taht kuran, creep ile süper cover yeteneğine sahip olduğunu gösteren,canlı performansları çok başarılı ve duygu yüklü olan harika müzik adamı.