bugün
- anın görüntüsü17
- anneler günü9
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak28
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar27
- ismet gurbuz 202411
- türkiye den soğuma sebepleri21
- sözlüğe kız getirmek10
- 2024 eurovision şarkı yarışması12
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları16
- bir kızı kucakta zıplatmak11
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek8
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması8
- erkeklerin sadakatsiz olması13
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim11
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne20
- tamirciye veren kadın13
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- şu an hissedilen duygu12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- yorgun mermi8
- icardi1905'in sözlüğü bozması31
- beni özlediniz mi doğru söyleyin13
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- karşı cinse giyim önerileri15
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü8
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- psikolog fiyatları12
senegalin başkenti.
(bkz: dakar rallisi)
afrika'nın en kalabalık şehirlerinden biri olmakla birlikte, şehir nüfusunun büyük bir bölümü müslümandır.
uzun bir süre fransa sömürgesinde kalan sehir 20 mayis 1960 dan itibaren senegalin baskentidir. ayrica dakar ankara, bakü, Washington, Ann Arbor, Cezayir ve Rosario ile kardes sehirdir.
82.5 kilometrekare büyüklügündeki sehirde 2004 deki verilere göre yaklasik 1 milyon kisi yasamaktadir.
sehirdeki özel radyo istasyonlari SUd FM, Nostalgie, Rfm, Walf FM ve Sept FM dir. dakardaki günlük gazeteler ise Le Soleil, Sud Quotidien, Wal Fadjri, Le Quotidien ve Le Matin.
sehir ayrica 1957 den bu yana Universite Cheikh Anta Diop de Dakar isimli üniversiteye ev sahipligi yapmaktadir.
82.5 kilometrekare büyüklügündeki sehirde 2004 deki verilere göre yaklasik 1 milyon kisi yasamaktadir.
sehirdeki özel radyo istasyonlari SUd FM, Nostalgie, Rfm, Walf FM ve Sept FM dir. dakardaki günlük gazeteler ise Le Soleil, Sud Quotidien, Wal Fadjri, Le Quotidien ve Le Matin.
sehir ayrica 1957 den bu yana Universite Cheikh Anta Diop de Dakar isimli üniversiteye ev sahipligi yapmaktadir.
afrika kıtasının en batı ucudur.
iletinin amacı bundan sonra gidecek dostlara yardım olmasıdır. malum nadide şehirlerden biri olduğu için az bulunuyor tecrübe eden.
thy de yaklaşık 7 saat kadar süren bir hava yolculuğu var dakardan önce moritanyaya inip yolcu alıp bırakıyor ve sonra bir saat daha devam ediyorsunuz.
bizden vize istiyorlar. vizeleri de pasaportunuza vurdukları matbu kaşenin üzerine el yazısı ile vizenizi işliyorlar. havalimanına indiğinizde parmak izi ve kamera gibi bir prosedürleri var. bundan öncesinde uçakta verilen ve aynısını çıkışta da dolduracağınız bir form var ve nedense meslek vs gibi kısımları detaylı doldurmanızı istiyorlar. sonuç itibariyle kontrolden geçiyorsunuz.
havalimanı zaten şehrin geri kalanını size anlatıyor heryer pislik içinde. enteresan bir yapı var. ortada bir denetleme mekanizması varmış gibi ama yok. çıkışta valizlerinizi x rayden geçirirlerken sizi ve el bagajlarınız sormuyorlar hatta valizinize bile baktırmaadan çaktırmadan geçebilirsiniz.
bu şehirde yoğun bir hat satma merakı var daha iner inmez size yapışan dakarlılarla seyahatinizin sonuna kadar sürecek birlikteliğiniz burada başlıyor.
ingilizce onlarda yok bizde de sadece no fğanse ve mersi var* * otellerden muhtemelen en düzgünü radisson hem yeni hem temiz. diğerleri dakara göre lüks de olsa kendine has kokusuyla bütünleşik. okyanusun nemi binaların eskiliği ve bakımsızlığı insanlarında fakirliğe alışmaktan kaynaklı kirli elbiselerle gezmeye alışkanlıklarından olsa gerek o koku sizi hiç yalnız bırakmıyor.
gitmeden aşınızı mutlaka olun aşı kartınızı da unutmayın. ilaçları ben kullanmadım ama sivrisineklerle hiç münasebetim olmadı. ama etrafta sivrisinek çok biz gittiğimizde serin zamanlarıydı hava 25 30 arasıydı sivrisinekler vardı oldukça.
gitmeden yanınıza sinkov unuzu anti bakteriyelinizi alın yine de.
görülecek yerler meşhur köle adası gore adası, afrikanın yeniden doğuşu heykeli rönesans heykeli ve deniz feneri olarak 3 başlıkta toplanabilir.
yeme içme konusunda naturel ve without sos lu cümlelerinizle gayet güzel balıklar yiyebilirsiniz. bunun dışında kaliteli yerlerde güzel yemekleri mevcut. müslüman oldukları için helal kesim olduğuna güvendik ama temizliği konusunda bir tereddütümüz vardı hep ama sonuç değişmedi. yedik. *
insanları genel olarak sıcakkanlı ama fakirliğin etkisiyle çarşıda pazarda size birşeyler satmak için yapışa tipler dilenen küçük çocuklar ve genelinde fakirliğin her türlüsünü göreceksiniz.
sendega market diye bilinen bizim karaköy yada itfaiye meydanına benzeyen bir pazarları var mümkünse gitmeyin.biz 3 erkek bir tarafımızı kollayarak gezdik. ve bir süre sonra etrafımızda 8 kişi vardı onlarla beraber geziyorduk.
taksilerde taksimetre yok heryerde pazarlık var ölümüne pazarlık. 20000 cfa dan başlar sen ne veriyorsun diye sorar kesinlikle 1000 deyin. sonra 3000 e anlaşırsınız. dönüşte de havalimanları berbat. bekleme salonunda sıcak ve kirden telef oluyorduk.
giderken ve oradayken mümkün olduğunca uzun kollu şeyler tercih edin svirisineklere karşı.
küresel dünya orada da size orjinal şeyler bırakmıyor ama ağaç işlemeleri afrika kumaşları ve boynuzlara işlenmiş biblolar alabilirsiniz.
şu belgesellerde minibüsün arkasına asılı giden afrikalıları izlediğiniz şehir burası. minibüslerde cam yok bol süslü ve etrafında sarkan insanlarla dolu.
burada beni en çok şaşırtan çılgıncasına spor yapan insanlar. kumsallarda yol kenarlarında günün her saatinde insanlar deli gibi spor yapıyorlar.
giderken yanınıza euro almaya çalışın dolardan daha geçerli.
sörfden anlıyorsanız okyanusun hırçın dalgalarıyla savaşabilirsiniz. *
aklıma gelenler bunlardır.
thy de yaklaşık 7 saat kadar süren bir hava yolculuğu var dakardan önce moritanyaya inip yolcu alıp bırakıyor ve sonra bir saat daha devam ediyorsunuz.
bizden vize istiyorlar. vizeleri de pasaportunuza vurdukları matbu kaşenin üzerine el yazısı ile vizenizi işliyorlar. havalimanına indiğinizde parmak izi ve kamera gibi bir prosedürleri var. bundan öncesinde uçakta verilen ve aynısını çıkışta da dolduracağınız bir form var ve nedense meslek vs gibi kısımları detaylı doldurmanızı istiyorlar. sonuç itibariyle kontrolden geçiyorsunuz.
havalimanı zaten şehrin geri kalanını size anlatıyor heryer pislik içinde. enteresan bir yapı var. ortada bir denetleme mekanizması varmış gibi ama yok. çıkışta valizlerinizi x rayden geçirirlerken sizi ve el bagajlarınız sormuyorlar hatta valizinize bile baktırmaadan çaktırmadan geçebilirsiniz.
bu şehirde yoğun bir hat satma merakı var daha iner inmez size yapışan dakarlılarla seyahatinizin sonuna kadar sürecek birlikteliğiniz burada başlıyor.
ingilizce onlarda yok bizde de sadece no fğanse ve mersi var* * otellerden muhtemelen en düzgünü radisson hem yeni hem temiz. diğerleri dakara göre lüks de olsa kendine has kokusuyla bütünleşik. okyanusun nemi binaların eskiliği ve bakımsızlığı insanlarında fakirliğe alışmaktan kaynaklı kirli elbiselerle gezmeye alışkanlıklarından olsa gerek o koku sizi hiç yalnız bırakmıyor.
gitmeden aşınızı mutlaka olun aşı kartınızı da unutmayın. ilaçları ben kullanmadım ama sivrisineklerle hiç münasebetim olmadı. ama etrafta sivrisinek çok biz gittiğimizde serin zamanlarıydı hava 25 30 arasıydı sivrisinekler vardı oldukça.
gitmeden yanınıza sinkov unuzu anti bakteriyelinizi alın yine de.
görülecek yerler meşhur köle adası gore adası, afrikanın yeniden doğuşu heykeli rönesans heykeli ve deniz feneri olarak 3 başlıkta toplanabilir.
yeme içme konusunda naturel ve without sos lu cümlelerinizle gayet güzel balıklar yiyebilirsiniz. bunun dışında kaliteli yerlerde güzel yemekleri mevcut. müslüman oldukları için helal kesim olduğuna güvendik ama temizliği konusunda bir tereddütümüz vardı hep ama sonuç değişmedi. yedik. *
insanları genel olarak sıcakkanlı ama fakirliğin etkisiyle çarşıda pazarda size birşeyler satmak için yapışa tipler dilenen küçük çocuklar ve genelinde fakirliğin her türlüsünü göreceksiniz.
sendega market diye bilinen bizim karaköy yada itfaiye meydanına benzeyen bir pazarları var mümkünse gitmeyin.biz 3 erkek bir tarafımızı kollayarak gezdik. ve bir süre sonra etrafımızda 8 kişi vardı onlarla beraber geziyorduk.
taksilerde taksimetre yok heryerde pazarlık var ölümüne pazarlık. 20000 cfa dan başlar sen ne veriyorsun diye sorar kesinlikle 1000 deyin. sonra 3000 e anlaşırsınız. dönüşte de havalimanları berbat. bekleme salonunda sıcak ve kirden telef oluyorduk.
giderken ve oradayken mümkün olduğunca uzun kollu şeyler tercih edin svirisineklere karşı.
küresel dünya orada da size orjinal şeyler bırakmıyor ama ağaç işlemeleri afrika kumaşları ve boynuzlara işlenmiş biblolar alabilirsiniz.
şu belgesellerde minibüsün arkasına asılı giden afrikalıları izlediğiniz şehir burası. minibüslerde cam yok bol süslü ve etrafında sarkan insanlarla dolu.
burada beni en çok şaşırtan çılgıncasına spor yapan insanlar. kumsallarda yol kenarlarında günün her saatinde insanlar deli gibi spor yapıyorlar.
giderken yanınıza euro almaya çalışın dolardan daha geçerli.
sörfden anlıyorsanız okyanusun hırçın dalgalarıyla savaşabilirsiniz. *
aklıma gelenler bunlardır.
türk hava yolları nın, nouakchott aktarmalı direkt seferlerinin olduğu, nemini ve pisliğini vücudunuzun her yerinde hissedebileceğiniz senegal'in başkenti. her ne kadar müslüman bir ülkenin başkenti gibi dursa da, diğer afrika başkentlerine göre daha modern bir yapısı var gibi. ama o nemle yaşamak da çok zor olsa gerek. halkın çoğunluğu müslüman ve belirli bir zaman sonra muhabbete girdikten sonra size sempati besleyebiliyorlar, ama eğer ki bir şey satın alacaksanız kesinlikle pazarlık yapın. bir de, ''ne diyo la bu?'' diye dik dik bakmanıza rağmen ısrarla fransızca ya da, oranın yerel dili ile konuşan adamları sallamayın. bu arada leş havalimanı için;
(bkz: leopold sedar senghor uluslararası havalimanı)
(bkz: leopold sedar senghor uluslararası havalimanı)
güncel Önemli Başlıklar