sokaklarının her bir taşında çocukluğumun gizlendiği, halkının büyük bir kısmının balıkçılıkla geçimini sağladığı, çevresinde irili ufaklı 20 küsür tane hepsi birbirinden bakir adacığın bulunduğu, boş olan her arsaya bir ev dikilmesine rağmen içine girdiğinizde sokaklarında hala masumiyeti bulabileceğiniz ada, adam, memleketim...
asıl adı nesos olan ada. osmanlı zamanında türkleştirme amacı ile türkçe bir kelime olan cunda ismi verildi. daha sonra bazı az zekalı insanlar tarafından, halihazırda türkçe olan isim, tekrar türkçeleştirilmiş ve alibey adası ismi verilmiştir. ada halkı da, ayvalık halkı da bu ismi hiç bir zaman benimsememiştir.
ayvalık anakarasına lale adası aracılığı ile bağlıdır.
haberi ile kendini hatırlatan adacık. çizimler iyi hoş da bana biraz abartı gibi geldi o köprü oraya. daha ufak nazik bişey olsa olmaz mıydı?
hem o köprünün ada tarafında 2 adet 5*lı otel var. tam o koca ayakların olduğu yerlerde. o adamlara yazık değil mi otelleri gölgede kalacak otoban gibi bi köprünün yanında.
güncel durumda bir bira + bir kadeh şarap + 10 midye + patates kızartması + dondurma nın 1400 tl tuttuğunu öğrendim.
artık ne kadar tutarsa tutsun fiyatları normalleştirdiğimi düşünürken asla normalleştiremediğimi fark ettim.
denizinden ziyade akşamlarını daha çok sevdiğim ülkemizin cennet köşelerinden biri.
taş kahve'de kahve iç, lokmacı saki'de lokma ye, yerel dondurmaları , buzlu bademi dene, meyhaneler sokağında yürüyüş yap. sadece 1-2 km yürüyerek gezen, eğlenen pozitif duygularla dolu insanların arasında bir yaz akşamı geçir. bu bile çok iyi geliyor, beach clublara binlerce lira saçmanın, lüks otelleri para baymanın gereği yok.