duraksama ifadesiydi iki nokta..
saniyede 20 kare gösteren filmi bir buçukuncu kareyi gösterirken görüntüyü dondurma sırasındaki hissin başka türlü
ifadesi olabilir miydi..
ve james köşeyi döndüğünde onu gördü.. artık kaçınılmaz son gelmişti.. ve hatta çatmıştı..
james gözlerini kıstı.. artık kaçmayacaktı.. hayatının müsabakasına hazırdı.. hazır olmak zorundaydı.. eline kalemini aldı.. içten içe hep bugünün geleceğini bildiğinden, kalemini hep yanında taşımıştı.. ve o melun kağıdın başına gitti..
''james eve gelirken iki de ekmek kap..'' yazıyordu kağıtta..
james iki noktanın yanına üçüncüyü eklerken bir şey hissetmedi.. basitti bir bakıma.. hayatını buna adamış olmasına rağmen.. basit olsun istemezdi.. ama öyleydi..
iki nokta bir melankoliyi temsil eder,tam anlamıyla kararsızlıktır,bir bunalımdır aslında.yazan insanın o anki durumuna da bakarak cok da yadırganmaması gereken durumdur.
dahi anlamındaki de'yi bitişik,
ismin de hali anlamındaki de'yi ayrı,
bağlaç ki'yi bitişik,
iyelik eki ki'yi ayrı,
soru eki mi'yi bitişik yazanlara uyuz olmaktan daha derin bi hissiyat değildir herhalde..
ünlemin odunsu yapıda olduğunu sanıyordu rıfat..
rıfat daha 33 yaşındaydı..
meğer ünlem, mikadandı..
mikanın heptasülfürdikarbonattan oluştuğunu bir bilseydi..
ah bir bilseydi..
kırmaya çalışır mıydı..
..
ünlemin noktası rıfat'ın gözüne kaçmıştı..
annesi sordu, rıfffffat ne ovaliyörsun gözünü diye..
rıfat ekledi, hayır önce birşey söylemesi gerekirdi ki eklesin, söyledi:
gözüme ünlemin noktası kaçtı anne..
biliyordu, saçmaydı..
fıstık kabuğunun enter tuşunun arasına kaçmasına mı üzülmeliydi, yoksa ünlemin noktasının gözüne kaçmasına mı..
ilk defa bu konuda benimle aynı şeyi paylaşan birilerinin olduğunu görmemi sağlayan konu. daha önce yıldızsözlük'te bahsetmiştim bundan, dayak yemediğim kaldı.
demiştim ki, cümlesinin sonuna iki nokta koyan, burasını bu sefer boş bırakıyorum.
üç nokta * okuyanın göz zevkini bozacak ya, tek nokta koyarsa da o derin, hassas, ince, muazzam, olağanüstü iç dünyasında o konuda hala düşündüğünü anlatamayacak ya, iki nokta koyuyor bazı arkadaşlar.
allah sizi fenerbahçeli yapsın, aziz yıldırım yapsın, faşist yapsın.
bu konudaki düşüncelerim son 1 yılda falan kafamda olduğundan sözlükteki eski yazılarımda iki noktalı bol bol çıkabilir.
çoğunlukla iki nokta koyanları ''ya üç nokta koyun ya tek la melankolik misiniz ibneler?..'' şekli eleştirenlerin halet-i ruhiyesidir..
oysa ki bilmezler mi bu insanlar, türkçede her cümlenin sonuna üç nokta (...) da konulmaz, yanlış olur..
ah bilmezler mi, soruyorum size?..
a)bilmezler..
b)bilmeyegörsünler..
c)cebit bilişim fuarı..
d)ben bilmem beyim bilir..
e)bilebilirler, bilemiyorum..
f)diye şık mı olur lan deli misin?..
uyuz olacak her şey bitti ve yazarların koyduğu 2(iki)(..) noktaya geldik. olm ben sizin yazım yanlışlarınızdan, anlatım bozukluklarınızdan, yüklemle nesneyi sikiştirmenizden rahatsız oluyor muyum? hayır, skimde değil. burası tdk mı peki? o da değil.. ee derdiniz ne goncagüllerim? asıl uyuzluk sizin yaptığınız ulan.
çeşitli sebebleri olabilir . noktalama işaretlerini öğrenememş olmakdan , üşenip ''nasıl olsa karşımdaki anlar'' düşüncesiyle iki noktaylaya yetinmekden , aykırı olmaya çalışıp yeni kurallar oluşturmaya çalışmakdan , gibi çeşitli örneklerle çoğaltıla bilir .
esasında tıbbi bir durumdur.. halbuki iki nokta koymak sıradışılıktır.. bunu bilmezler..
kendi şizoid dünyalarının paralel evrenlerinde metrobüslerle seyehat eden bu spekülatörler, sözlük adını
verdikleri sanal ortamlarda iki noktanın cazibesini gebertene kadar kullanan biz masum edebi düşünürleri
karalamaktadırlar.. ille iki virgül üç ünlem ve altı soru işareti mi kullanalım ki bu cehalet son bulsun..
ve desinler ki; hakkaten sözlük aydınlarımız doğrusunu yapıyormuş.. artık.. biz de.. biz.. biz de.. iki..
nokta.. kulla.. kullanalım.. bol.. bol..
ani bir manevrayla benim de dahil olmaya başladığım haldir, artık ben de başka başka şeyler koyacağım cümlelerimin sonuna#
ee güvenmeyecektiniz bana ibişler%
