(bkz: hanım koş tespitçi gelmiş) cumhuriyet gazetesine amerikancı diyen gazeteye bakın açık açık fettullahçı bir gazete olan "zaman". ben bu gazetenin sözlerine mi inanayım şimdi. (bkz: ben buna gülerim)
kendine bakmadan cumhuriyete saldiran bir yazar cumlesidir. lakin su vardir asagi tukursen sakal yukari tukursen biyik. iki gazete de iki uclardadirlar. ikisininde zaman zaman sacmalamalari ve birbirlerine bok atmalari gormemis degiliz ki cumhuriyet gazetesinin web sayfasin sadece uyelik olursaniz okuyabilme sansiniz oldugu zamanlarida gormus insanlariz. sukru sina gurel i nedensiz gazete disina atmalarini anlamadik. zaman da ise her zaman savunduklari sahsin hala sagligina kavusamamasi!! dolayisiyla amerika da bulunmasina anlam veremedik. kimin ne oldugunun anlasilmasi zor bir ulkedeyiz vesselam..
--spoiler--
Fethullah ın Gazetesine Bak..
Bizim dünkü gazetenin birinci sayfasındaki habere takıldım..
Aktarıyorum;
"Zaman ın fazla tiraj oyunu!"
Söylemeye gerek var mı bilmem, Zaman "Said i Nursi-Fethullah Gülen" ikilisinin gazetesidir...
--spoiler--
şimdi, cumhuriyet gazetesine böyle bir çamur atan salağa sormak lazım;
- patronun kim?
fethullah gülen.
- kendisi şuan nerede?
amerika da
- niye gitti?
türkiye'den kaçtı.
peki be lavuk adam.. ne b.kuma cumhuriyete saldırıyorsun ?? önce kendi k.çındakini temizlesene.. sahibin amerika da, köpeği olan sen, kaynağı g.tün olan bir yazı yazıyorsun.
saçmalığın daniskası. ama şaşırmak için herhangi bir neden yok. dezenformasyon konusunda oldukça tecrübeli olan bazı yayın organlarının bunları ortaya atmasına neden şaşıracağız ki? ilhan selçuk bazı konularda görüşlerini paylaşmasamda genel olarak olumlu yönde baktığım bir aydındır. ancak madem saçma sapan, ipe sapa gelmez bir şekilde "alakasız olarak bok atalım ortaya, temizleyene kadar yeriz kaymağını" gibi son günlerin modasına uygun olan bu iddia atıldı ortaya o halde irdeleyelim biraz.
önce ilhan selçuk nedemiş tam olarak bakalım;
--spoiler--
Kuzey Irak mı dedin?..
Akla ne geliyor?..
PKK...
Bush Amcasının kolları kanatları altında geviş getiren terör örgütü PKK nin işi gücü Güneydoğu Anadolu da mayın döşemek...
Ya bizim işimiz gücümüz ne?..
Mayın tuzaklarına düşerek şehit olan Mehmetçiklere cenaze töreni düzenlemek...
Oysa Başkan Bush, terör örgütü PKK yi temizlemek için işgali altında bulunan Kuzey Irak ta Türkiye ile işbirliği yapsa bu sorun bitecek...
Ama Bush anasının gözü...
Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ise babasının gözü...
ikisi de Türkiye de AKP iktidarıyla kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlar!.. Oynanan oyun öylesine açık seçik, çarpıcı ve kaba ki bizim medyada durumu sözüm ona diplomatik dile tahvil etmek isteyenler gün geçtikçe gülünçleşiyorlar...
Peki, Başkan Bush un gücü nereden geliyor?..
AKP den...
AKP iktidarının yazgısı Bush yönetiminin elinde...
Bush "adam"ı ister tuvaletin deliğine süpürür..
ister kullanır..
ister vezir eder..
ister rezil...
Daha önümüzde biraz zaman var; ama, öyle görünüyor ki Başkan Bush adamı tuvaletin deliğine süpürmeyecek...
Tepe tepe kullanacak..
Nerede?..
Çankaya'da mı?..
Adam ne diyor?..
Bekliyor..
Diyor ki;
-Herkes beklesin!.. Daha Çankaya adayımız belli değil...
Neden belli değil?..
Çünkü bu kez Türkiye'de Cumhurbaşkanı adayının yazgısı Beyaz Saray da saptanacak...
Beyaz Saray..
Ve Çankaya..
Biri Amerika nın Başkanlık Sarayı..
Öteki Türkiye nin Cumhurbaşkanlığı Köşkü..
Çankaya ya çıkacak kişinin Beyaz Saray da saptanması kaderin Atatürk Cumhuriyeti ne oynadığı oyundur...
Bu siyasi oyunun türü nedir?..
Komedi mi?..
Dram mı?..
Eğer Bush "adam" ı deliğe süpürmezse, "adam" da Çankaya ya Cumhurbaşkanı olarak çıkarsa çoktan satılmış kimileri diyecekler ki;
-Türkiye de demokrasi var!..
Oysa seçmenin 4 te 1 inin oyuyla Meclis in 3 te 2 sini ele geçiren partinin Cumhurbaşkanlığı seçimindeki oldubittisi Beyaz Saray ın Çankaya atamasından başka bir şey değildir...
Şimdilik gözler Beyaz Saray da...
Tuvaletin deliği açık...
Sifon kolu bekliyor...
Adam ın yazgısını saptamak hiç de kolay değil...
--spoiler--
saçmalamadan bu yazıya karşı çıkamadıklarından dolayı lafı eveleyip geveleyerek, daha geçen günlerde abd'li bir yetkilinin "bize en yakın parti halen akp" dediğini bilerek, buna rağmen hiç utanmadan, "abd artık türkiye'de etkili değil" diyebilmek çocukçadır. cumhuriyet gazetesine yapılan bu saygısızlığın nedeni aslında bu yazıda değil aslında. bunun nedeni ve neden ilhan selçuk'la uğraşıldığı biraz aşağıda..
--spoiler--
Fethullah ın Gazetesine Bak..
Bizim dünkü gazetenin birinci sayfasındaki habere takıldım..
Aktarıyorum;
"Zaman ın fazla tiraj oyunu!"
Söylemeye gerek var mı bilmem, Zaman "Said i Nursi-Fethullah Gülen" ikilisinin gazetesidir...
Neymiş Zaman ın oyunu?
Daha önce bu köşede yazıldı; ama, gerçeğin yinelenmesinde saymakla bitmez yararlar var..
Zaman gazetesi 15 bin satıyor..
Kimi zaman bu satış bilemediniz 20 bine çıkıyor..
Olur a...
Çok satmak şart değil...
Az satmak ayıp değil...
Ayıp ne?
Ayıp olan Zaman gazetesinin bu gerçeği saklayarak satışını yarım milyondan fazla ilan etmesi...
Oyun bu...
Nasıl tezgâhlanıyor bu oyun?
15-20 bin satan bir gazete nasıl yarım milyondan çok satışlı diye kendisini yutturmaya çalışıyor..
Türkiye nin her yanında gazete dağıtım şirketi bürolarına gelen Fethullahçılar her sabah Zaman ı tomar tomar alarak kapı kapı bedava dağıtıyorlar...
Peki, parası nerden bu gazetelerin?
Şaka değil..
Dünyada ve Türkiye'de hangi güç, ilansız reklamsız koskoca gazeteyi her sabah yarım milyondan fazla dağıtabilir..
Nereden geliyor bu para?
Yoksa Türkiye den kaçarak ABD ye yerleşen Fethullah Gülen banknot matbaası mı kurdu??
ABC Tiraj Denetim Kurulu bir basın toplantısı düzenledi..
Başkan Yiğit Şardan dedi ki;
"-Bizden tiraj denetimi isteyen bütün basın kuruluşlarına tiraj denetimi yapıyoruz. Şu zamana kadar denetleyemediğimiz tek kurum Zaman gazetesidir."
Herkesin bildiği gibi özgür gazeteden yoksun demokrasi olmaz...
Partisiz demokrasi olmaz...
Peki, partimizin gerçek yapısı, örgütlenmesi, asıl adı, sanı ne?
Gazetemizin kimliği ne?
Tarikat gazetesi!
Bizim medya Allahlıktır...
Ama, bu sıfat, bizim düpedüz dinci medyamızın Allah a yönelik bir vicdana değil, nereden türediği bilinmeyen bir cüzdana sahip olduğunu gösterir.
--spoiler--
kendi düşüncesini ifÂde etmeye yeteneği olmayan, bunun yerine hazırda yazılmış yazıları kullanan kişilerin, ülkenin en aydın, en kral, en yalansız, en boyasız badanasız gazetesini karalamak için sarfettikleri bir cümle.
Cumhuriyet'teki bir köşekatürist benim "Cumhuriyet gizli Amerikancı mı?" diye sorduğumu yazıyor...
Sormuyorum, direkt söylüyorum: Cumhuriyet Gizli Amerikancı bir gazetedir!
ilhan Selçuk'un bir zamanlar 'Güzel Amerikalı' adlı bir kitap yazmış olması, sonradan bu kitabını el çabukluğu marifet görünmez yapması ya da son aylarda AKP iktidarını devirmesi için Bush'tan yardım isteyen cümleler kurması sahile vuran kırıntı gerçekler hükmündedir...
Bendeniz derin sulardaki/temeldeki gerçekten söz ediyorum...
Cumhuriyet'in 2006'nın Nisan ve Mayıs ayında yaptığı "Rejim elden gidiyor" yollu reklam kampanyasında kullandığı yine aynı dönemde gazetenin manşetinden yarım sayfa verilen 'Tehlikenin farkında mısınız?' sloganının ucundan tutup yumağı çözmeye azmedenlerin ulaşacağı yer Arz'ın Merkezi'dir!
Mayıs ayının ilk yarısında "Cumhuriyet Gazetesi'ne Atılan El Bombaları" filmini ve ardından meydana gelen 'Danıştay Provokasyonu' adlı alacakaranlık kuşağı dizisini yeniden izlemekte büyük fayda var!
Şimdilik bu kadar diyelim ve asıl konumuza geçelim...
"AKP iktidarının yazgısı Bush yönetiminin elinde...
Öyle görünüyor ki, Bush adamı tuvaletin deliğine süpürmeyecek. Tepe tepe kullanacak. Nerede? Çankaya'da mı? (..) Bu kez Türkiye'de Cumhurbaşkanı adayının yazgısı Beyaz Saray'da saptanacak...
Çankaya'ya çıkacak kişinin Beyaz Saray'da saptanması kaderin Atatürk Cumhuriyeti'ne oynadığı oyundur..."
Bush'tan Yardım isteyen ilhan Selçuk da iyi biliyor ki, Çankaya'ya çıkacak adayın yazgısı Beyaz Saray'ın elinde değil!
Öyleyse, neden böyle imiş gibi yazıyor?
Onun canını sıkan derin gerçek; sadece Çankaya Seçimi'nde değil, Türkiye'nin gidişatında/kaderinde ABD'nin artık egemen faktör olmaktan tümüyle çıkmasıdır!
Evet, aynen böyle...
Erdoğan için de, bir başka AKP'li vekil için de Çankaya Köşkü'ne giden yol ABD'den geçmiyor. Bundan sonra da geçmesi mümkün değil; söz konusu dahi değil!
Ezcümle, Bush'tan Yardım isteyen ilhan Selçuk aslında utanmasa açık açık yazacak "Beyaz Saray Çankaya atamasını yapmalıdır ve bir AKP'linin oraya çıkmasını engellemelidir" diye...
Ancak böyle yazamadığı için okuyanları ters köşeye yatıran/gözbağcı bir yazı kaleme alarak kamuoyunu yanıltmaya çabalıyor: Ama, nafile...
***
Çankaya'ya Erdoğan'ın değil ama TBMM'nin içinden bir AKP'li vekilin çıkacağından söz ediyoruz, bir süredir...
Bu süreçte herhangi bir biçimde söz sahibi olabilme bağlamında Beyaz Saray'ı geçtik Ulusalcı Laikçiler de, CHP de yok...
Bir ezber daha bozalım: CHP lideri Baykal aslında Çankaya filminin son sahnesinde ne olacağını gayet iyi biliyor! Bunca hop oturup hop kalkması neden peki?
Siyasi aktörlük, sadece: Sonunda çıkıp diyecek ki "Ey ahali bakın Erdoğan'ı biz çıkarmadık!"
Baykal deneme filmini de çekti, üstelik: Uzun süre "Erdoğan Çankaya'ya çıkıyor" dedi; 4 Ocak'ta ise Vatan'a "CHP olarak Erdoğan'ı Çankaya'dan vazgeçme noktasına getirdik" diye konuştu!
Mesela, AKP'li Burhan Kuzu: Baykal'ın ne yaptığının farkında olduğundan "Tayyip Bey'i zorla Cumhurbaşkanı seçtirecekler!" beyanatını verme ihtiyacı hissetti!
