bugün

transcendence ve kendileriyle aynı ismi taşıyan crimson glory albümleri müthiş olan progressive metal grubu.uzun soluklu olmasa da aradığım gruplardandır.
Progressive metal müziğinin devlerinden birisi olan Floridalı grup Crimson Glory'nin temelleri 1979 yılına dayanmaktadır. 1981 de Beowulf ismini almışlar ve basist Jeff Lords ile vokalist Midnight'ın katılmasıyla isimlerini 1982 yılında Crimson Glory olarak değiştirmişlerdir. Grup kaydettiği bir demodan sonra Par Records ile anlaşır ve böylece "Crimson Glory" isimli ilk albümlerini 1986 yılında yayınlarlar. Piyasada bomba etkisi yaratan albüm oldukça çok övgü almıştır. Müziklerinde Rush, Pink Floyd, Led Zeppelin gibi grupların etkisi gözlenirken, Queensryche grubunu da hatırlatan bir yapıları bulunmaktadır. Ayrıca konserlerinde krom maskeleriyle, ilginç sahne şovlarıyla dikkatleri çekmektedirler. 1988 yılında ikinci albümleri "Transcendence" piyasaya çıkar. Ama bu kez firma Roadrunner Records olacaktır. Albümü takiben Ozzy Osbourne, Queensrcyhe, Doro, UDO, House Of Lords ile konser verirler. Ama 1988 yılında Dan Burnell gruptan ayrılır. 1991 yılında yaptıkları grubun üçüncü albümü olan "Strange And Beautiful" ilk iki albüm kadar ilgi görmeyecektir. Zaten kayıtlardan sonra vokalist Midnight gruptan ayrılmış ve yerine David Van Landing geçmiştir. Bu da grubun dağılmasının temelini hazırlıyacaktır. Ama 1996 sonlarında grup yeniden toparlanır. Yeni kadroda vokalde Wade Black davulda da Steve Walcholz bulunmaktadır. Ve grup 1999 yılında Spitfire firmasından "Astronomica" albümünü yayınlamıştır.
2005 yılında tekrar birleşmeyi deneyip, bu geri dönüşe sadece bir konser dayanabilen gruptur. 1988 çıkışlı Transcendence ALBÜMLERi TAVSiYE EDiLiR.
nasıl manyak bir grup olduklarını görmek isterseniz aşağıdaki link tavsiye edilir efendim. aha:
http://www.youtube.com/watch?v=eotltrh809g
yıllardan beri metal müzik dinlememe rağmen gönlümdeki yeri hep ayrı olan bu müthiş grupla ilgili elimden geldiğince bir şeyler yazmazsam gerçekten ayıp olur.

crimson glory'nin tarihi herkesin bildiği gibi 1979 yılında pierced armor -sonradan beowulf adıyla var oldukları dönemlere dayanıyor. 1982 yılında isim değiştirip crimson glory adını alan ustalar. ilk olarak dream dancer adlı bir single yayınlıyor ki -ilk albümde de yer alacaktır-.

neyse efendiler debut albüm yine aynı yıl içerisinde par adlı bir plak şirketince çıkarılır. daha sonradan roadrunner tarafından basılan remasterlar olacaktır. bir de 2008 yılında da metal mind tarafından 2000 limitli basım olarak tekrar yayınlanacaktır.

1988'de ikinci albüm transcendence... -yine bir single sonrası yayınlanmıştır- bu albüm belki de grubun adını en çok duyurduğu yapıt -çoğu kişiye göre- -zaten en iyiler içerisindedir- lonely adlı şarkıya klip çekilmiştir. adını en çok neden bu albümde duyurdu diyeceksiniz, 1989 yılında kerrang'a kapak olmalarıyla... ve yine aynı yıl içerisinde metallica, udo, ozzy, doro ve anthrax'la birlikte bir avrupa turuna -ayrıca japonya- turuna çıktılar. 1990'da da almanya'daki metal hammer'da da 20.000 kişiye karşı çalmışlardır. tabi fantezi arayan grubun amiyane tabirle "nasıl cool oluruz?" kafasıyla sahnelere de maskelerle çıkmaya başlaması bu döneme dayanır ayrıca. turların akabinde ben jackson ve dana burnell gruptan ayrılır.

ravi jakhotia burnell'in yerine geçerek boş davulu doldurur. zaten bu dönem grubun tarz olarak kaydığı ve o günden bu güne pek bir şey yapamadığı dönemdir. yeni albüm strange and beautiful, daha çok rocka kayan bir albümdür. olsun yine de cgdir diyerekten bu albümü de sahiplendikten sonra, albüm sonrası tekrar turne işine giren grubun hala toparlanamadığı süreç işte burada başlar... midnight, artık yorulduğunu ve biraz olsun dinlenmek istediğini belirterek grubu da turneyi de yarım bırakır. yerine geçici olarak jon drenning'in arkadaşı david van landing geçer. alice in chains, ozzy, soundgardenla birlikte çıktıkları turneyi de bu şekilde bitirirler.

1996 yılına kadar etkinliğini sürdüren grup -o dönemlerde gruptaki diğer elemanlarda yan projelerle uğraşmaktadır- 2 yıl kadar süre ile cg'yi askıya alırlar.

1998'de midnight ile iletişime geçip grubu tekrar toparlamak isteyen jon drenning red üzerine, kendi imkanlarıyla grubu tekrar toplamaya çalışır. vokalde wade black'i ve -seven withes ve ben jackson group'ta çalmıştır- savatage davulcusu steve wacholz'ı getirir. ben jackson ise kendi projelerini bitirdikten sonra -parish- tekrar gruba dönmeyi kabul eder.

yaklaşık bir yıl sonrası astronomica adlı albümle 3 yıllık suskunluğa son veren grup belki de bu albümle metal müzik tarihinin en büyük 10 sıçışından birisine de imza attığından habersizdir. tabi bu albümle ilgili en ilginç anektodda ana kayıtların çalınması sonucu aslında iki kez kaydedilmiş olmasıdır. neyse 2004'e kadar etkinliği bir şekilde sürdüren grup yine dağılma kararı almıştır. zaten bu dönem içerisinde de diğer elemanlar yan projeleriyle uğraşmıştır.

ve evet. 2005 yılında en büyük reunion hadiselerinden birisine imza atacak olan grup, tekrar orijinal kadrosuyla sahne alacaktır -dolaylı olarak-. ilk olarak üzerinde çalıştıkları beşinci albümleri olacak olan "divine chaos"u duyuran -fakat malesef yayınlanamayacak olan- grup, black lotus'la anlaştıktan sonra eski konser kayıtlarını -ayrıca back stage görüntülerini içeren bir dvd- yayınlayarak işe başlar. midnight'ın solo projeme ağırlık vermek istiyorum, belki tekrar dönebirim lafının akabinde, gerçekleşen reunion olayı bir yıl sonraki döneme denk gelmektedir... yani 2006 yılına.

ilk olarak avrupa turu ve ilk ayağı olan yunanistan'da sahne alan grup hemen sonrasında black lotus'un sözleşmeyi feshetmesiyle sarsılacaktır. daha bitmedi. midnight'ın ruh sağlığı -kendini alkole vermesi- grubun durumunu da zora sokacaktır. bu yüzdendir ki, divine chaos şimdilik askıya alınacaktır.

gelgelelim turneler vs. diyerekten geçen 2 yıl sonrasına... 2009 yılına, yine bir anda büyük bir sessizliğe bürünen cg, müzik dünyasının en şahsına münhasır seslerinden midnight'ın ölümüyle sarsılacaktır. kendisi karın ağrısı şikayetiyle yattığı hastanede, 8 temmuz 2009'da ölmüştür. bunula ilgili olarak jon drenning; "bütün dünyanın bilmesi gereken tek bir şey varsa o da midnight'ın böbrek ya da karaciğeri yüzünden ölmediğidir" diyerek ilginç ve ucu açık bir iddia atmıştır. halbuki progpower adlı turnede headliner olarak yer alacak olan crimson glory; savatage'dan zak stevens, metal church'tan ronny munroe, mindflow'dan danilo herbert, sabaton'dan broden, royal hunt'tan mark boals vs vs gibi gibi usta müzisyenlerle sahne alacaktı. fakat malesef alamadı. yerine todd la torre -yeni queensryche- ve jon oliva'nın grubundan matt laporte eklendi.

2010 yılında todd la torre, grubun daimi vokalisti oldu. 24 yıl boyunca birçok grupta davul çalan bu adam bir anda kendini cg frontmani olarak buldu ve bunu "sadece oldu" diyerek açıklaması da ilginçtir. ayrıca kendisi geçtiğimiz günlerde geoff tate'in queensryche hayatına son noktayı koymasının akabinde queensryche'ın da yeni vokalisti de olmuştur. iki devi nasıl idare edecek bunu zamanla göreceğiz.

midnightla ilgili ilginç bir parantez açacak olursam, kendisi hayatımda dinlediğim en mükemmel seslerden birisidir fakat ilginçtir ki böyle bir adamın pek bilinmemesi bana garip gelmektedir. jon drennning bununla ilgili olarak; "bence midnight, hayran olunacak kalitede bir müzisyen ve oldukça alçakgönüllü bir insandı, ve eminim ki kendisinden sonraki birçok sesi de derinden etkilemiştir"

birkaç tavsiye yapmamak da olmaz. azrael, queen of the masquerade, lost reflection, heart of steel, painted skies, the chant... ilk olarak dinlenilmesini tavsiye ettiklerimdir efendim. zaten bulursanız bütün albümleri dinleyiniz, her biri progresif metal'in kilometre taşlarından birisidir. söz gelimi heavy metalin ne olursa olsun hala yaşayan bir efsanesidir kendileri...