yine durup dururken 3 gün çaylak yapılmış yazar. neyse bu sefer az verdiler. hemen de geri döndüm. 2 günde bir çaylak oluyorum yahu, alıştı bünye, yakında rekor kıracağım sanırım.
sözlükte tartışmak yerine çırılçıplak soyup tazzikli su ile ıslattıktan sonra katrana bulayıp üzerlerine tüy dökmek suretiyle şekle sokup kafese atalım ikisini de onlar kapışınlar orda...
ikiside belirli bir karakter çerçevesinde yazılar yazmaktadır. ciddiye alınmadan okunulup eğlenilmelidir. yazdıklarını ciddiye alıp cevap veren salaktır, bu iki çeşni değil.
mantıksız ve sacma sapan yazılar yazıp insanların sinir seviyesini zorlayan 2 tür yazar çeşnisi.
cool adam : cebinde metelik olmaksızın insanlara ben burjuvayım ben zenginim ben varlıklıyım. hah siz mi sizler sadece yasayan 3. sınıf insan bozuntularısınız muamelesi yapan bir çeşit yazar.
keramet sözlükte değil şair ruhlu bünyede
giren kişi uçmuyor zaten uçmuş olan giriyor
yazarlık böyledir işte, tabi şairlikde
herkes aynı olursa asıl nerde kaldı adalet
akıllısı aynı aptalı aynı
olur mu böyle adalet... **
nedendir bilemem sözlükte mi var bir keramet
giren kişi uçuyor şiirler ise tam bir rezalet
tanrım neden herkes bir değil ki nerede kaldı adalet
zihin ölümün çoktan olmuş ruhuna acı be bari bırak onu azad et. *
ofisin ordan geldiğin an
ve gelipte selam vermediğin an vazgeçtim sana aşık olmaktan
ben seninle birgün yemekhanede hünkar çorbası içme ihtimalini sevdim...
bizim operasyonun parfüm kokan yıllarında
Güneşli'de karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım seni
özellikle pazar günleri...
bizim Tarkanlarımız, Berdan Mardinilerimiz vardı.
birde kurban olsunlar vereeeennneeee diyen kalplerimiz.
sana adına yazılmış şiirler biriktiriyordum mailbox ımda
ama sen yoktun
ben senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum suni mola saatlerinde...
ben senin, senden çocuğum olma ihtimalini seviyordum...
sinanoba servisi seni hep zamansız, amansızca bir apartman dairesine götürüyordu
ben senin benimle kumburgazda midye tava yeme ihtimalini sevdim
ben senin göbüşünü sevdim...çillerini birde...
ofisin ordan geldiğin an
ve gelipte selam vermediğin an vazgeçtim sana aşık olmaktan
ben seninle birgün şirketteki sigara odasında,
ben seninle birgün sosisçi dükkanında,
ben seninle araba garajının toprak damında olabilme ihtimalini sevdim...
duvarın önünde durup
gelen telefon sayısı hiç umrumda olmadığı anlarda
sana "minik bebeğim" dediğim anları sevdim...
minik bebeğim...minik kurbağam...
al bak gene dedim...
çirkin ördek yavrum benim...
kabasakalım...sosisim...bebeğim...
top sakallarından sen suçlusun...
ben senin kirpi saçlarını yolabilme ihtimalini sevdim...
ben senin o güzel gözlerini oyabilme ihtimalini sevdim.
minik kurbağamın "iyiakşamlaaarr" diyen sesini dinliyorum gözlerim kapalı
önce hafiften bir rüzgar esiyor
minik kurbağa aşağı kata iniyor
ben eve dönüyorum
olmaz ki böylede yapılmaz ki
sen şimdi kimbilir o kalabalıkta neler yapıyorsun
ben evde pc başında seni düşünüyorum
düşün düşün nereye kadar bilmiyorum
ben sana mecburum pilicim
adını mıh gibi her tarafa yazıyorum
gelecekte keltoş olacağını bilmeme rağmen
seni seviyorum
sen napıyorsun
havalanıyorsun
halbuki havalanmasan ben sana
seeebaha kadar ne yapmazdım diyorum
minik kurbağamın "iyiakşamlaaaarr" diyen sesini dinliyorum gözlerim kapalı
önce hafiften bir rüzgar esiyor
ve ben aşkımı facebookta arıyorum
hem arıyorum hem buluyorum
ben seninle hünkar çorbası içme ihtimalinden sonra
senin beni facebooka ekleme ihtimalinide seviyorum
ben sevdimmi adam gibi severim
haberin olsun!
senin için cafelerde turlarım
senin için şiirler yazarım...
söyle yalanmı bana "afiyet olsun" dediğin günler
yalan mı yalan mı söyle
sen bir gelsen..
ben seninle seeebaha kadar felsefe konuşmaz mıyım
hatta konuşmakla kalmayıp pratiğe dökmez miyim
seninle nuri alço-banu alkan filmleri çevirmez miyim
memnun kalmazsam 10 gün içinde iade etmez miyim
senin ağzını yemez miyim
aaahh ahh sen bir gelsen...
minik kurbağamın "iyiakşamlaaaar" diyen sesini dinliyorum gözlerim kapalı
önce hafiften bir rüzgar esiyor
ve ben uyumaya gidiyorum...
duygusallıkta tavan yapmış cool adam şiirlerine rakip çıkmış içli şiirlerdir. kulislerde, şairin bu şiirleri sancılı bir dönemde yazdığı konuşulmaktadır*.
Bugün yoksun
Sen yoksun ben var mıyım sanki
Şu han şu hamam ne kadar boş sensiz
Boş bir rüya sanki
ama ben
Ne han isterim ne hamam
Benim şımarık sıpam...
Şimdi sen yoksun ya
Aşkımızın başladığı mekan
Yani fax makinesinin önü ne kadar mahzun kaldı sensiz
Aaaahh ahhhh
Çık gel gittiğin soğuk binalardan
Gel bak klimaları açtım senin için
Gel siyah kazağının boğazı olayım
Gel
Gel
Yeter ki gel...
Rüyalarıma giriyorsun
En pijamalı halinle
çizgili pijamalar ne de çok yakışır tombiş bedenine
Kafamı çeviriyorum oturduğum yerden
Saz arkadaşın florasan şabanı görüyorum
Görmek zorundamıyım
Hayır!
Ama görüyorum
Sırf senin için
Yanarım için için
Yerim senin o tombul ellerini
Benim minik bebeğim.