Eski bölümlerde dikkatimi çeken gariplikler.
1) Selami ve Gönül gil her gün neden Hâlukların evinde.
2) Bu Müsteşar Kemal ayaklarında paten takılı gibi eve bir uğrayıp bir kayboluyor.
3) Yemekler neden yenmiyor.
4) Hem Hâluk' un hem Meltem' in şirketindeki olaylar, kavgalar hep Halukların evde bitiyor.
5) Çaycı Hüseyin ve Şükrü' nün her gün eve uğrama sebebi ne?
6) Mutfakta buzdolabının üzerindeki bisküvi neden hiç bitmiyor.
ilk bölümlerde haluk ve meltem'in yatakları ikiye ayrılma özelliğine sahiptir, sonraki bölümlerde bu yoktur.
ilk bölümlere halukingilizce biliyordur (hatta bir bölümde turgut özal'ın ingilizce konuşmasının taklidini yapmıştır), sonraki bölümlerde tek kelime ingilizce bilmiyordur.
ilk bölümlerde müsteşar kemalosmanlıca ağırlıklı konuşuyordur, sonraki bölümlerde bu yoktur.
bir bölümde selami karakterinin çocuk yapmak için acaip karışımlar içmesi sonucu azması, misafirlikteyken dayanamaması, gönül karakterini elinden tutup eve koşturması, fakat asansörden inerken asansörün bozulması sonucu gönül karakterinin çığlıklar içinde; "selamii duuurr!!" diyerek feryat etmesi. ne biçim diziymiş lan bu.