çocuk aklımız işte. ama çocuk aklı diyerek de bir kenera atmak değil demek istediğim. o yıllarda tek dayanağımız herzaman olduğu gibi bizim herşeyimiz olan annemizdir. istediğimiz herşeyi yapacağını bilmemiz ve o gücün onda olduğunu düşündüğümüz için akla gelen herşey.
en azından ne o çucukluk aklımla şunu istemişim ;
mısır yenmektedir;
ben : anne benim mısıydan biyaz ye. yol yap mısıyımın üstüne.
anne : niye oğlum kendin yesene yolunu da sen yap. neden yol yapacakmışız bakalım ?
ben : olmaz anne ya sen yap. sen yapaysan o yaptıyın yoldan babam çabuk geliy evimize. *
Genellikle anneyi zor duruma sokan ve etrafa karşı mahçup eden isteklerdir. olur olmadık yerde olmayan şeyi istemek; yolun ortasında vitrinde gördüğü bir oyuncak için yerlerde kıvranmak, komşunun kızının evde yatmasını istemek vb.
ekmek arası. *
yemek vaktini sokakta değerlendiren çocuk isteği. vermezse ya zorla alınır, ya kendi yapılır, ya da aç kalınır. kesin olan şeyse sokakta kalınır.
annenin ortalık yerde durmasınn diyerek dolaba koyduğu abur cuburu 1 metre boyumla yetişemediğim yiyecek dolabının önüne gelerek "anneeevvv, raftan bi şey versene" derdim.
bir de bakkala o ara kırmızı ve saplı şekerler getirmişti mehmatali amca.ulan ne şekerdi.hem fiyatı da iyiydi.ucuz ve mükemmel olmasından dolayı annemden bin lira isterdim.tabi şu isteme şekliyle: "anneeeeyvvv ya, binnera versen ya."
(bkz: hey gidi günler)
melis'in konuşmasını, benimle parklarda oynamasını istemek. melis benim en sevdiğim oyuncak bebeğimdi. çok seviyordum onu. o benimle beraber salıncaklarda sallanmalıydı. pembe saçları sallanırken uçuşmalıydı. yanağındaki çiller güneşte parlamalıydı.
annemden bunu gerçekten çok istedim. yetmedi babamdan da istedim.
onlara göre bunun bir yolu yoktu.
ama benim muhteşem çocuk zekama göre vardı: melis'e pil takmak.
evet, evet...
melis'e pil takınca o da benim gibi yemek yiyebilecek, kahkaha atabilecek, benim ona giydirdiğim çiçekli böcekli elbiseler dışında elbiseleri giymek için istek yapabilecekti.
annemden isteğim buydu: melis'in karnını yaracak. içine pilleri yerleştirecek. sonra dikecekti.
annemden istedim ama babam yaptı. gözlerimin önünde beni uyaran bakışlarla ve "Bak düşündüğün gibi olmayacak." gibi sözlerle melisin karnına bıçağı sapladı. karnını bir miktar açtı. içine pilleri koydu. sonra annem geri dikti.
tabi ki de melis canlanmadı. saat 12de falan canlanacağını düşünmüştüm ya da sabah uyanınca.
ama öyle bir şey olmadı.
melis canlanmadı.
hatta o dikiş yelerinden pamukları fırladı zavallının. ama canlanmadı, canlanmadı. sonra da ben uyurken çöpe gitti sanırsam..
ahh ahh..
yaşgünlerinde,okul gösterilerinde,şehir dışındaki teyzeyede,gece uyumak üzereyken,sabah kalkınca,yemek sofrasında vs. gibi durumlarda hiç yanınızda olmayan babanızı istemekte bu gruba dahil olabilir sanırım.