ölümlü dünyadan sonra sinemada izlediğimde çok gülmüştük ama şimdi netflix te iknci kez izleyince sarmadı. ölümlü dünya ile farklı işler ama komedi olarak kesinlikle yarışamaz.
Türkiye’de bir Ali Atay komedisi var ki ciddi manada kara mizah yapıyor adam, bunu kabul etmek gerekir. Karakterleri de her zaman çok absürt ve bu filmleri sevdiren taraf da bu sanırım.
*komedi diye her sahneye güleceğinizi varsaymadan, zaman geçirmek için izlenebilecek bir film. Çünkü herkese hitap etmiyor bu kafalar. Bazılarına zoraki geliyor.
Yer yer uzayan sahneleri beni biraz germiş olsa da gerçekten sesli bir şekilde uzun uzun kahkaha attığım üç sahne var ki;
1. Bilgisayarda yazışma sahnesi ( özür dileyerek “sik beni” sahnesi)
2. Düğün konvoyu sahnesi
3. Bomba imhacının bulunduğu sahne.
Ve tüm bunlar göz önüne alındığında bütünüyle, harika bir film olmuş dedirtmese de cinayet fotoğrafları, şu yukarıda saydığım üç sahne ve filmin bağlandığı son nokta, işte Ali Atay dedirtiyor.
Bence izlenmesi için yeterli.. iyi seyirler dileriz.
ali atay filmi diye övülmesinin de lüzumu yok. komik olmamasının yanında filmin elle tutulur bir tarafı bulunmamakta; fikir, işleyiş, atmosfer, karakterler hepsi kötüydü. belki son bir iki dakikası hariç tutulabilir, sadece bağlandığı nokta güzeldi.
ayrıca ölümlü dünyanın yanına bile yaklaşamaz bu film, burada övenlere de bakmayın ya pr peşindeler ya da hiç film izlememişler. bu iki seçenek değilse şu filmde gül gül ölen kişinin ciddi sorunları vardır.
kendisinin 'üçüncü' uzun metrajı. limonata, sanki biraz daha 'sanat filmi' havasındaydı. Ölümlü dünya ile biraz daha 'kara komedi' havasına girmişti. şimdi ise, tam bir baş belası film var karşımızda. Mecnun, sen ne yaptın ya? (bkz: swh)
film, bir cinayet büro ekibinin, ardı ardına 'işlenen' cinayetleri çözmesini konu alıyor. 'işlenen' kelimesini niçün tırnak içinde yazdığımı ise filmden sonra anlayacaksınız.
daha ilk plan'dan itibaren içine çekti götürdü film beni. Büyük bir özdemir erdoğan hayranıyımdır. film başlar başlamaz özdemir erdoğan'ın sesinden 'uzun ince bir yoldayım' türküsünü duymak, anlatılmaz bir olay benim için.
Ayrıca, sayın ali atay, o ne güzel fotoğraflar? o ne güzel planlar? Hayran kaldım. Filmin orasına burasına serpiştirdiğin o göze hitap eden nesneler, olaylar yok mu? Bayılıyorum buna. Epey başarılıydı, bunu çok sevdim.
Karakterler de diğer iki filmine göre epeyce daha derin ve oturaklı. bir olaydan sonra hangisinin nasıl tepki vereceğini tahmin bile edebilirsiniz dikkatli izlerseniz. Dizdar koşu karakteri ile harikalar yaratan (bkz: feyyaz yiğit)'i ise kınıyorum. Yıllarca '8-9 senedir kendimi iyi hissetmiyorum' diye bizi kandırdı. (bkz: swh)
Bol bol güldüren,başarılı oyunculuklar seyrettiren ve finalde güzel ders vermiş filmdir.
Ali Atay'ın mizahını sevenler için kaçırılmaması gereken bir filmdir.Ölümlü Dünya'yı sevdiyseniz yüksek olasılıkla bunu da seversiniz.
Arkadaşlar yerli sinemamızın seviyesi belli. Kaliteli yapımlarımız sayılı. Böyle bir durumda Cinayet süsü filmi ortalamanın çok çok üzerinde yer alıyor. Lütfen oyuncaları geçmişleriyle ve bu filmi ölümlü dünya ile kıyaslayarak yorum yapmayalım. Her platformdan desteklemezsek şunun kadar bile kaliteli film izleyemez hale geliriz. Yönetmenden oyuncusuna, soundtracklardan çekimlerine kadar gayet başarılı. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
Bir ölümlü dünya kadar güzel olmasa da fena olmamış iş. Ancak Ölümlü Dünya'da da, bunda da ciddi anlamda "ya keşke şu şöyle olsaydı" dedim. Bu sadece bana da has değil işin doğrusu, genel olarak filmin kritiğini yaptığımızda benzer şeyleri söyledik. Sanıyorum Feyyaz Yiğit'in ekran süresi bunu yaratan, Ölümlü Dünya'da da aynı şeyi söylemiştik diye düşüyorum. Adam komik evet ama bir noktadan sonra onun dışında karakterlerden de bekliyorsunuz ama genelde ağzınıza bal çalıp bırakıyorlar. Ölümlü Dünya benzer bir duruma sahipti.
--spoiler--
Benim kişisel olarak beklentim Cengiz Bozkurt'un karakterine daha çok yüklenilmesiydi mesela. Patlıyor erken ama daha ciddi yüklenilmesi daha da komik olabilirmiş. Ya da filmin başında Alaattin'in almış olduğu o saf karakteri filmin ilerisinde düzeltiyorlar, devam etse mesela yine daha inanılmaz bir damar yakalanabilirmiş. Binnur Kaya'nın karakterini genel olarak Feyyaz ile komedi unsuru katmışlar, o baya itici geldi bana, daha doğrusu o geyiğin uzaması, mesela o karaktere böyle hafif tırsaklık ve eblehlik verilse çok eğlenceli olabilirmiş. Feyyaz Yiğit yine aynı karakteri, kendini oynuyor. Eğlenceli ama daha kısa olsaydı keşke, diğer enteresan karakterleri de insan bolca görmek istiyor.
Filmin bir bence eksisi, cinayet konseptinden bir noktada öyle bir uzaklaşıyor ki filmin sonunda alelacele bağlama hissiyatı hissetmiş. Ölümlü Dünya yine bu konuda hikayesine daha sadık bir ilerlemeye sahipti. En azından öyle hissettiriyordu, bilemiyorum.
Ha arkadaşla çok bu konuda tartışsak bile, ben Ali Atay'ın bu iki filminin bir noktada birleşmesini bekliyorum. Mehmet Özgür'ün bu filmdeki rolü zaten kısacık ve devamlılıkta bir yeri yok, sadece Feyyaz Yiğit ortak karakter ki, hani gerekirse de ikizi falan diye kaptırıp oynatılabilebilir. Sonuçta komedi filmi bunlar, kimsenin takacağını zannetmiyorum buna bu kadar. Aynı ekibe yeni bir görev verilip Ölümlü Dünya'daki ailenin izini sürmesi istenir ve iki tarafta aynı şapşallıklarla birbirinden kaçsa falan, baya baya eğlenceli bir iş çıkabilir ortaya diye düşünüyorum. Umarım kreatif ekipte buna benzer bir fikre sahiptir, böyle bir ortak evren hikayesi görürüz. Ha ona doyabilir miyiz, emin değilim.
Ölümlü Dünya yı izlerken çok eğlenmemiş kişinin bu filmden mutlu ayrılacağını zannetmiyorum, o mizah anlayışını sürdüren bir yapım çünkü. Ama bence bir tık altında kalmış Ölümlü Dünya'nın, onu bilerek izlemenizi ben tavsiye ederim. Yine bazı sahneleri çok eğlendiriyor ama Ölümlü Dünya kadar sık yapamıyor bunu ne yazık ki.
Böylesi derin ve üzücü bir konuya herhalde en iyi, en absürd ve en komik böyle dikkat çekilebilirdi. Ali atay bir çizgi oluşturmak istiyor ve bence başarıyor da ufaktan. Bir kaç kere of hadi hızlı geç buraları dedim ama sonunda unutturdu. Tıpkı ahmet mümtaz bey gibi uğur yücel de devliğini göstermiş. Çok çok yakışmış absürd komediye hatta acaba kara mizaha mı desek?
Ya bir de çok merak ediyorum binnur hanım o utangaçlıkla feyyazı nasıl öptü ? Çok tatlı, naif, utangaç bir hanımefendi binnur hanım. Görünce bir sorguladım yani. Ama işte büyük oyuncuları ayıran da bu diye kendi kendime cevap verdim. Evet yaptım bunu.
