Beğenmeyenlerin üfff beğenen neden beğendi tavrına çok tav oluyorum. Anlatacağım. Neden anlatacağım biliyor musunuz? Çünkü çok canım sıkılıyor. Bu aralar can sıkıntısından kim ne derse yapacak haldeyim ama durumu iyi değerlendiremiyorlar.
Bence olay ne biliyor musunuz? Siz her şeyi aşırı ciddiye alıyorsunuz. Beklentileriniz büyük, karşılık olarak çok acayip şeyler hayal ediyorsunuz. Ancak absürt komedi size beklediğinizi vermek için yanıp tutuşmaz. Kendisi bir şeyler verir, ister onu al ister alma umurunda olmaz.
Ben 10 yıl seri katil ve kriminolojiyi tek ilgi alanı belirlemiş, bu işleri fazlasıyla ciddiye alan akıl sağlığı çok gelişmiş biri değilim. Filmi av mevsimi tarzı zannedip açtım. Komedi filmlerini sevmem. Açıkçası ben birinin beni güldürmeye çalışmasını sevmem. Çünkü yalandan gülmeyi öğrenemedim ve çok geriliyorum. Haliyle sıfır beklenti ile izledim ve bir ara gülerken dengeyi sağlayamayıp düştüm. Niçünüz?
1. Karakterler orada olmaması gereken insanlar. Burada beklentiyi kırıyorlar zaten. Cinayet çözmesi gereken insanlar alıştığımız gibi değil. Bu insanlar ancak esnaf olabilir ki esnafları sevenler ve yalayanlar derneğine üyeyim, buradan esnafları küçültüyorsun duyarı çıkarmayın. Ancak bu insanlar polis. Her karakter bir diğerinden daha fazla oraya ait değil.
2. Çok aniden gelişen şeyler kişinin beklentisi ile uyuşmuyor. Mesela feyyaz karakteri odaya girene kadar olan süreçte insanların merakli bakışlarını ya da karakterin detaylarını görüyoruz ama kendisini göremiyoruz. Sabırsızca bekliyoruz. Karşımıza dikiliyor. Şive yapan kolları bir insana göre aşırı kısa, tamamen bizden biri. O da oraya ait değil. Bu da her zaman komiktir. Gerçekte yine karşıma çıksın, gülerim.
3. Buluşma sırasında yine asla beklemediğimiz bir şey oluyor. Feyyaz buluşma yapacağı kadının evine geldiği zaman jilet istiyor, banyo yapıyor, banyonun içinde cazır cazır bilinen anlamı ile etek tıraşı yapıyor. Aaaa bu iğrenç diyen olacaktır. Niye iğrenç? Sen yapmıyor musun? iğrenç olan şey bunu yapmamak. Komik olan ise bunu sevişmeye geldiğin evde yapmaktır.
4. Sinirlenip karşı tarafın üstüne ağız ile şarap püskürtmesi. Askf. Millet şarapları filmlerinde alıp şak diye surata kezzap diye atıyor. Klişedir bu. Burada yine beklenmedik şey oluyor. Çok açık söylüyorum, biri sinirlenip bu hareketi bana yapsa gülerim. Sevmem böyle şeyleri ama gülerim. Çünkü beklemediğim bir hareket.
5. Bomba sahnesi komik değil miydi? Kadın altımda bomba var diyince Erkeğin Allah'ın izniyle ben patlatacam o bombayı demesi mesela. Gençler hep mi iyi aile cocugusunuz, hiç bir şeyler tavan yapıp her konuyu cinselliğe çekmediniz mi? Beyniniz nasıl kontrollü vay arkadaş. Daha acayip olan şey şu, her konuyu mutlaka oraya getiren feyyaz gibi bir arkadaşınız, tanıdığınız olmadı mı? Oradan çünkü bu bizim bilmem kim diyip karaktere sempati oluşur, sizin oluşmamış. Garip.
6. Düğün konvoyunun baskın yapılacak alana girmesi. Türk insanının hiçbir şeyi sorgulamaması, eğlence olduğu an kendilerini bile unutması, köçekler falan. O karmaşanın içinde kalmış gibi hissetmediniz mi? Filmin En ağır abisinin köçekleri dövmesi yine komikti.
7. Şu meşhur bilgisayar sahnesi. Adamlar yaaa ben onu sevişirken bile demiyorum demiş. Ne diyorsun arkadaşım? Haydar şu an seninle cima ederken inanılmaz bir zevk alıyorum öyle böyle değil, çok teşekkür ederim bana bu zevki yaşattığın için mi diyorsun ya da sen demeyeceksin diye kimse demesin mi? Bazı insanlar böyle konuşur, olaya böyle giriş yapar. Bunu komik yapan şey bir filmde bu davranışı beklememektir. Bu ancak porno izlediğin zaman komik değildir. Eğer bir türk filminde birkaç erkek bir başka erkekle konuşurken bu cümleleri kuruyorsa komiktir.
8. Başka filmlerde öldürülen insanların annelerine böyle davranılmaz. Buna kara mizah deniyor.
9. Evinde kaldığı kadının uyanınca istemsizce saçını çekmek. Hiç uyandırılınca panik olup boyle şeyler yapmıyor musunuz? Ben yapıyorum. Haliyle kendimden bir şey buluyorum, gülüyorum.
Ve filmin eleştirilir yanları elbette çok fazla. Müzikler kötüydü, ses dengesi berbattı, şarap püskürtme sahnesinde geçişlerde bardaklarda olan şarap miktarına dikkat edilmemişti..
Bunun yanında cinayetlerin sahnelenmesi çok sanatsaldı.
Ve tamam hepiniz aşırı zeki, ince zevkleri olan insanlarsınız. Amma çok sorguladınız filme gülen insanları. Sen gülmedin, başkası güldü. Bunu rekabete dönüştürmeye gerek yok. Saçma saçma şeyler.
Edito: karakterin adı feyyaz değil, dizdar.
Edit: bazen yazdığım şeyleri tekrar okurken aşırı şaşırıyorum ha. Buluşma yapmak ne demek? Sahiden kendime anlam veremiyorum.
Türkiye’de bir Ali Atay komedisi var ki ciddi manada kara mizah yapıyor adam, bunu kabul etmek gerekir. Karakterleri de her zaman çok absürt ve bu filmleri sevdiren taraf da bu sanırım.
*komedi diye her sahneye güleceğinizi varsaymadan, zaman geçirmek için izlenebilecek bir film. Çünkü herkese hitap etmiyor bu kafalar. Bazılarına zoraki geliyor.
Yer yer uzayan sahneleri beni biraz germiş olsa da gerçekten sesli bir şekilde uzun uzun kahkaha attığım üç sahne var ki;
1. Bilgisayarda yazışma sahnesi ( özür dileyerek “sik beni” sahnesi)
2. Düğün konvoyu sahnesi
3. Bomba imhacının bulunduğu sahne.
Ve tüm bunlar göz önüne alındığında bütünüyle, harika bir film olmuş dedirtmese de cinayet fotoğrafları, şu yukarıda saydığım üç sahne ve filmin bağlandığı son nokta, işte Ali Atay dedirtiyor.
Bence izlenmesi için yeterli.. iyi seyirler dileriz.
netflix'e düşmesiyle izleme şansımız oldu. filmle ilgili gözüme batan ilk şey, herkes o kadar çok bağırıyor ki... haklıyken haksız duruma düşüyorlar.
yani feyyaz zaten oyunculuk rengini bu şekilde inşa etmiş biri, onun mizahını tanıdık onun ani çıkışlarını, bağırışlarını bildik, sempatik de bulduk, o bu filmde de çok bağırıyor, bunun yanında bir de cengiz bozkurt habire bağırınca işin biraz boku çıkmış, çok defa sesi kısmak zorunda hissettim kendimi, kulağımı tırmaladı bu yersiz bağırmalar.
şimdi kimse gelip "ama onların mizahı" edebiyatı karalamasın burada, eşek değiliz biliyoruz biz de ali atay'ın da aziz kedi'nin de feyyaz'ın da espri anlayışını az çok.
hikayede de büyük bir yavanlık var bu arada, bu hikayenin marjinal ve idealist bir sanatçıya bağlanması beni tatmin etmedi. he, ben kimim, seyirciyim işte yetmez mi.
genel itibariyle, ölümlü dünya'dan çok uzak, 6/10 bir türk komedi filmi diyerek sonlandırıyorum.