16 nisan tarihinde, oylar çalınmış, ysk aleni şekilde bağlanmış ve oyun başladıktan sonra kural değiştirilmişken, kemal bey geceye kadar susup , gece de aman tadımız kaçmasın ali rıza bey dediği için chp iktidar değildir, ve müzmin muhalefete mahkumdur.
şuan aldığı oy oranı da tamamen çaresizlikten aldığı oylardır. düzgün 2-3 parti olsa, barajı bile geçmesi şüphelidir.
chp yeri geldiğinde dini argümanları çok güzel kullanıyor kendinizi kandırmayın chpliler. çarşaflılara rozet takan deniz Baykal nasıl çağdaşlığı savunuyor olabilir? sizin mantalitenize göre çarşaflıların gitmesi gereken yer çomaristan veya arabistan. ayrıca Kemal kılıçdaroğlu aynı şekilde şu anda düzenlenen adalet yürüyüşünde adeta vaaz veriyor kameraları gördükçe. din sömürüsü yapmak için daha ne olması lazım kör müsünüz? bu herifler dün mezara mum dikiyordu bugün senden benden müslüman takılıyolar. neden?
(bkz: kendini kandırmak)
(bkz: din sömürüsü yapmak)
(bkz: inkar etmek)
Dini sloganlar kullanmadığı için diyen mi ararsın...
insan sikmiyor diyen mi ararsın...
Atatürk'ün kurduğu parti olması diyen bile çıkmış güldürmeyin allah aşkına!
hele hele "dini karşısına almayı tercih ediyor" diyenler var ki bu zaten yobazların söylemi! chp nin dini karşısına aldığı falan yok buna inanan kesimin sıfatı bellidir.
iktidar olamaması, kurulduğundan beri seçim kazanamamasının sebebi de tam olarak budur işte! sorunun ne olduğunu bilmiyorlar...
yazalım öğrensinler... kılıçdaroğlu da okur umarım, üstündekini çıkarsın ama beyaz atletle okusun...
sorunun temeli bundan yıllar yıllar öncesine yani tek partili cumhuriyetin erken dönemine kadar uzanır. Tek parti döneminde Türkiye seçimlerinde sistem mistem yoktu.
Az da oy alsa, çok da oy alsa tek parti kazanıyordu elbette. Adaylar da çok demokratik bir şekilde Çankaya sofrasında saptanıyordu. Buna "seçim" mi yoksa "atama" mı demek gerektiğini kendini ulema sanan ahmaklar otursun tartışsın.
Şu yıllar; 1927, 1931, 1935, 1939, 1943...
Bu yıllarda Türkiye'de seçim yapılmış olduğunun ulema bile farkında değildir!
Ya da sistemin bir adı vardı da beni ilgilendirmiyor.
üniversitede çok sevgili tarih hocam bazı derslerini kırıp kantinde karı-kızlarla kakara kikiri yaptığım için hatırlamıyor da olabilirim. (Söylemişti gerçi, "oğlum sen adam oldum sanacaksın ama bir bok olmayacaksın" demişti, hocadan iyi mi bileceğiz?) 1950 ve sonrasında "çoğunluk sistemi" uygulandı.
Bir seçim bölgesinde en çok oyu hangi partinin adayı toplarsa o kazanıyordu. Tek oy farkı bile yetiyordu.
Evet, öbür adayın oyları çöpe gidiyordu tabii. CHP ve onun seçmen tabanı olan bürokrasi, bu sistemle hiçbir seçimi kazanamayacağını anladı.
1954 seçimlerinde daha da büyük bir hezimete uğrayınca, onca iddialı olduğu 1957 seçimlerini de kaybedince anladı. (inönü de darbe olmadan iktidara dönemeyeceğini gördü.) Çok kişi, darbe olmasaydı Menderes'in 1961 seçimlerini "zaten" kaybedecek olduğu görüşündedir.
Israrla aksini söylerim her zaman; Menderes, 1961 seçimlerini, belki 1957 gibi zorlanarak ama havada karada gene kazanırdı!
Onun için 1961 Anayasası'yla birlikte "CHP'yi yeniden iktidar yapacak uygun bir seçim sistemi arayışı" başladı ve günümüzde de sürüyor!
Barajlı, barajsız, nisbi temsil, milli bakiye... Bir sürü karmaşık sistem...beni bile sıkacak bir sürü teknik ayrıntı...
Demokratik sayılan ve Türkiye işçi Partisi'ni, cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sol partiyi hem de 15 kişiyle meclise sokan milli bakiye (ulusal artık) sistemi, inönü'nün önerisiyle ve Demirel'in de işbirliğiyle 1968 yılında kaldırıldı.
Solun doğal lideri, arslanlar arslanı inönü, gerçek solu tırpanlamış, meclis dışına itmişti! (Kendini solcu sanan CHP'li amigolarına saygılarımla sunarım.) Şimdi artık CHP'nin iktidar olması için sistem aranmıyor, CHP'nin asla ve asla iktidara gelemeyeceğini kendileri de biliyorlar.
Sorun, "AKP'nin oylarını nasıl azaltırız" ve "hani iktidar bir kazaya uğrar da bundan eskisi gibi bir kazanım nasıl sağlarız" sorunu...
Bunun için barajın kalkmasını istediler zamanında.
Baraj düzenine "AKP'ye zarar versin" diye karşı çıkıyorlardı. aslında hayal aleminde yaşıyorlardı, zararı falan yoktu. Dar bölge, barajlı, barajsız, Tek turlu, iki turlu... Biri ingiliz, öteki Fransız sistemiydi.
Fakat acaba, inönü'nün ellili yıllarda bir daha seçimle asla iktidara dönemeyeceğini anlaması gibi, siz de şunu anlayacak mısınız:
Türkiye bir savaşa ya da bir ekonomik krize girmediği sürece AKP her seçimi kazanır.
Şu sistemle de kazanır, bu sistemle de kazanır. Barajlı da kazanır, barajsız da kazanır. eski sistemle de kazanır yeni sistemle de kazanır.
Dar bölgeyle de kazanır, geniş bölgeyle de kazanır. siz isteseniz de kazanır, ben istemesem de kazanır.
17 yıl boyunca onlara karşı gerekli argümanı üretip deviremiyorsanız, kök salmasına da izin veriyorsunuz demektir... 17 yıl boyunca tek umudunuz "ulan bi darbe olsa da şunları haklasalar" diye hayaller kurup "armut piş ağzıma düş" yapıyorsanız, hiç kusura bakmayın ama hep beraber bu sikişin bir figüranları olmaktan başka çaremiz kalmıyor demektir...
çünki bir potansiyel yok oy kapasitesi hep sabit kendi elindeki mevcut kitleleri faydalı kullanmadığından sonuç hazin oluyor. Günlük siyaseti iyi okuyamıyor kendi gücü olmasına rağmen bir medya algısını gündemde tutamıyor.
kendisi gibi olmayanı; eğitimsiz, cahil, yobaz, devşirme vs. gibi sıfatlarla tanımlayan, ne olursa olsun “aslolan biziz” kafasında gezen, iktidara değil de muhalefete oynayan bi parti olduğu için.
hangi chp liderinden duydunuz “ iktidara geldiğimiz de/ iktidara gelince/ iktidar olursak...” diye başlayan bi cümle?
“bu iktidarın yaptığı her şey yanlıştır” demek acizliktir.
“iktidar böyle bir yanlış yaptı, şöyle şöyle yapması gerekirdi. ve biz iktidar olduğumuz da böyle yanlışlardan/ hatalardan korkmanıza gerek kalmayacak.” demediği sürece chp; baş muhalefet partisi pozisyonunu korumaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyor demektir.
Emperyalist götoşlar toplumu sağa yönlendirdiği için. Seçimlerin özgür irade sonucu olmadığını anlayacak kadar büyüdüğünde görürsün gerçeği. Ama şimdi bik bik ötersin sadece. Maşa olmak için onurunu satanlar için ağzımı bozmayacağım. Onlar ne olduğunu bilir nasılsa.
bu kafayla daha zor iktidar olurlar. sen git türkiye'yi dış ülkelere şikayet et her fırsatta saftirikleri galeyana getirip ülkeyi bölmeye çalış sonra "neden iktidar olmuyoruz " olursun olursun bekle...
çünkü kendi handikaplarını akp'nin handikapları ile savunan bir seçmen kitlesi var.
chp'ye getirilen bütün eleştirilere akp'den örnek vererek çürütmeye çalışıyorlar. chp tabandan tavana böyle oldu. bu saçma ve kısır refleks partiyi yerinde saydırıyor.
Ana muhalefet bakanlığı diğer muhalefet bakanlıkarı ile görevlerini azimkarane can siperhane yerine getirmektedir. iktidar partisi yerle yeksan olursa bakanlık koltukları elden gider. Burası net. O koltuk gitmesin diye muhalefet yapamıyorlar. işlerine gelmiyor. Böyle iyi. Çorba kaynıyor. Elit kesimlerine de sakal atıyorlar. iktidar olsalar ne yapabilecekler? Yok ki bir planları. Var mı? Hani?