ülkemizdeki cumhuriyetçiler ayağa kalkacak, ifade özgürlü paralelinde binlerce yazı kaleme alınacak, geçmişten ulu önderin yaptığı ve bir ülkeyi kurtaran hamleler öne serilecek, evrensel barış söyleminin ulu önderin en büyük ilkesi olduğundan dem vurulacaktı. aynı bahsi geçen derginin islam dinin değerlerine hakaret ettiğinde olduğu gibi. yani tepkiyi farklı düşünceye sahip olan, farklı değerleri savunan insanlar gösterecekti fakat içerik tamamen aynı olacaktı.
tabi bahsi geçen dergi ulu öndere hakaret etmiş olsaydı, ülkemizde islami değerleri önde tutan bireyler derginin bunu ifade özgürlüğü temelinde yaptığını, kimsenin eleştirilemez olmadığını söyleyecekler ve bahsi geçen dergiye sahip çıkacaklardı. aynı yine bahsi geçen dergiye saldırıda bulunulduktan sonra ülkemizdeki cumhuriyetçi medya organlarının yaptığı gibi.
bireysel olarak ben ulu öndere de, islam dinin değerlerine de sahip çıkılması gerektiğini savunan, ülke olarak dergi saldırısından sonra da, varsayım olarak derginin ulu öndere hakaretinden sonra da tek fikir olmayı becerebilen bir sağduyu beklerdim.
ama;
not: ''ama'' dan sonrasını anlatmaya yüreğim yetmiyor.
yanında olanlar yine yanında olur karşısında olanlar yine karşı çıkardı. algı yönetenler ne olmasını istiyorsa öyle olur. yapılan hareketin pek bir önemi yok. önemli olan yöneltildiğiniz yer.
Emin olun kimse kimseyi vurmazdı. En ağırı kınama olacak işler yapılır ve basın açıklaması ile de biterdi. Siz söyleyin hiç atatürk uğruna kafa kesip propaganda yapan bir Kemalist terör örgütü var mı?
charlie hebdo neden kendileri gibi yobazlıkla ve 1400 yıllık arap hurafeleriyle mücadele eden ve onları yok etmek için canla başla çalışan atatürk gibi çağdaş bir insan a hakaret etsin ki.
cidden bu nu düşünebiliyormusunuz yani?
charlie atatürk gibi çağdaş bir insan için anca övgüyle bahseder ve bu yüzden konu şahsımca kapanmıştır. dağılın şimdi.
Yahu adam "gider basar mıydınız?" Diye sormamış. "Fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirir miydiniz?" Demiş. Hala konunun etrafında dolaşılıyor.
Soru açık. Bu karikatürlere "fikir özgürlüğü" diyen adamlar, atatürk'e hakaret içeren bir karikatürü fikir özgürlüğü olarak değerlendirir miydi, değerlendirilmez miydi?
akit charlie hebdo dağıtırdı. devamında da kemalist gençliğin akit binasına saldırdığını görür, müslümanlar olsa asla böyle bi' şey yapmazdı diye düşünürdük. bi de tomalar akiti korurdu.
charlie hebdo'da Sarkozi'nin oğlunun para karşılığı dinini değiştireceğini ima eden çizimlerinden ötürü bir karikatüristin işine son verdiler. Aslından onlar da düşünce özgürlüğünü umursamıyor.yazmıyorum devamını zaten kimsenin okuduğu yok
gidip onları kalaşnikofla tarayacak bir kemalist olduğunu sanmıyorum. zira sanal ortamda veya uzatılan mikrofonlara atatürk hakkında olur olmaz bir sürü şey söyleyen insan var birinin böyle bir tepkiyle karşılaştığını görmedim. burada anlasilmayan bir durum var. fransizlarin yaptiginin dogru oldugunu savanan pek yoktur ancak onlari oldurmenin de yanlisligini gormek gerekir. nasil ki ataturk orneginde oldugu gibi bu turden saldirilara karsi hukuka basvurmak gerekse. karikatur krizi icin de hukaka basvurmak ve boyle cezalandirmak gerekliydi.
charlie hebdonun hakaret etmesine gerek yok. aha akit bir tane karikatürünü koydu adamlar şuan ölümle tehdit ediliyor. poliste olayları izliyor. müdehale edilmiyor. işte türkiye işte iki yüzlülük.