Türklerden nefret ettiği söylenen, cenazesinde bir ermeni ağıtı (bkz: duduk) çaldıran ermeni sanatçı.
sanatın ırkı olmadığından her şeye rağmen ben sesini, şarkılarını çok seviyorum.
la bohem uzaklara daldırıyor, les deux guitares de gizli bir hüzün, alay mevcut.
en güzel fransızca parçaların sahibi.
müziklerin arkasındaki tonlar insana çok şey ifade eder.
melodilere fazlasıyla anlam yukleyenler için bu adamın sarkilari vazgeçilmezdir ama.
fransızca pek bilmeden bile sarkilari hissettirendir çünkü charles aznavour.
ermeni asıllı fransız sanatçı, diplomat ve ne ararsanız. tam bir entelektüel ve sanatçıdır; nitekim fransa'da tapılan bir insandır. nitekim ermeni lobisi tarafından da desteklenmiştir; fakat bir televizyon programındaki tarihi çıkışı büyük tepki çekmiştir bir kesimden. peki kendisi ne dedi ? soykırım kelimesinden nefret ediyorum dedi. türkler sizin düşündüğünüzden çok daha iyi insanlar dedi. türkiye'ye gitmek istiyorum dedi.
bunun üzerine program sunucusunun küstah tavrını da eleştiren sanatçı '' burada olmalarından mutluluk duyarım, buradaysalar hoş gelmişler '' dedi.
şimdi bu konu neden önemli ? şu yüzden önemli. sorun bir soykırım olup olmaması değil. sorun bunun bir takım güçler tarafından düzenli olarak dile getirilmesi. bu sorun türkler, ermeniler ve kürtler ( kürtlerin de 1915 sürecinde ermenileri katlettiği bazı kaynaklarda geçer ) açısından sorundur ve muhattaplar bunlardır.
mevcut sorun ne amerika'nın, ne avrupa birliği'nin ne de fransa'nın sorunudur. bizim ve ermenistan'ın iç sorunudur ve tarihçiler nezdinde halledilebilecek bir problemdir. sürekli olarak soykırım lehinde ya da alehinde konuşmanın hiçbir faydası olmadığı gibi ulusların gelişimi ve etkileşimi bakımında da zararlıdır.
işte bu açıdan tıpkı hrant gibi aznavour da haklıdır ve desteklenmelidir. nitekim fransa'daki bir kısım ermeni cemiyeti de kendilerine destek vermiş ve tebrik etmiştir. biz bu tip insanlar istiyoruz, insanlık mücadelesinin emperyalist, yayılmacı ve intikam ile tutuşan insanlara değil, insancıl bireylere ihtiyacı var.
Son katıldığı tv programında "soykırım beni rahatsız ediyor,Türkler aslında iyi insanlardır" diyerek ermeni lobisini kızdırmış ve takdir kazanmış sanatçı.
la boheme diye bi şarkısı vardı -bakmadım belki daha önce yazmışımdır- çok romantik, çok hoş bir şey. dinlerken insan 'ne kadar naif' diye düşünüyor esasen. ama bu tip sanatçıların tipik ucuz milliyetçiler olması insanı üzmekten ziyade hayal kırıklığına uğratıyor. 'bu adam bile böyleyse, başkaları nasıl olsun?' diyorum kendi kendime içimden. vay be.
engin ardıç'ın köşesinde "Bir Türk Dosta Mektup", adlı şiiri şöyle yer almıştır.
"Senin topuğunda bir diken var kardeşim, benim yüreğimde...
Sana da bana da zorlaştırıyor işleri.
Gülün dikeni vardır, kollamazsan
Bir damla kan çıkıverir parmağının ucuna,
Ama bilirsen kıymetini,
Günümüzü güzelleştirir.
Gülü severim, dikenine bir şey diyemem, böyledir kardeşim...
Sen benim kalbimdeki dikeni bir çeksen çıkarsan
Seninki de yok olacak kendiliğinden...
işte o zaman sen ve ben, gerçekten
Özgür olacağız, kardeş olacağız!"