çok üzüldüm. uludağ sözlüğün çok büyük kaybı hatta! şimdi gider itü sözlükte uludağ çok bozdu yea der birfincancancancan gibi. ne bekliyorsunuz, nasıl bi anlam yüklüyorsunuz ki şu siktiğimin internet sayfasına? gidin badiciliğinizi başka yerde yapın burası ergen dolu ııyyyykk.
türkçe imla kurallarını da bilmiyormuş zaten, iyi olmuş.
belki itü, ekşi, ne bileyim bilimum sözlüklerde gereken ayarı alır da az bile olsa türkçe öğrenir.
alışılmış olandır. ceylina gider, y gider . iki ay sonra ben geri geldim , dayanamadım , yok sizi çok özledim , entellektüel muhabetlerinizden ayrı kaldığım günlerde değerinizi daha iyi anladım vs gibi sikko sonik bahanelerle dönen yazar arkadaşlardan biri olmasında kendine sövdürmesin.
çokda çüklenmicek bir olaydır. ulan bu sözlükte kimler gitti kimleri gördü be bu gözler. hala birilerinin gidişi böyle dramatize soslarlamı sunuluyo anlamadım?
ersin karabulut'un sandık içinde çiziktirdiği ''ortalardan kaybolan adam olmak'' şeklinde bir bölümü vardı.
ersinciğim, üniversitede uzun bir süre bilerek devamsızlık yapar, o süre içerisinde herkesin kendinden bahsettiği hayalini kurar, mutlu olur. uzun bi aradan sonra okula çok karizmatik bir şekilde geri dönüp arkadaşlarının yanına oturur;
a*; yaaa dün hoca şey dedi ya
e*; bilmem ki ben yoktum
a; sonra mahmut da şey dedi
e; bilmem, uzun süredir yokum ya ben hani
dialoglar sallanmış olmakla birlikte, olayın sonu ''siklenmemektir.'' ceylina'yı tanımam etmem, geri döner mi dönmez mi belli değil bilirim ben bi kara ağaç... öhöm.
geri döner mi dönmez mi bilinmez ancak, sözlük tecrübemin bana öğrettiğine göre ''kaybolan adamlar'' 1 ay sonra geri dönüyor ve 3-5 yandaş dışında kimse siklemiyor.
umarım kendisi geri dönmez, dönse bile başka bir nickle gelir. ceylina bittiyse bitmiştir, uzatıp sakız yapmaz umarım.
ilk olarak elim ayağım birbirine dolaştı bi bilinsin de. konuya giriş; giden gider, ''gidiyom ben yea'' vaveylasına ne ihtiyaç var ki lan? çekemeyeni mi varmış, düşmanı mı varmış o yüzden mi gitmiş, savaşmalı mıymış, kalsa mıymış... hee, lan valla burada savaş meydanıydı. ''yenilmeyeceam olm'' diye diye savunma yapmalıymış. ama (bkz: savaşaymış iyiymiş) çok özlenirmiş... lakin ''sözde özleme'' replikleri diyoruz biz bu minvalli konuşmalara.
hüsn-ü zannımı güncel tutarak şunu da belirtiyim ki, eğer bi tane yardıcı bi entrysine rastladıysam, şerefsizim ismail abi bu yazarın. niye bu kadar seveni vardı ki abi o zaman? o değil de mesleği neydi ismail abi bu yazarın?
''bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü'' kıvamında cevapsız kalıyor sorular. cevapsızlığa kabuk bağlıyor resmen. ayrıca geri de gelebilir de, benim muannit duruşum şuradan geçiyor; yazılarını mı özletecek na bu aplağ şindi onu bi diyiverin hele?
ulan bu nickaltı ne pislik, sığ bi şeymiş ismail abi.. onu da önümüzdeki hafta çıkaracağımız bu başlıktan takip edebilirsiniz tarzı teselliyle bkz'ı dayarım... (bkz: nickaltında sevgi kelebeği nasıl olunur)
yemeyin bizi, yemeyin lan. nerde kaldı ''uludağ twitter kardeşliği?'' oradan takip edersiniz artık h'e mi?
şu sözlükte o kadar güzel yazan adamlar var ki, adam 4. 5. 6. nesilden kalma, babalar gibi yazan biriyken, kimseyle atışma içine girmiyo diye bilinmiyor.
ancak kendisi hem kadın hem hostes. 14 sayfa nickaltı var kendisinin ve yarısı ''ayy çok şeker''. kadınlığını kullanmak istememiştir muhtemelen sözlükte zaman geçirmek isterken, ancak pek dişe dokunur entrysi olmayan 7.nesil bir yazarın bu kadar çok nickaltı alması ne yazık ki kadınlığındandır.
bunun sebebi kendisi değil, sırf yazıyla bile kadın görünce libidosu yükselen hemcinslerimdir.