kim bilir belki de annesi devletin resmi kurumlarında yavrucağı aşağılanmasın diye, xezal(kürtçede ceylan) değil de, ceylan koydu adını nüfus müdürlüğünde. yine de kurtaramadı anası onu, leviathanın bir havan mermisine gizlenmiş kanlı dişlerinden...
bakıyorum da bir tarafta ceylan, öbür tarafta havan mermisi. bu nasıl bir tartıdır tanrım? ceylan'ın ahı yerde ve sahipsiz kalırsa hepimizi tutacak ağırlıktadır.
savcılar ve hakimlerden mürekkep güzide sözlük ahalisinin anında suçluyu belirlediği olay. Kız nasıl ölmüş bilen var mı? Havan topuyla ölmüş, havan topu kafasına düşmüş... Orada mıydınız beyler? Olayı gördünüz mü? Balistik inceleme yaptınız mı? Kanıtınız nedir? Sadece söylemek bir şeyi söylendiği gibi yapmaz. Gider mantıklı delillerle kanıtlarsın ordu tarafından havan topuyla bir kızın vurulduğunu ben de kabul ederim ama 'kürt çocuğunun kolunu kıran türk polisi' gibi akıl almaz gerizekalıkta haberler gördük, videolar izledik. Sizde yalan bol. Zaten yalan bir gelenek.
Zaten her yıl yüzlercesini namus cinayeti diye kendiniz öldürüyorsunuz bu kızların. doğuda her yıl kaç kız intihar ediyor? Daha doğrusu öldürülüp intihar süsü veriliyor? Kendi kadınlarını çatır çatır öldür, bir tane kız ölünce duygu sömürüsünün bini bir para...
unutulan, unutturulan bir masum kız. ne suçlular yakalandı ne de ihmali olanlar ceza aldı. pek yazan, çizen de kalmadı. unutuldun gittin işte kürt kızı. adalet ? o yine mahşere kaldı.
bilseydim çocuklar şakağından ansızın vurulacak
tekerrürü kurşun imzalı tarihi silerdim.
severdim koyunsuz kalan tüm anaları
memleket meselemi düz ovalara haykırmaz
top'un ucuna kan kokulu bir dağ çizerdim
bilseydim bedenin bine bölünecek
senin için kara parçası heba ederdim.
kurşun rengini yıldız kaymasına benzetmek ülkemde adetti
çocukların gülüşünü berekete benzetmek gibi..
hangi savaş içine çocuk yüreği dahil etmedi ki.
oysa sevgi kurşun geçirmezdi
havan i fişeklere bakıp dilek tutmanın sırası mı şimdi?
kalk gidelim, dövünen birkaç ana seyredelim.
ölmeden önce ne demiş ceylan
öyküsünden bir kuple hüzün dinleyelim
genç sivilciklerin ve boş beleş kızılların yeni oyuncağı. kısaca yazmıştım kendisiyle ilgili fikrimi biraz daha uzatayım. şimdi alışığım sizin edebiyat parçalama sevdanıza, hepimiz alışığız. her şeyi şiirlerle söylüyor, abartarak göklere çıkarıyorsunuz. neyse oraya sonra gelecem. ne olmuş bu kıza? ölmüş. vah vah lan ne kadar yazık. bu memlekette herkes ölümsüz, kimse ölmüyor bir tek o öldü sanki anasını satayım. ölüm şekli de harika cidden. helal olsun askere, vallah biliyor işini bizim asker. görüş mesafesinde bile olmayan bir noktadaki kızı, sıradan bir havanla öldürüyor. hem de nokta atışı! ha şimdi senle aramızdaki fark ne biliyor musun? benim buna inanmamam değil. sen de inanmazsın buna. azıcık insansan, kafan azıcık basıyorsa inanmazsın zaten. senle benim aramdaki fark, senin kuyruk acından dolayı tskya saldırma hevesin. bende ise böyle bir sebep yok ve ben bu yüzden sikko sebeplerden orduya saldırmıyorum. ulan bu kadar gerizekalıca bir iddia olabilir mi? havan topuyla suikast yapıldığı nerede görülmüş? yani buna inanıyorsanız kıçınıza sv_gravity yazıp uçun, bunu da beklerim sizden.
kıza gelince. umrumda değildir kendisi. benim acım serap'ın ailesinin acısıdır o kadar. yok çocuk masummu, yok tüm çocuklar çiçekmiş bırakın bu işleri. çocuk dediğiniz adamlar serap'ı cayır cayır yaktı. 20 sene sonra dtp kadın kollarında görev alırdı kendisi. karanfil diyorlar bir de.
karanfil: http://www.1resimler.com/...1229/kirmizi_karanfil.jpg
mekanı cennet olsun dediğimiz terör kurbanı. canice katledilişinde ordunun ya da herhangi bir ordu malı silahın rolü olmadığı ispatlanmasına rağmen genç siviller adlı ne idüğü belirsiz, bölücü hizmetkarı oluşum tarafından üzerinden hala ve hala dezenformasyon yaratılmaya çalışılan ve rantı yenmek istenen melek. nur içinde yatmanı bile istemiyorlar kuzucuk, görüyorsun değil mi? mezarında bile rahat vermiyorlar sana, adına çelenkler yolluyorlar başka meleklerin cenazelerine ve gündemde kalıyorlar böylece. seni katledenlerin pkk'lı it sürüsü olduğunu bildikleri halde suçu senin gittiğin okulu yaptıran ya da sen hastalanma diye seni aşıya ve doktora götüren orduya atıyorlar. umarım yattığın yerden senin gibi bir meleğin dahi rantını yemek isteyen bu sözde gençlerin tehlikeli tuzaklarını ve hangi amaca hizmet ettiklerini görebiliyorsundur.
tarih boyunca kiralık olmaktan öteye gidememiş bir topluluğun kendi çıkarları için katledip sonrada suçu devlete atmaya çalıştığı olayın mağduru masum çocuk.
cumhuriyet savcısı olay yerine güvenlik gerekçesiyle 3 gün sonra incelemeye gelmiştir. adli muayene bilirkişi bir pratisyen hekim ve yardımcısı olan 2 temizlik işçisi ile jandarma karakolunda yapılmıştır.
bazılarının sırtından yine kavgaya tutuştuğu hayatın ilk merdivenlerinde düşürülmüş bir insan. bir çocuğun ölümü kimin umurunda? biri tsk'yı ve devleti, biri pkklıları suçluyor. bir ölüm üzerinden kavgalarına malzeme çıkartıyorlar. her ne şekilde ölürse ölsün bir çocuk öldü. neden öldü? tarafsız bakacak olursanız kim vurduya gitti. ülkede bir terör ve terörü engellemeye çalışan bir devlet arasında kalan nice masumlardan biri. iki, üç orospu çocuğu çıkar, ortam demokratik değil diyerek bilinçsizce silaha sarılır, iki üç orospu çocuğu daha çıkar, sen kimsin de hak istiyorsun diye tankla tüfekle üstlerine gidilmesini ister. olan da dünyadan habersiz masumlara olur.
can güvenliğinin sağlanamayacağı gerekçesiyle olay yerine savcıyı götürmeyen jandarmalar hakkında diyarbakır cumhuriyet savcılığı'nca soruşturma başlatılmıştır. savcıyla ilgili soruşturma da devam etmektedir.
(bkz: uludag sozluk haber ajansi)
ölüm raporu hazırlanan masum. tahra ile diz çökerek patlamış. ondan dizlerine ver yüzüne birşey olmamış. hiç bir insan evladı da çıkıp ulan buncacık kız çocuğu diz çökerek ortalama otuz santimlik bir metalle o bombayı patlatıyorsa o metale niye birşey olmadı ve kızın yüzü ellirnde bir şey yok. kimse sormadı. içişleri bakanı ki bu adam güya terör olayını çözecek çıktı okudu. biz de yedik.
iyiki allahın adaleti huzuru mahşerde şaşmıyor. iyiki orada yalan yanlış raporların bir önemi yok.
kürt kızı. babası televizyonlara çıkmıyor. abisi ve arkadaşları evlerinden olay yerine kadar yürüyemiyor. fakat bu topraklarda ceylan'ın yanına arkadaşları gelmeye devam ediyor.
orhan miroğlu dün tarafta yazdı.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Çocuklarını öldürmeyen bir ülkede yaşamanın onurunu çoktan kaybettik.
Uğur'un katillerini nefsi müdafaadan beraat ettirenler böyle bir şeye gücü yetenler, şimdi de Ceylanı öldürenleri, bu kolektif suçu birlikte işleyenleri, kriminoloji bilimini hiçe sayan raporlarla aklamak istiyorlar.
Ceylan, bir demir parçasına dokundu ve bu demir parçası patlayınca öldü. Yani Ceylan kendi kendini öldürdü. Böyle raporlar düzenliyorlar utanmadan.
Amaçları katilleri, kimlerin ve nasıl hazırladıkları belli olmayan bu raporlarla gizlemek ve kamu vicdanında aklamaktır.
Ama Ceylan Önkol cinayetinde mızrak çuvala sığmıyor.
Bu cinayeti gizlemeye, örtbas etmeye yarayan sahte raporlar yalan söylüyor.
içişleri Bakanı Beşir Atalay ın kameraların karşısına geçip, bu sahte, bu yalan raporları okuması da bir o kadar üzücü.
Sayın Atalay açılım sürecinde üstlendiği sorumluluk, onun saygın kişiliğine duyduğumuz güven, Ceylan Önkol cinayeti için önüne konulan bu rapora, ihtiyatla ve sorgulayıcı bir anlayışla yaklaşmasını gerektirirdi.
Herkesten daha iyi biliyor Sayın Atalay, orası Güneydoğu, orası yıllarca OHAL kanunlarıyla yönetildi. Askerî ve sivil bürokrasi içinde kendisini; içişleri Bakanı olan Beşir Atalaya değil, savaş yılları içinde hukuku hiçe sayarak birlikte mesai yaptığı insanlara karşı sorumlu hisseden ve birçok olayda da doğrusu bu sorumluluğunun gereğini yerine getiren yüzlerce insan var. Görevleri başındalar ve tasfiye edilmediler.
Bunların bir kısmını Aygan daha yakınlarda açıklamıştı.
Onlarca cinayeti planlamak ve azmettirmekten yargılanan Cemalettin Temizözü hâlâ görevde tutanlar, adli masraflarını devlete ödetenler, gizli tanıkları, ifadelerini değiştirmeye zorlayanlar, bunun için bu tanıklardan birini, M. Nuri Binzet i, Midyat cezaevinden alıp, Kırıkkale cezaevine nakledenler, bu kimselerdir.
Bu savaşın bitecek olmasına dair bir ihtimalden dahi korkuyor, açılım sürecinde, Kürtlerin iyi kötü hak kullanacak olmalarına katlanamıyor, AK Partiden ve DTPden nefret ediyorlar. Bu nefretleri savaş yıllarında oluşmuş bir nefrettir ve bugün de onlara korkunç işler yaptırmaya yetiyor. Açılım sürecini boşa çıkarmak ve provokasyonlarla bitirmek için elerinden geleni yapıyorlar.
Altı askerin mayınla öldürülmesinden tutun da, Ceylanın ölümüne kadar uzanan ve örtbas edilmek istenen birçok olayda bunların parmağı var.
Ceylan Önkol cinayeti hiç tekil bir olay değil. Öncesi var bunun, ve bu adaletsizliğe, bu cinayetlere karşı savaşan kurumların bugün çok iyi hatırladıkları, hiç unutmadıkları sayısız çocuk ölümleri, çocuk cinayetleri var.
Defalarca yazıldı bunlar, ama bir kez daha hatırlamanın zararı yok.
Uğur Kaymaz babasıyla beraber öldürüldü. Katiller, nefsi müdafaadan beraat etti.
Xezal Berü, Bingöl ;de terörle mücadele için özel olarak yetiştirilmiş karakol köpekleri tarafından askerlerin gözü önünde parçalandı, nöbet tutan askerlerle Xezal ın parçalandığı yer arasında birkaç metre mesafe vardı. Askerlerden biri verdiği ifadede, nöbet yerini terk edemezdim dedi. Nöbet yerini terk etmeyen bu asker, karakolun önünde uzanan arazide çiriş bitkisi toplamaya gelen Xezal;ın köpekler tarafından parçalanmasını seyretti.
Mizgin Özbek, ailesiyle birlikte içinde bulunduğu otomobilde seyahat ederken, otomobil Batman yolunda kurşun yağmuruna tutulunca vücudu tanınmaz hale geldi.
Sekiz yaşındaki Rozerin Aksu, Kızıltepe Pirmir köyünde babası Selahattin Aksu yla birlikte çalıştıkları tarlanın içinde öldürüldüler. Öldürüldükleri barakanın içinde çitlenmiş kabak çekirdeği bulundu.
Bitliste Hogır adlı bir çocuğun, gece hayvanlarını dağda otlatırken boğazı kesildi. Hogır ın boğazını kesenler, çocuğun adından hoşlanmamış olmalıydılar, başka bir suçu yoktu Hogır'ın.
Ve gelelim bugüne, Ceylan Önkol cinayetine ve bu cinayetten hemen birkaç gün sonra Van da, ikisi PKK li üç kişinin öldürülme hadisesine.
Ceylan Önkol cinayeti Güneydoğu nun harekete geçmesine yetti. Doğu da benzer bir hareketlilik yaratmak isteniyordu anlaşılan.
ibrahim Atabay henüz 17 yaşında bir lise öğrencisiydi. Van ın Çaldıran ilçesine bağlı Buğulukaynak köyünde yaşıyordu. Geçen hafta işkence edilerek öldürüldü. Gelen haberlere ve amcaları Saffet ve Kamil Atabay ın aktardığı bilgilere göre, ibrahim in yaşadığı köye PKK lilerin geldiği ve burada kaldıkları ihbarını değerlendiren Jandarma Özel Harekât a bağlı birlikler köye baskın düzenledi.
Baskını gerçekleştiren birliklere halk arasında JÖH deniyor ve bu kuruluşun aslında JiTEM le yer değiştirdiği, sadece adlarının farklı olduğu yorumları yapılıyor.
JÖH e bağlı birlikler Buğulukaynak köyüne gelince PKK liler kaçmaya çalıştılar.
ibrahim de paniğe kapıldığı ve muhtemelen JÖH e yakalanmaktan korktuğu için PKK lilerle birlikte kaçtı. Üç kişi çok fazla gidemediler ve açılan ateş sonucu yaralı olarak yakalandılar. Buraya kadar anormal olan bir şey yok. Bir köye PKKliler geliyor ve onların köye geldiği istihbaratını alan güvenlik güçleri PKK lileri yakalamak için köyü basıyorlar. Ama bundan sonra yaşananlar çok korkunç.
Bu üç kişi sağ veya yaralı- olarak yakalandığına göre yapılması gereken belli. Sorgulanacaklar ve savcılığa teslim edilecekler. Ama böyle olmuyor. Sağ olarak ele geçirilenler, köye çok da uzak olmayan bir vadiye getiriliyor. Köylülerin anlattığına göre burada üç-dört saat kadar kalınıyor. Bu süre içinde sağ olarak ele geçirilen bu üç kişiye işkence yapılıyor. Uzun bir suskunluk döneminden sonra köylüler yeniden bir tarama sesi duyuyorlar.
Sonra bu ses de kesiliyor ve üç kişinin çatışma sırasında öldürüldüğü açıklanıyor. Bundan sonrası çok tanıdık mizansenlere benziyor. ibrahim in eline bir el bombası sıkıştırılıyor ve saire.
Bu yazıyı yazarken, etrafımda dolanıp duran ve ibrahim den bir yaş büyük oğlum Zerdeşt e bakıp durdum bir ara. Bu yaşta bir çocuğa nasıl işkence yapılır ve sonra da öldürülür diye düşündüm ve kahrettim.
17 yaşındaki ibrahim Atabay ın üç el parmağı kesilmiş. Vücuduna tam 19 mermi isabet etmiş. El ve ayak bileklerine, omuzlarına ateş edilmiş önce, sonra da tam alnının ortasına bir kurşun sıkılmış. Olay yerinde sivri ve kanlar içinde bir taş parçası ile bol sayıda sigara izmariti bulunduğu söyleniyor. ibrahim in parmakları bu sivri uçlu taşla kesilmiş olabilir.
Anlatıldığına göre operasyonu gerçekleştiren timin mensupları ibrahim in annesine karşı Hakkâri nin intikamı alındı gibi sözler sarf etmişler.
Bu görevlilerin, Hakkâri de hunharca katledilen bir polis ve kardeşinin intikamını bu türden yargısız ve işkenceli bir infazla aldıklarını düşünüyor olmaları bir o kadar vahim.
Dava dosyasına çoktan gizlilik kararı alındı.
Şimdi maktullerin elbiseleri Van polis merkezindeki kriminal incelemeye gidecek. Umalım ki, Ceylan ın kendi kendini öldürdüğünü iddia eden raporun bir benzeri daha çıkmasın.
Ama bu üç kişi örgüt sırlarını ifşa etmede anlaşmazlığa düştüler ve onları yakalayan güvenlik güçlerinin ellerinden kurtulup birbirlerini o vadide öldürdüler denirse ben şahsen hiç şaşırmayacağım.
Diyarbakır cezaevinden mahkemelere gidinceye kadar ağzımızı burnumuzu dağıtırlardı. Sonra da basına,bunlar yolda mahkemeye gelinceye kadar cezaevi arabası içinde birbirlerini dövüp yaralıyorlar diye açıklama yapıyorlardı. Hayatımıza soktukları bu kara mizahın örnekleri devam ediyor yazık ki... Ve doğrusunu isterseniz, suçun her defasında cezasız kalmasından, cinayetlerin örtbas edilmesinden, bıktık usandık artık.
bunlar bilinenler bilinmeyenlerle kimbilir kaç masumun kanı var üzerimiz de. her birinde devletin susması tepkiler gelince de ilkokul bir çocukları gibi yalanlara girişmesi bakalım ne kadar daha devam edecek.
Eğer iddia edildiği gibi havan topu ile öldüyse, ki buna ihtimal vermiyorum zira, böyle nokta atışı yapabilecek insan TSK tarihinde gelmememiştir, TSK tarihinde bir ilk gerçekleştirmiştir. kanımca bir fosfor mermisi veya roketle öldürülme ihtimali çok daha yüksektir.
öte yandan, TSK'nın çıkıp "psikoloji harekat" falan demesi ise bildiğin kendi kalesine gol atmasıdır. PKK istese böyle orta yapılmaz kendisine. ama aynı yerde ard arda 10 defa u pusuya düşmeyi başarmış bir ordudan bu tür açıklamaların gelmesi normal.