tsk yıpranmasın kampanyasıyla unutturulmaya çalışılan kız. tamam güzel kardeşim tsk yıpranmasın ama bu kızın katilleri de bulunsun. kürtse de bulunsun, türkse de bulunsun. pkk lıysa da bulunsun, tsk lıysa da bulunsun. üç kulhü bir elham olmasın elimizden gelen. ki kürtlerde bilsinler, kızlarının en az münevver kadar değerli olduğunu.
okulda olması ya da ders çalışması gereken bir yaşta, bir saatte hayvan otlatmak zorunda kalan kızın ölümüdür. doğduğu coğrafya, yaşadığı şartlar, hatta yaşadığı ülke için süpriz olmayan bir ölüm şeklidir. doğuda herhangi bir yerde patlamayan bir mayın, batıda herhangi bir yerde patlatılan bir bomba yüzünden ölmek mümkündür benim ülkemde. insan olmak demişken. ceylan'a üzüldüğümüz kadar, ankara'nın, istanbul'un bir semtinde pkk'nın patlattığı bombalar yüzünden ölenlere de üzülsek biraz daha insan olur muyuz? ya da ceylan'ı propaganda malzemesi yapmasak biraz daha vicdanımız temizlenmez mi? sadece üzülsek, allah rahmet eylesin desek, kınasak. ama olmaz benim ülkemde. bazı yazarlar ceylan'ı yazar, diğerlerini unutur es geçer. bazıları da tam tersi, ceylan hiç bir şeydir, istanbul'da ölen biri her şey. pkk'nın öldürdüğünü kınamak devletle, ulusalcılarla aynı safta olmak demektir. devlet kurşunu ile öleni kınamakta pkk ile aynı safta olmaktır benim ülkemde. orta yolu bir bulabilsek, biraz daha insan olabilsek. ötesinde ise; asker ile teröristi aynı kefeye koyan, hatta askeri faşist, teröristi özgürlük savaşçısı olarak kabul eden demoktratlar vardır benim ülkemde. eğer aydınlar demokrasiyi böyle algılabiliyorsa allah benim ülkemi faşizmden ve dahi sosyalizmden korusun, gerçekten korusun. demokrasi gibi bir uzlaşma ve tahammül sistemini bu hale getirebiliyorsak varın gerisini siz düşünün.
meğersem ceylan kendini öldürmüş(!), elindeki tahrayla bombaya vurunca bomba patlamış ve ceylan parçalanmış. yine bir sürü ihmal olmasına rağmen ceylan elindeki tahrayla bombaya vurarak öldü diyelim.
peki uğur kaymaz otomatik silahla kendine 13 el ateş mi etti? ***
edit: kursağımda kaldı lan söyleyeceklerim var daha.
ulan, üzerinde yaşadığınız toprakta sizi koruyan türk askerinin cenazeleri kalkarken siz kıs kıs güldünüz. meclisteki köpekleriniz de "yaa apo çıkmazsa böyle olur" dercesine açıklamalarda bulundular ne zaman bir türk anasının yüreği yansa.
ne oldu peki şimdi? çok iyi bildiğiniz bir gerçeği görmezden gelerek, provokasyon yoluna gidildi. nedir bu gerçek:
türk askeri, hiç bir şekilde kadınlara ve çocuklara kurşun sıkmaz. bizim askerimizin o 12 yaşındaki sabi ile ne alıp veremediği varmış ki havan topuyla öldürecek onu?
ha ne olmuştur? bilmiyoruz ama belki de orada dinlenen bir kaç terörist saptandı. belki ceylan ne olduğunu bilmeden onlara yardım ediyordu. kim bilir? bunu belki de hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
ama tekrar tekrar söylemek lazım: o masum çocuk pkk yüzünden öldü.
ve siz o kadar adi, şerefsizsiniz ki kendi ölünüz üzerinden sözlük siyaseti yapıyorsunuz.
masum, günahsız bir kızdır. hangi sebeple kim tarafından öldürüldüğü ya da birilerinin ihmali sonucu ölmesi hiçbir şeyi değiştirmez. münevver için haklı olarak basbas bağırıp suçlular yakalansın, adalet yerini bulsun dediyseniz bu kız için de aynısını talep etmelisiniz. bir ülkede barış ve huzur istiyorsanız, çifte standart olmasın diyorsanız her olaya aynı şekilde yaklaşmanız lazım. mevzubahis bir kürt kızı olunca sus pus olmanın alemi yok.
12 yaşındaki çocuğa 13 kurşun sıkan ağzından kan damlayan zihniyetin yeni ürünü yok efendim havan değilmişte pkk nin mayınıymış eyyy bok yığınları bu nasıl bir ordudur ki kendine bu kadar yakın mesefadeki mayını tespit edememiş bu asker koyun otlatılan yere hiçmi çıkmıyor tabi canım hiç çıkarmı dünyanın en disiplinli ordusunun en disipli komutanıda pimi çekilmiş bombayla eğitim vermiyor zaten. Haybeye konuşmanın anlamı yok kendi askerine bu muameleyi razı gören dünyanın en disiplinli ordusu!!! hiç havan atışı yaparmı tabiiki yapmaz. Üç vakte kadar ceylanın teröristlere yiyecek temin ettiği necip türk basınımıza yansır merakla bekliyoruz...
gazze'de ölen çocuklar için one minute gösterisi yapan tayyip erdoğan, bu kızcağızın ölümüyle alakalı bir kelime bile etmedi. başkasının bağındaki domuz için laf etmek çok kolay oluyor, söz konusu türkiye olunca sessizlik.
havan topu değilmiş, o değilmiş, buymuş, kız kürtmüş, türkmüş, oymuş, buymuş hepsini geçerim. umurumda değil. o kızı kim öldürdüyse, hemen bulunmasını istiyorum. hepimizin yüzüne tükürüler bu kızın katilini bulmazsak. insanlığımızdan utanmamız gerek. çocuk öldürdük biz. pkk onu yaptı, bunu yaptı, onlarda bebek öldürdü ayaklarınıda geçerim. biz teroristmiyiz, koca devleti pkk ile kıyaslamak ne büyük saygısızlık.
insanlıktak nasibini alamayanlara göre ''söz konusu kürtlerse gerisi teferruattır''. azıcık insan olun ölen sonuçta bir candır. her kimin canı yanarsa o bizimde canımızdır. eğer yarın haksızlıkla karşılaşırsanız bugün yapılan haksızlığa karşı dik durunki sizinle beraber olanlar olsun. keser döner sap döner bir gün gelir hesap döner.
bir tane resmi var. okula kayıt olurken mi çektirdi bilinmez. gözleri çakmak çakmak. belli ki resmi çeken gözlerini aç demiş oda açabildiğince açmış. dün yıldıray oğur yazdı, okulunun birincisiymiş, ramazanda iki kere hatim indirmiş bir kız cocuğuymuş ceylan.
bilir kişi denilen zevatın gözümüzün içine baka baka ölümü hakkında yalan söylediğini görse ne derdi acaba. yarın huzuru mahşerde ne diyecek merak ediyorum. oraya gitmeyen daha sonra gizlilik kararı aldıran savcıya, eline haritalar alıp somurtkan yüzleriyle bize asimetrik savaş uyguluyorlar diyen paşalara, olayın üstüne ilk günden gidemeyen hükümete, henüz sesini duymadığımız başbakana, cumhurbaşkanıa, kimi zaman otuz generalini arkasına alıp basın toplantısı yapan ilker başbuğa, herşey de hükümete laf söylerken bu olay hakkında ağzını açmayan muhalafet liderlerine dahası bize.
Eğer iddia edildiği gibi havan topu ile öldüyse, ki buna ihtimal vermiyorum zira, böyle nokta atışı yapabilecek insan TSK tarihinde gelmememiştir, TSK tarihinde bir ilk gerçekleştirmiştir. kanımca bir fosfor mermisi veya roketle öldürülme ihtimali çok daha yüksektir.
öte yandan, TSK'nın çıkıp "psikoloji harekat" falan demesi ise bildiğin kendi kalesine gol atmasıdır. PKK istese böyle orta yapılmaz kendisine. ama aynı yerde ard arda 10 defa u pusuya düşmeyi başarmış bir ordudan bu tür açıklamaların gelmesi normal.
kürt kızı. babası televizyonlara çıkmıyor. abisi ve arkadaşları evlerinden olay yerine kadar yürüyemiyor. fakat bu topraklarda ceylan'ın yanına arkadaşları gelmeye devam ediyor.
orhan miroğlu dün tarafta yazdı.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Çocuklarını öldürmeyen bir ülkede yaşamanın onurunu çoktan kaybettik.
Uğur'un katillerini nefsi müdafaadan beraat ettirenler böyle bir şeye gücü yetenler, şimdi de Ceylanı öldürenleri, bu kolektif suçu birlikte işleyenleri, kriminoloji bilimini hiçe sayan raporlarla aklamak istiyorlar.
Ceylan, bir demir parçasına dokundu ve bu demir parçası patlayınca öldü. Yani Ceylan kendi kendini öldürdü. Böyle raporlar düzenliyorlar utanmadan.
Amaçları katilleri, kimlerin ve nasıl hazırladıkları belli olmayan bu raporlarla gizlemek ve kamu vicdanında aklamaktır.
Ama Ceylan Önkol cinayetinde mızrak çuvala sığmıyor.
Bu cinayeti gizlemeye, örtbas etmeye yarayan sahte raporlar yalan söylüyor.
içişleri Bakanı Beşir Atalay ın kameraların karşısına geçip, bu sahte, bu yalan raporları okuması da bir o kadar üzücü.
Sayın Atalay açılım sürecinde üstlendiği sorumluluk, onun saygın kişiliğine duyduğumuz güven, Ceylan Önkol cinayeti için önüne konulan bu rapora, ihtiyatla ve sorgulayıcı bir anlayışla yaklaşmasını gerektirirdi.
Herkesten daha iyi biliyor Sayın Atalay, orası Güneydoğu, orası yıllarca OHAL kanunlarıyla yönetildi. Askerî ve sivil bürokrasi içinde kendisini; içişleri Bakanı olan Beşir Atalaya değil, savaş yılları içinde hukuku hiçe sayarak birlikte mesai yaptığı insanlara karşı sorumlu hisseden ve birçok olayda da doğrusu bu sorumluluğunun gereğini yerine getiren yüzlerce insan var. Görevleri başındalar ve tasfiye edilmediler.
Bunların bir kısmını Aygan daha yakınlarda açıklamıştı.
Onlarca cinayeti planlamak ve azmettirmekten yargılanan Cemalettin Temizözü hâlâ görevde tutanlar, adli masraflarını devlete ödetenler, gizli tanıkları, ifadelerini değiştirmeye zorlayanlar, bunun için bu tanıklardan birini, M. Nuri Binzet i, Midyat cezaevinden alıp, Kırıkkale cezaevine nakledenler, bu kimselerdir.
Bu savaşın bitecek olmasına dair bir ihtimalden dahi korkuyor, açılım sürecinde, Kürtlerin iyi kötü hak kullanacak olmalarına katlanamıyor, AK Partiden ve DTPden nefret ediyorlar. Bu nefretleri savaş yıllarında oluşmuş bir nefrettir ve bugün de onlara korkunç işler yaptırmaya yetiyor. Açılım sürecini boşa çıkarmak ve provokasyonlarla bitirmek için elerinden geleni yapıyorlar.
Altı askerin mayınla öldürülmesinden tutun da, Ceylanın ölümüne kadar uzanan ve örtbas edilmek istenen birçok olayda bunların parmağı var.
Ceylan Önkol cinayeti hiç tekil bir olay değil. Öncesi var bunun, ve bu adaletsizliğe, bu cinayetlere karşı savaşan kurumların bugün çok iyi hatırladıkları, hiç unutmadıkları sayısız çocuk ölümleri, çocuk cinayetleri var.
Defalarca yazıldı bunlar, ama bir kez daha hatırlamanın zararı yok.
Uğur Kaymaz babasıyla beraber öldürüldü. Katiller, nefsi müdafaadan beraat etti.
Xezal Berü, Bingöl ;de terörle mücadele için özel olarak yetiştirilmiş karakol köpekleri tarafından askerlerin gözü önünde parçalandı, nöbet tutan askerlerle Xezal ın parçalandığı yer arasında birkaç metre mesafe vardı. Askerlerden biri verdiği ifadede, nöbet yerini terk edemezdim dedi. Nöbet yerini terk etmeyen bu asker, karakolun önünde uzanan arazide çiriş bitkisi toplamaya gelen Xezal;ın köpekler tarafından parçalanmasını seyretti.
Mizgin Özbek, ailesiyle birlikte içinde bulunduğu otomobilde seyahat ederken, otomobil Batman yolunda kurşun yağmuruna tutulunca vücudu tanınmaz hale geldi.
Sekiz yaşındaki Rozerin Aksu, Kızıltepe Pirmir köyünde babası Selahattin Aksu yla birlikte çalıştıkları tarlanın içinde öldürüldüler. Öldürüldükleri barakanın içinde çitlenmiş kabak çekirdeği bulundu.
Bitliste Hogır adlı bir çocuğun, gece hayvanlarını dağda otlatırken boğazı kesildi. Hogır ın boğazını kesenler, çocuğun adından hoşlanmamış olmalıydılar, başka bir suçu yoktu Hogır'ın.
Ve gelelim bugüne, Ceylan Önkol cinayetine ve bu cinayetten hemen birkaç gün sonra Van da, ikisi PKK li üç kişinin öldürülme hadisesine.
Ceylan Önkol cinayeti Güneydoğu nun harekete geçmesine yetti. Doğu da benzer bir hareketlilik yaratmak isteniyordu anlaşılan.
ibrahim Atabay henüz 17 yaşında bir lise öğrencisiydi. Van ın Çaldıran ilçesine bağlı Buğulukaynak köyünde yaşıyordu. Geçen hafta işkence edilerek öldürüldü. Gelen haberlere ve amcaları Saffet ve Kamil Atabay ın aktardığı bilgilere göre, ibrahim in yaşadığı köye PKK lilerin geldiği ve burada kaldıkları ihbarını değerlendiren Jandarma Özel Harekât a bağlı birlikler köye baskın düzenledi.
Baskını gerçekleştiren birliklere halk arasında JÖH deniyor ve bu kuruluşun aslında JiTEM le yer değiştirdiği, sadece adlarının farklı olduğu yorumları yapılıyor.
JÖH e bağlı birlikler Buğulukaynak köyüne gelince PKK liler kaçmaya çalıştılar.
ibrahim de paniğe kapıldığı ve muhtemelen JÖH e yakalanmaktan korktuğu için PKK lilerle birlikte kaçtı. Üç kişi çok fazla gidemediler ve açılan ateş sonucu yaralı olarak yakalandılar. Buraya kadar anormal olan bir şey yok. Bir köye PKKliler geliyor ve onların köye geldiği istihbaratını alan güvenlik güçleri PKK lileri yakalamak için köyü basıyorlar. Ama bundan sonra yaşananlar çok korkunç.
Bu üç kişi sağ veya yaralı- olarak yakalandığına göre yapılması gereken belli. Sorgulanacaklar ve savcılığa teslim edilecekler. Ama böyle olmuyor. Sağ olarak ele geçirilenler, köye çok da uzak olmayan bir vadiye getiriliyor. Köylülerin anlattığına göre burada üç-dört saat kadar kalınıyor. Bu süre içinde sağ olarak ele geçirilen bu üç kişiye işkence yapılıyor. Uzun bir suskunluk döneminden sonra köylüler yeniden bir tarama sesi duyuyorlar.
Sonra bu ses de kesiliyor ve üç kişinin çatışma sırasında öldürüldüğü açıklanıyor. Bundan sonrası çok tanıdık mizansenlere benziyor. ibrahim in eline bir el bombası sıkıştırılıyor ve saire.
Bu yazıyı yazarken, etrafımda dolanıp duran ve ibrahim den bir yaş büyük oğlum Zerdeşt e bakıp durdum bir ara. Bu yaşta bir çocuğa nasıl işkence yapılır ve sonra da öldürülür diye düşündüm ve kahrettim.
17 yaşındaki ibrahim Atabay ın üç el parmağı kesilmiş. Vücuduna tam 19 mermi isabet etmiş. El ve ayak bileklerine, omuzlarına ateş edilmiş önce, sonra da tam alnının ortasına bir kurşun sıkılmış. Olay yerinde sivri ve kanlar içinde bir taş parçası ile bol sayıda sigara izmariti bulunduğu söyleniyor. ibrahim in parmakları bu sivri uçlu taşla kesilmiş olabilir.
Anlatıldığına göre operasyonu gerçekleştiren timin mensupları ibrahim in annesine karşı Hakkâri nin intikamı alındı gibi sözler sarf etmişler.
Bu görevlilerin, Hakkâri de hunharca katledilen bir polis ve kardeşinin intikamını bu türden yargısız ve işkenceli bir infazla aldıklarını düşünüyor olmaları bir o kadar vahim.
Dava dosyasına çoktan gizlilik kararı alındı.
Şimdi maktullerin elbiseleri Van polis merkezindeki kriminal incelemeye gidecek. Umalım ki, Ceylan ın kendi kendini öldürdüğünü iddia eden raporun bir benzeri daha çıkmasın.
Ama bu üç kişi örgüt sırlarını ifşa etmede anlaşmazlığa düştüler ve onları yakalayan güvenlik güçlerinin ellerinden kurtulup birbirlerini o vadide öldürdüler denirse ben şahsen hiç şaşırmayacağım.
Diyarbakır cezaevinden mahkemelere gidinceye kadar ağzımızı burnumuzu dağıtırlardı. Sonra da basına,bunlar yolda mahkemeye gelinceye kadar cezaevi arabası içinde birbirlerini dövüp yaralıyorlar diye açıklama yapıyorlardı. Hayatımıza soktukları bu kara mizahın örnekleri devam ediyor yazık ki... Ve doğrusunu isterseniz, suçun her defasında cezasız kalmasından, cinayetlerin örtbas edilmesinden, bıktık usandık artık.
bunlar bilinenler bilinmeyenlerle kimbilir kaç masumun kanı var üzerimiz de. her birinde devletin susması tepkiler gelince de ilkokul bir çocukları gibi yalanlara girişmesi bakalım ne kadar daha devam edecek.
ölüm raporu hazırlanan masum. tahra ile diz çökerek patlamış. ondan dizlerine ver yüzüne birşey olmamış. hiç bir insan evladı da çıkıp ulan buncacık kız çocuğu diz çökerek ortalama otuz santimlik bir metalle o bombayı patlatıyorsa o metale niye birşey olmadı ve kızın yüzü ellirnde bir şey yok. kimse sormadı. içişleri bakanı ki bu adam güya terör olayını çözecek çıktı okudu. biz de yedik.
iyiki allahın adaleti huzuru mahşerde şaşmıyor. iyiki orada yalan yanlış raporların bir önemi yok.
can güvenliğinin sağlanamayacağı gerekçesiyle olay yerine savcıyı götürmeyen jandarmalar hakkında diyarbakır cumhuriyet savcılığı'nca soruşturma başlatılmıştır. savcıyla ilgili soruşturma da devam etmektedir.
(bkz: uludag sozluk haber ajansi)
bazılarının sırtından yine kavgaya tutuştuğu hayatın ilk merdivenlerinde düşürülmüş bir insan. bir çocuğun ölümü kimin umurunda? biri tsk'yı ve devleti, biri pkklıları suçluyor. bir ölüm üzerinden kavgalarına malzeme çıkartıyorlar. her ne şekilde ölürse ölsün bir çocuk öldü. neden öldü? tarafsız bakacak olursanız kim vurduya gitti. ülkede bir terör ve terörü engellemeye çalışan bir devlet arasında kalan nice masumlardan biri. iki, üç orospu çocuğu çıkar, ortam demokratik değil diyerek bilinçsizce silaha sarılır, iki üç orospu çocuğu daha çıkar, sen kimsin de hak istiyorsun diye tankla tüfekle üstlerine gidilmesini ister. olan da dünyadan habersiz masumlara olur.
cumhuriyet savcısı olay yerine güvenlik gerekçesiyle 3 gün sonra incelemeye gelmiştir. adli muayene bilirkişi bir pratisyen hekim ve yardımcısı olan 2 temizlik işçisi ile jandarma karakolunda yapılmıştır.
tarih boyunca kiralık olmaktan öteye gidememiş bir topluluğun kendi çıkarları için katledip sonrada suçu devlete atmaya çalıştığı olayın mağduru masum çocuk.