melek baykal gibi bi oyuncunun nasıl olur da oynar diyerekten şaşırmama sebebiyet veren dizi. dizi diyerek diğer yapımlara hakaret ettim mi bilmiyorum ama yurttayken milletin elinden kumanda kapmak zorlaşıyodu. deli gibi de izleniyodu mübarek. hayır izle de kardeşim eşşek kadar üniversiteli olmuşsun bulamadın mı başka şey?
"bir dizi bu kadar mı uyduruk olur?" dedirten kötü bir yapim. her bölümde ayni konu islenir. ferhatla sultan bir yerlerde para bulur, herkes para icin kapısır, bölümün sonunda da ferhatla sultan tam evlenecekleri sırada pembe cıkagelir ve kızını eve döve döve götürür. (bkz: oeagh)
show tv'de an itibariyle yine, yeniden, tekrardan oynayan dizi. ömür törpüsü. show tv'nin izleyicisine ihaneti. reytinglerin sultanı dizi. konu hep aynı galiba. ne zaman biraz beni kendine esir alsa biri kaçırılıyor. olmadı herkes birbirinin yerine geçiyor. o da olmadı biri düğünü basıyor. of, of...
sanırsam yaklaşık 4728849983 tane bölüm çekilmiş, show tvnin ana haber ve bi kaç gerizekalı yarışma harici her boşlukta yayına koyduğu-her zapta kabus gibi karşımıza çıkan dizi.
luciano pavarotti'yi kaçırdıkları bölümde italyanca bir şarkı yaptığı iddiasıyla ortaya çıkan gerizekâlı karakterin, bildiğimiz türküyü bildiğimiz melodisiyle fakat "al pacino al pacino, yanakları gül pacino" olarak söyleyivermesi beni apaçık güldürdü, itirafımdır.
küçükçekmecenin bir mahallesi. sanıldığı gibi show tv de yayınlanan cennet mahallesi dizisiyle hiçbir alakası yoktur. trafiğe kapalı olan hürriyet caddesi istiklali andırır. oldukça şirin ve esnafı da oldukça sıcakkanlıdır. yolunuz düşerse uğramadan geçmeyin denilebilir.
topu topu üç bölüm devam edip kalkar gözüyle bakıldığı halde. türk televizyonlarından bir türlü gitmemiş. Her bölüm aynı konuyu işleyip hala raiting alabilme mucizesini gösterebilen garip drama.
bir çok eksiği olan ama nedense kendini izlettiren bir dizi. belki de boş bir dizi olduğu içindir. izleyeni düşündürtmez, bir katkı da bulunmaz ona. uyumak gibi bir şeydir. zamanınız boşa geçer. genelde uyumak için kullanıyorum ben bu diziyi. açıyorum ve uyumaya çalışıyorum. melek baykal'ın harika oyunculuğunu da es geçmeyelim. arada iyi espriler de olmuyor değil hani.örneğin; sultan'ın bir gazino'ya assolist mi bir şey olmasından sonra, kahvede kendi aralarında "sultan artık bizi tanımaz" diye konuşurlar.
o anda kahvenin köşesinden, bir figüran kalkar ve "doğru abi ya, o artık bizi hiç tanımaz" der. sonra bizimkiler de "oğlum sen kimsin? seni biz bile tanımıyoruz. çık lan dışarı" diye kovarlar. hoş.
gelmiş geçmiş en kötü yapım. en içi boş, gereksiz, sıkıcı, bayıcı; son yıllardaki dizi çöplüğünün en kötü örneklerinden biri. gülmeyi bıraktım, eğlenmeyi de boşverdim sadece vakit geçsin diye bile izlemeye tahammül edemediğim, romanların paraya karşı olan hassasiyetindan (en çok da pembe karakterininki) ve kıskançlıktan (ferhat sultanı ya da sultan ferhatı kıskanır) başka bir konu işlemeyen, alişanmış, çağla şıkelmiş neyse ne de rollerindeki bir sürü taşşaklı tiyatrocunun itibarına leke sürdüğünü düşündüğüm paçavra. *
ne zaman show tvyi açsam beni kusturabilen dizi, nasıl yapmışlar, nasıl böyle günün her saati yayınlayabiliyorlar ilginç, eğer bir de izleniyorsa o daha da ilginç.