"ideolojiler de, kilise gibi yobaz yetiştirir. Milliyetçilik Avrupa'nın içimize
soktuğu Truva atıdır. Hıristiyan veya Müslüman olunur ama, "-ist" olunmaz.
islam'dan habersiz bir islam karikatürüdür sosyalizm. Liberalizm, hür bir kümeste hür bir tavuk ve hür bir tilki demek. Faşizm harp sonu rejimidir. Harpten mağlup çıkmış, milli gururları
incinmiş askerlerin kurdukları rejimdir.
Benim için önemli olan rejim değildir. ister komünizm, ister faşizm, isterse diktatörlük olsun. Bence hepsi bir. Mühim olan dürüstlüktür, namuslu olmaktır."
entel geçininen abazalara tavsiye edilecek yazardır. tek kitabını anlayarak okursanız binlerce kitap okumuş gibi entel taklidi yapabilirsiniz. adam hem sağcı hem solcu hem marksist hem ümmetçi ; hedef kitleniz de geniş olur . kız bile düşürürsünüz
edebiyat mabedinde, bezirganlara ve tufeylilere karşı ömrü boyunca nöbet tutmuş bir bekçi.
hisar dergisinde iki yıl boyunca fildişi kule' den üstbaşlığıyla isimsiz yazılar neşreder. bu yazılarında tanıtıcı unsur olarak sadece tarih bulunur. zamanla okuyucular bu durumdan rahatsız olurlar ve bu rahatsızlıklarını dile getirirler. neden mi? okuyucular için bu yazılar son derece karmaşıktır ve yazılar arasında konu birliği kurmak zahmetli bir iştir. okuyucular (hatta dergi yöneticileri bile) bu zahmetten kurtulmak isterler. bu talep meriç'e iletilir. meriç kabul eder ancak çok mahzun olur. üzüntüsünü ve üzüntüsünün nedenini derginin sahibine gönderdiği mektubunda şu satırlarla dile getirir;
"yazılara başlık koymamak asırları aşan bir doğu geleneğinin yarı şuurlu mirası. okuyucuya bir keşfin zevkini tattırmak, gerçek dostlara, yani layık olanlara seslenmek, bezirganları mabede, başka bir tabirle avâmı fildişi kule'me sokmamak arzusu. doğu, irfanı hisarlarla kuşatır; 'emanetleri ehline tevdi etmek' imanın şiarıdır. bu duyguda gururla tevazû, edeple istiğna kucak kucağadır. bir kamus-ı okyanus ta kelime bulmak, denizden inci çıkarmak gibi güç bir iş. "
(ayrıntılı bilgi için dücane cündioğlu'nun ilgili çalışması)
en uzun yolu ihtiyar etmemiz istenir. heyhat bizim yani avâm tabakası için mühim olan, meselenin basitliğidir. zorluk bizi sıkar. herhalde bu nedenle kapısında gece gündüz nöbet tuttuğumuz, bekçilik yaptığımız bir mabedimiz bile yok.
bir insan düşünün ki okumaktan gözlerini kaybediyor.
bir insan düşünün ki okumaktan gözlerini kaybettiğinde bile kitap sevgisi bitmiyor, ülke hakkında çok önemli eserler veriyor, tespitler yapıyor.
bir insan ki, son parasını kitaba verip aç kalıyor, bir lokantaya giriyor, yemeğini yiyor ve parası olmadığı için vermeden uzaklaşıyor. seneler sonra eline para geçince borcunu vermeye gittiğinde o lokantayı yerinde bulamıyor.
bir insan ki, tam anlamıyla insan,aydın.
işte Cemil Meriç.
kocaman bir değer benimseyemediğimiz, anlayamadığımız.
bakın ne diyor: "Yürekten inanıyorum ki geleceğin dini katıksız bir hümanizm olacaktır, yani insanın bütününe saygı; hayat ahlaki bir değer taşıyacak, kutsileştirilecek yüceltilecek.Yarının başlıca kanunu güzelim insanlığa özen göstermek. Belli bir şekle bürünmeyecek bu inanç, hizipler ve tarikatlar gibi kimseye kapalı olmayacak. Akıl...dan başka kılavuz tanımayan, gizli remizleri, tapınakları, rahipleri bulunmayan, kiliseler dışı dünyada gönlünce yasayan geniş ve hür ilim.. iste insanlığı kanatlandıracak biricik inanç"
imanını kaybeden bir çağın dini. Sözünü dinletmek isteyen her felsefe bu kaftana bürünmek zorunda. Marksizm'den egzistansiyalizme kadar Avrupa'nın tüm düşünce akımları hümanist. Kavramdan çok kılıf; kelime değil bukalemun: demokrasi gibi, sosyalizm gibi. Hümanizm genç bir kavram, bati dillerin'den sonra fethetmiş. Ama müstağriplerimiz hemen benimsemiş kelimeyi, onlara göre Yunus'lar, Mevlana'lar, Hacı Bektaş Veli'ler su katılmamış birer hümanist. Hümanizm nedir, kimsenin tarife yanaştığı yok."
ıntelıjansıa ile entellektüel arasındaki farkı görmemi sağlayan insan.
gözlerini dahi ilime olan açlığına gözünü kırpmadan feda etmiş, kütüphanesinde bulunan 40.000 cilt eserin büyük bölümünü okumuş ve özetini çıkaracak kadar anlamış, gözleri görmemesine rağmen, gönül gözü hep açık kalmış, abide insan.
"Ölmek istiyorum, dekorsuz, poz almadan:Batan bir güneş gibi ihtişamla değil, kaderin bileklerime taktığı prangalardan kurtulmak için ölmek. Mütevazi bir odadan süslü bir salona geçer gibi, realiteden tarihe geçmek umrumda değil. Ah inanabilseydim! Istırap gayyasında aylarca kaldım, orada yalnız sükut vardı. Neredesin ...yanan alnımı müşfik avuçlarında dindirecek Meçhul Dost?"
c.meriç
umman.
işte muhteşem bir cümle daha:
"bana hakikati değil, kendini ver. kendini, yani rüyanı. olmak istediğin gibi görün, olduğun gibi değil."
muhteşemsin hocam.
yıllar yılı o zor gören gözleriyle binlerce kitap devirmiş, hayat arkadaşını zatürreden kaybedince kendini de kaybeden bu ülkeye emek verdiği yıllarca anlaşılamamış zavallı biricik insan. çok iyiydi. onun gibilere ihtiyacımız var be sözlük.
"Mağranın içi mağranın dışı...insanlık aynı sefil putlara tapan şaşkınlar kafilesi.Hakikatte mağranın içi de dışı da bir.Yüzelli yıldır gölgeler aleminde yaşıyoruz." demiştir. afyon almış toplumumuzun tasvirini yapıyor cemil meriç. onun hakikatlerine erişebilmek için tasvir ettiği mağaradan kurtulmak gerekiyor.
"sağ ve sol" gibi sığ cenahlara dahil olmayan büyük münevver.
tanzimat döneminden bu yana çıkmış en büyük entelektüellerden. gerçek bir aydın.
kitaplarında türkiye'yi içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarabilecek reçeteleri yazmış kişidir. kitapları aforizmalarla örülüdür.
kendi deyimi ile, hayatını türk irfanına adamış, mütevazi ve mütecessis bir fikir işçisi. 70 yıllık ömrü düşünce ikliminde, ülkenin tüm siyasi buhranları arasında müthiş bir tefekkür, uğraşı ile meşgul. mütekebbir bir fikriyat. cümleler kendinden emin, ifadeler sade, birkaç kelimeden oluşan manalar, zihinde şok etkisi oluşturmakta. şarkiyatçılara inat, orient ın hasıraltı edilmiş geleneğini diriltme uğraşında. büyük doğu ile alakalı mıydı bilmem ama yazdıkları ile alenen bu büyük ve kutlu hulyaya, manaya destek veriyor. işık elbette ve elbette doğudan yükselir aristo, iskendere bin yıllar evvel doğuyu işaret ediyor. kanlı fetihlerin, uçsuz bucaksız zaferlerin tek hedefi hocasının işareti, limuni ex orient. doğu/şark/orient hiç bıkıp usanmadan alemi tenvir etti.
kültür ve uygarlığa, irfan ve medeniyet ile yanıt veriyor. sözümona aydın zevatın mütedavil kelamına karşın, hararetli efkarı ile çığlıklarla sesleniyor:
kültür, katı, fakir ve tek bir lafız. kültür homoeconomicus un kanlı fetihlerini gizlemeye yarayan bir şal. kültür kaypaklığı ile avrupa dır. dünyevi ve dini diye ayırdığı kültür manzumesi ise kültürü toprağa zincirleyen bir ideoloji. rüştünü idrak edemeyen nesillere ilim diye yutturulan bir bulamaç.
öyle seveceksin ki kelimelerisana yetecekler. bir davet olarak güzel kelimeler ve dualarda muhterem. gönülden gönüle köprü, asırdan asıra merdiven. kelime kendimi seyrettiğim dere... cemil meriç