''ilk telif eseri Balzac üzerine küçük bir incelemeydi. Hint Edebiyâtı(daha sonra "Bir Dünyanın Eşiğinde" başlığıyla iki kez daha basıldı), Saint Simon- Ilk Sosyolog, Ilk Sosyalist-, Bir Dünyânın Eşiğinde, Bu Ülke, Mağaradakiler, Bir Fâciânın Hikâyesi, Işık Doğudan Gelir ve Kültürden irfana başlıca eserleridir. Bu Ülke (1974, 5 baskı), Umrandan Uygarlığa (1974, 2 baskı), Mağaradakiler (1978, 2 baskı), Kırk Ambar (1980), Bir Facianın Hikâyesi (1981), Işık Doğudan Gelir (1984), Kültürden irfana (1985). Balzactan yaptığı çevirilerin ilki 1943´te yayımlandı. Fransız edebiyatından yaptığı çevirilerin yanı sıra, Uriel Heydin Ziya Gökalp, Türk Milliyetçiliğinin Temelleri (1980), Thornton Wilderin Köprüden Düsenler (1981) ve Maxime Rodinsonun Batiyi Büyüleyen islâm (1983) adlı eserlerini de Türkçeye kazandırdı. iletisim Yayınları Cemil Meriçin Bütün Eserlerini toplu halde basarken, daha önce yayımlanmamış üç kitabını daha yayımlandı: Jurnal 1 (1992), Jurnal 2 (1993), Sosyoloji Notları ve Konferanslar (1993). Bütün Eserleri dizisinden gözden geçirilmiş yeni baskısı yapılan kitaplar ise şunlardır: Bu Ülke (1983), Bir Dünyanın Eşiğinde (1994), Saint-Simon, ilk Sosyolog ilk Sosyalist (1995), Ümrandan Uygarlığa (1996), Mağaradakiler (1997), Kırk Ambar - Cilt 1 - Rümuz-ül Edeb (1998).
ALDIĞI ÖDÜLLER
Umrandan Uygarlığa (1974), Kırk Ambar (1983) isimli eserleriyle iki defâ Türkiye Millî Kültür Vakfı ödülünü kazandı. Kırk Ambar adlı eseriyle "Türkiye Millî Kültür Vakfı" ödülü, Ankara Yazarlar Birliği Derneği'nin"Yılın Yazarı", Kayseri Sanatçılar Derneği'nce, "inceleme", Kültürden irfana adlı eseriyle, Türkiye Yazarlar Birliği "Yılın Fikir Eserleri" ödüllerini aldı.
BASILMAYAN ESERLER
Altın Gözlü Kız, (Çev.) iST. 1943. Kenan Mat. 184 s.
Balzac, Honore de. Otuzundaki Kadın, Çev.
Balzac, Honore de. Onüçlerin Romanı, Çev.
Balzac, Honore de. Kibar Fahişelerin ihtişam ve Sefaleti. Çev.
Hugo, Victor. (1802-1885), Hernani, Çev.
Vilder, Thornton (Niven, 1897-1973), Köprüden Düşenler, Çev.
Rodinson, Maxime, Batıyı Büyüleyen islam, Çev.
Sosyalizm ve Sosyoloji Tarihinde Pierre Joseph Proudhon (1809-1865)
Dillerin Yapısı ve Gelişmesi, (Hazırlayanlar, Cemil Meriç- Berke Vardar)''
ifadelerinden bazıları şunlardır:
Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım: Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar?
"Düşünce adamı bir zümrenin emir kulu değildir. Hiçbir merkezden talimat almaz. Bir partiye bağlı olmayabilir. Ama tarihe angajedir. Yani vatandaş olarak vazifeleri vardır: Belli savaşları kabul etmesi, belli tehlikeleri göze alması lazımdır. Bir devrin şuuru olmak zorundadır o. Başlıca vazifesi: Bütün hakikatleri yoklamak, bütün yalanların maskesini yırtmak, kalabalığa doğruyu göstermek. Bazen yangın kulesindeki nöbetçi olacaktır, bazen engine açılan geminin kılavuzu. Sokakta insanlar boğazlanırken, düşüncenin asaletine sığınarak elini kolunu bağlamak, düşünceye ihanettir."
"Gerici, ilerici... Düşünce hürriyeti bu mülevves kelimelerin esaretinden kurtulmakla başlar, düşünce hürriyeti ve düşünce namusu."
"Kıtaları ipek bir kumas gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar...Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları. ihtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini, "Ben Avrupalıyım" demeğe başladı, "Asya bir cüzzamlılar diyarıdır."Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara, ve kulağına: "Hayır delikanlı", diye fısıldadılar, "sen bir azgelişmişsin.Ve Hıristiyan Batının göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir "nisân-i zîşân" gibi gururla benimsedi aydınlarımız.''
trt kanalında cemil meriç severlerin izlemesi gereken, kesinlikle tavsiye edeceğim belgeselinde kızı ümit meriç, ducane cündioğlu gibi takdir edilesi isimler cemil meriç' i anlatmışdır.
''batıdan gelen hiç bir izm masum değildir''diyerek herşeyi ,yaşanan kavgaların nedenini bir cümlede özetleyen ,okumaktan gözlerini kaybeden büyük üstad, fikir adamı. ''Bu ülke'' adlı kitabını herkesin okunması gereken insan .
"...spinoza 44 yaşında ölmüş, nietzsche 44 yaşında delirmiş. ben yolumu 44 yaşından sonra buldum."
demiş muhterem.
devam ediyor:
"bir çagin vicdani olmak isterdim, bir çagin, daha dogrusu bir ülkenin, idrakimize vurulan zincirleri kirmak, yalanlari yok etmek, türk insanini türk insanindan ayiran bütün duvarlari yikmak isterdim. muhtesem bir maziyi, daha muhtesem bir istikbale baglayacak köprü olmak isterdim, kelimeden, sevgiden bir köprü. sanat düsüncenin, düsünce mukaddeslerin emrinde olmali. hakikat, mukaddeslerin mukaddesi.. hakikat ve sevgi."
katıldığı televizyon programında, şiirlerine "kartpostal şiirleri" diyen bir bayan şarkıcıya, "kart sensin postal da sana girsin" şeklinde eşsiz bir cevapla karşılık veren büyük insan.
hiç bir ''izm'' den taraf olmamasına rağmen hala bazı çevrelerce çeşitli kalıpların içine sokulmak istenen, Türkiye'nin 20. yüzyılda yetiştirdiği en önemli ve en bağımsız aydınıdır. Ayrıca mükemmel bir edebiyat eleştirmenidir kendileri yahya kemal'den ziya gökalp'e oradan nazım hikmet'e kaleminin değmediği yazar, şair yok gibidir.
"Kopacaksın adsız ve ruhsuz kalabalıktan... ufuksuz iştahlarıyla yavan ve kendini beğenmiş insanlardan uzaklaş... yalnızlık mana dünyası fatihlerinin ortak kaderi...başkaları ne düşünür aldırma... Tanrı ne düşünüyor ona bak...Dahi hocasını iyi seçendir...Herkes dünyayı gördüğü gibi anlatıyor... ama görülen dünya aynı değil ki."
demiş ve okuduğum her yazara, dinlediğim her şarkıya göre beni kategorize eden insanlara karşı davranışımı pekiştirmiştir. fikir babamdır.
Ödülleri
Umrandan Uygarlığa (1974) (Türkiye Millî Kültür Vakfı ödülü)
Kırk Ambar (1983) (Türkiye Millî Kültür Vakfı ödülü, Ankara Yazarlar Birliği Derneği'nin Yılın Yazarı ödülü)
öyle seveceksin ki kelimelerisana yetecekler. bir davet olarak güzel kelimeler ve dualarda muhterem. gönülden gönüle köprü, asırdan asıra merdiven. kelime kendimi seyrettiğim dere... cemil meriç
kendi deyimi ile, hayatını türk irfanına adamış, mütevazi ve mütecessis bir fikir işçisi. 70 yıllık ömrü düşünce ikliminde, ülkenin tüm siyasi buhranları arasında müthiş bir tefekkür, uğraşı ile meşgul. mütekebbir bir fikriyat. cümleler kendinden emin, ifadeler sade, birkaç kelimeden oluşan manalar, zihinde şok etkisi oluşturmakta. şarkiyatçılara inat, orient ın hasıraltı edilmiş geleneğini diriltme uğraşında. büyük doğu ile alakalı mıydı bilmem ama yazdıkları ile alenen bu büyük ve kutlu hulyaya, manaya destek veriyor. işık elbette ve elbette doğudan yükselir aristo, iskendere bin yıllar evvel doğuyu işaret ediyor. kanlı fetihlerin, uçsuz bucaksız zaferlerin tek hedefi hocasının işareti, limuni ex orient. doğu/şark/orient hiç bıkıp usanmadan alemi tenvir etti.
kültür ve uygarlığa, irfan ve medeniyet ile yanıt veriyor. sözümona aydın zevatın mütedavil kelamına karşın, hararetli efkarı ile çığlıklarla sesleniyor:
kültür, katı, fakir ve tek bir lafız. kültür homoeconomicus un kanlı fetihlerini gizlemeye yarayan bir şal. kültür kaypaklığı ile avrupa dır. dünyevi ve dini diye ayırdığı kültür manzumesi ise kültürü toprağa zincirleyen bir ideoloji. rüştünü idrak edemeyen nesillere ilim diye yutturulan bir bulamaç.
"sağ ve sol" gibi sığ cenahlara dahil olmayan büyük münevver.
tanzimat döneminden bu yana çıkmış en büyük entelektüellerden. gerçek bir aydın.
kitaplarında türkiye'yi içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarabilecek reçeteleri yazmış kişidir. kitapları aforizmalarla örülüdür.
"Mağranın içi mağranın dışı...insanlık aynı sefil putlara tapan şaşkınlar kafilesi.Hakikatte mağranın içi de dışı da bir.Yüzelli yıldır gölgeler aleminde yaşıyoruz." demiştir. afyon almış toplumumuzun tasvirini yapıyor cemil meriç. onun hakikatlerine erişebilmek için tasvir ettiği mağaradan kurtulmak gerekiyor.
yıllar yılı o zor gören gözleriyle binlerce kitap devirmiş, hayat arkadaşını zatürreden kaybedince kendini de kaybeden bu ülkeye emek verdiği yıllarca anlaşılamamış zavallı biricik insan. çok iyiydi. onun gibilere ihtiyacımız var be sözlük.
umman.
işte muhteşem bir cümle daha:
"bana hakikati değil, kendini ver. kendini, yani rüyanı. olmak istediğin gibi görün, olduğun gibi değil."
muhteşemsin hocam.
"Ölmek istiyorum, dekorsuz, poz almadan:Batan bir güneş gibi ihtişamla değil, kaderin bileklerime taktığı prangalardan kurtulmak için ölmek. Mütevazi bir odadan süslü bir salona geçer gibi, realiteden tarihe geçmek umrumda değil. Ah inanabilseydim! Istırap gayyasında aylarca kaldım, orada yalnız sükut vardı. Neredesin ...yanan alnımı müşfik avuçlarında dindirecek Meçhul Dost?"
c.meriç
ıntelıjansıa ile entellektüel arasındaki farkı görmemi sağlayan insan.
gözlerini dahi ilime olan açlığına gözünü kırpmadan feda etmiş, kütüphanesinde bulunan 40.000 cilt eserin büyük bölümünü okumuş ve özetini çıkaracak kadar anlamış, gözleri görmemesine rağmen, gönül gözü hep açık kalmış, abide insan.