tartışmasız en iyi stand-up çı ,ha ata demirer neci derseniz ata ayrı bir taklit ustası , ikiside farklı kulvarlarda ustadır şimdi oturup uzun uzun yazmayacağım. ha birde şu erşan kuneri'nin filmini sabırsızlıkla bekliyoruz o ayrı.
Bir tat bir doku gibi efsanevi bir stand up gösterisine imza atmasının ardından keşke film ve reklam projelerine hiç girmeseydi diye düşündüğüm gerçek bir mizah ustasıdır. Ülkemizdeki komedi filmi anlayışı herkesi sinemaya çekmek, gişe hasılatının amk olduğundan yazacağınız senaryo, üreteceğiniz espriler de herkesin seveceği, tüketebileceği ortalama şeyler olmak zorunda kalıyor. Bir de yaşadığınız ülkede espriye değil de şebekliğe güldündüğünü düşünürseniz sinema, gerçek bir mizahçının mümkün olduğunca uzak durması gereken bir kulvar.
türkiyenin tartışmasız en sempatik insanlarından biri. stand up alanında yaptığı işler mi ona bu sempatik kimliği kazandırdı, yoksa sempatik olunmaz sempatik mi doğulur bilmem ama, karşısında gülmemek için bir adet etkisiz hale gelmiş diyaframa ihtiyaç duyulur,dediği gibi.
yazar, çizer, oynar, yönetir. ayrıca rüyamda uyuyakalarak* kendisini ekmişliğim vardır. uyandığımda yaptığım aptallığa defalarca sövdürmüştür.
iyiki karikatürist kalmamış dedirten insansı. karikatürleri oldukça uzun sürmekteymiş. hatta bazı karikatürlerde balon yetmeyince bir balonda 2 kişinin dediklerini yazmış kendileri. ayrıca maalesef parayı kırmanın kolay yolunu bulmuştur film projeleriyle. kendisi her ne kadar bir tat bir dokuya o zaman çocuktum v.b gibi eleştirilerde de bulunsada vazgeçilmezimdir bu gösteri...
ince zekasıyla, kıvrak espirileriyle
ya da
ince espirileriyle, kıvrak zekasıyla beni etkilemiş ve hangi kelimeleri uyumla söyleyeceğim diye şaşırtmış komediyen.
bir tat bir dokuyu yıllar sonra tekrar izlediğimde fark ettim ki tecrübe gerçekten önemliymiş dostlar. cem yılmaz'ın yeni gösterilerini, filmlerini izleyip ardınca eski gösterisini izleyince gerçekten bir insanın ne kadar itici, ne kadar işi bilmeyen bir insan olabileceğini anlamış bulunmaktayım. seyirciyle arasına mesafe koyan, nerdeyse hiç gülümsmeyen, sürekli memnuniyetsiz bir yüz ifadesine sahip bi adam.
şimdi baktığımızda bambaşka bir insan görüyoruz. düşünsene adam 5-6 senede ne büyük yollar katetmiş, gora, hokkabaz, arog gibi şaheserler çıkarmış, cmylmzde aşırı sempatik bir hal almış... bizden biri gibi olmuş sanki. şimdi kapıdan girse "baba naber, nasılsın?" dese hiç yadırgamam, o derece. tecrübe böyle bişey usta!
hacettepe üniversitesi'ndeki bir gösterisinden ukala bir izleyici ile dialog;
izleyici - cem bey bi soru sorucam, karizmanız var mı? varsa kaç santimetre? hahaha
(herkes güler)
cem yılmaz - karizma dediğin insanın içinde olur, o zaman anlarsın kaç santim olduğunu!
izleyici - hönkk !!!!??!
(salonu tekrar kahkaha sarar)
türkiye'nin en başarılı güldürükçüsü*
konuşma tarzı, anlattıkları ve bunların üzerine yüz ifadeleri ile insanı kendinden geçiren, yerlerde yuvarlanmasına sebep olan, kendine profesyonel komedyen diyen ve bu işte başarı oranının yetmiş milyonda bir olduğunu söyleyerek iddiasını ortaya koyan kişi.
arkadaşımla aramda şöyle bir dialog geçmesine neden olan süperman!!!
yer the marmara oteli'nin yanındaki sokaktaki yeraltı otoparkı.
tam arabamızı vale'ye teslim ettikten sonra;
arkadaş: lan olm cem yılmaz'a bak. ben: nerde lan
arkadaş: olm baksana bizim arabanın arkasındaki arabanın içine bak. ben: aq nrde yaa. arkadaş: ii bak ii. ben: hakkaten lan. lom gidip konuşalım lan. bi daha nerde görücez. arkadaş: evet bi daha göremeyeceğimiz için gidip konuşmaya gerek yok. ben: vay aq!!!!
-çocuğa sordum ne okumak istiyosun diye? uzay bilimcisi dedi.. yani çocuğun realistik mesleklerden ümidi kalmamış. uzay bilimcisi..
-dedim sen şimdiden zıplamaya başla anca ay'a gidersin.. burda öyle uçmicaksın!
cem yılmaz olmasa götüne pamuğu yiyeceğinden haberi bile olmayan ama sayesinde bunu öğrenen bir nesil bırakmıştır arkasında. teşekkür ediyoruz.*
(bkz: pamuğu göte yiyince dirilen insan)