ülke standartlarında çok başarılı bir sanatçı ama hiçbir zaman için uzun zamanlı dinleyemem. ruh halim her zaman için o kadar pozitiftir ki o denli melankoliyi kaldırabilecek bir bünyeye sahip değilim.
tuz buz ile yeniden kendisini hatırlatmıştır. sadece sevenlerini düşünerek bu piyasada var olan ender sanatçılardandır. seveni kadar sevmeyeni de çoktur.
Dinlemeye cok ugrastim ama yok olmuyor. Sesinin araligi cok genis 5 oktav kadar oldugu soyleniyor eyvallah ama sesinin tinisi ve soyleyis tarzinds bir duygu duyamiyorum. Tek duydugum "bakin simdi şu notaya nasıl çıkıcam iyi izleyin hehheh sizi dar oktavlar sizi" şeklinde bir ses şovu. Soyleyis tarzi ve tinisi guzel olmadiktan sonra ses araligi isterse 500 oktav olsun.
adrian’ı bir cafede, fal bakarken (bkz: fazıl say) keşfetmiş.
sesiyle basstan, sopranoya kadar bütün sesleri çıkarabilen ve (bkz: ibrahim yazıcı)’ya göre de bin yılda bir defa rastlanabilen 7 oktavlık inanılmaz sese sahip sanatçıdır.
ergenlerin veya ergenlikten çıkamamış insanların gözde sanatçısı. Bende ergenlik zamanımda çok dinlemiştim. Neyse ki bitti. Uzun sürmedi. Çok sevinçliyim.
etrafında kendisini hiç mi seven yok diye merak ettiğim şarkıcı. kimse uyarmıyor mu 'bak cem'cim şu hareketlerine dikkat et, şarkı söylerken garip şekillere girme iki dakika rahat dur' diye hayret arkadaş.
"Çocuk,
Her vedanin ardinda bir bekleyeni vardir kimsenin bilmedigi
Ve her gözyasinin altinda bir dua kimsenin duymadigi
Çevir gökyüzüne basini.
Bakma arkana!
Daha sert basa basa, daha güçlü
Anlat bu kara sehrin yollarina ak adimlarinla
Gitmek yenilmek degil kazanmak da
Gitmek gitmektir işte.
Hepsi bu. "
Sesi, duruşu, yorumu ile özel ve etkileyici adam.
Sahnede o denli büyür ki, transa geçerek dinlersiniz, çıkardığı doğa üstü sesler karşısında afallamamak mümkün değil.
Bir de bir cool bir cool öyle böyle değil!
Bu adam bir başka. Ankara if performance'da canlı dinleme fırsatı bulduğumda adama olan sempatim 5 katına çıktı. Sesi mükemmel, şarkıları mükemmel. Karakteri de aynı yönde, ultra düzgün bir adam. Tam bir sanatçı.
en özel ve en güzel diyebildiğim mükemmel adam. şarkılarının sözleri çok anlamlı, fazla güzel; kendisinin yazıyor olması ise bir artı daha ekliyor kesinlikle.
senesini tam hatırlayamıyorum, sanırım 2009 yılbaşısı idi. Uludağ Kirazlı otelde değişik bir yılbaşı için cem adrian ı tercih ettik. otele vardıgımızda sessizlik hakimdi. konserin olacağı salona geçerken 2005 yılında sanatoryum dan restore edilen otelin ilginçliği dikkatlerden kaçmıyordu. salona vardığımızda toplam 8 kişi olduk, herhalde sahne saatine kadar dolar diye düşünerekten kendimizi sanatoryumun bahçesine attık. otel terkedilmiş gibiydi ama 2005 te restore edildiğinden daha yıpranmamış güzel dekore edilmişti. otelin bahçesi uçsuz bucaksız bir ormana kadar uzanıyordu. yol boyunca karların içine sabitlenen meşalelerin arasından içerek yürüyorduk. benim için güzel başlamıştı yılbaşı. hafif kafalar kıyaklaşıp konser saati yaklaşınca salona geçtik. içerdeki güruhun sadece 15 kişi olduğunu sayarak teyit ettim. program başladı ve 10 dakika sonra 5 kişi kaldık. koca salonda bağıra bağıra emir albümünün 3-5 parçasını söyledikten sonra iyi seneler dedi ve sahneden indi cem adrian. oysa ordaki 5 kişi için güzel bir geceydi. program sonrasında lobide karşılaştık ve uzun uzun sohbet ettik. hatta o akşam benden şarkı sözü bile istedi, gönderdim. sanırım sonraki albümlerinde birinde 3-5 dizeğini kullandı. cem adrian sadece benim için emir albümüydü ve hep öyle kaldı. çok güzel adamdı cem, ankaradaki evinin davetine icap edemedim ama sevgilimle birlikte bursa daki konserlerinden önce hep görüştük. ilginç bir yılbaşıydı 2009.
