Sanılanın aksine Fransızca müzik yaptığı zamanlar çok başarılı ve yaratıcıydı. Ne zaman ingilizce şarkı söylemeye ve orta yaşlı ABD'li bayık ev kadınlarına hitaben albümler yapmaya başladı o zaman sıçtı.
ABD'nin kaliteli dergilerinden New Yorker'da Celine Dion hakkında yayınlanan bu makale güldürürken de düşündürüyor. Başlığı daha bir ironi dolu: Celine Dion sevenlerin de insan olduğunu unutmayalım.*
Müsait bi zamanında çeviririm inşallah...
Peabo Bryson la yaptığı "Beauty and tHe Beast" düeti, ve Josh Groban ile yaptığı "the prayer" favorilerim arasında olmakla beraber diğer ingilizce şarkılarını da cok başarılı bulurum. Fransızca hiçbirşey cazip gelmiyor ne yazık ki...
Mp3, CD neyim yokken çarşıdaki kasetçiye sadece iki tane gelen kasetini almak için harçlık biriktirdiğimiz kadındır. Bir de Ricky Martin vardı ki onu hiç sorma sebastian. *
My Heart will Go on şarkısı bi aralar haklı olarak "en mıymıy en bayat şarkı" listelerinden düşmüyordu. Bi de kankisi I Will Always Love You vardı ki Whitney'i severdik ama burda feci sıçmıştı.
Neyse kocası hastaymış ona bakmaktan albüm yapamıyormuş. Halbuki oturduğun yerden mıymıymıymıy yine şarkı söyleyebilirsin Celine; ayağa kalkıp da stüdyoya gittiğinde söylediğin şarkılar öyle pek farklı değil tam asansör şarkıları.
Just Walk Away şarkısı hangi albümdeyse o albümden sonraki dönemlerinde uyuşukluktan nasıl olup da yataktan çıkabildiğine şaştığım şarkıcı. insan bu kadar mı mıy mıy bu kadar mı düdük şarkılar yapar ya. Stüdyodaki orkestra elemanları redbull içinde yüzüyor olmalılar.
edit: kendisi nefis fransızca konuşur çünkü Kanada'ya yerleşmiş Fransız soyundandır. Ana dili olunca nefis konuşuyorsun, ne ilginç di mi?
yeni albümünü tamamlamıştır.
1. "Loved Me Back to Life"
2. "Somebody Loves Somebody"
3. "Incredible" (duet with Ne-Yo)
4. "Water and a Flame"
5. "Breakaway"
6. "Save Your Soul"
7. "Didn't Know Love"
8. "Thank You"
9. "Overjoyed" (duet with Stevie Wonder) Stevie Wonder
10. "Thankful"
11. "At Seventeen"
12. "Always Be Your Girl"
13. "Unfinished Songs" Diane Warren
14. "How Do You Keep the Music Playing"
15. "Lullabye (Goodnight, My Angel)"
16. "Open Arms"
Sesi harika olan sanatçıdır. Çocukluğum onu dinleyerek geçti. Kasetini açar, aynı şarkıları defalarca dinleyip sallamasyon fransızcamla anneme o şarkılarda playback yapardım. Hatırladıkça gülüyorum kendime.
Katlanılabilesi tek şarkısı "Just Walk Away" olan, mıy mıylıktan balmumu gibi eriyip gidecek sanatçı.
Örovizyonda ikinci geldiği zaman çok daha iyi müzik yapıyormuş sansar suratlı bu şarkıcı; Titanic'in iğrenç film müziği My Heart Will Go On sayesinde Titanic'le beraber batmış, bi daha da su yüzünü görememiş.
O zamana kadar iyi kötü elle tutulur şarkılar yapıyormuş. Hakkını vermek lazım şimdi, Just Walk Away bir masterpiece,
celine dion titanik şarkısını dinlerken duygulanıyorum aklıma eski günlerim geliyor çoook eskiler.4 yaşındandayken anamurda bi kampa gitmistik, annemle babam odada klimayı açıp uyuyoz diyip sevişiyolardı büyük ihtimalle, abim ayrı bi alemde pederin iş arkadaşlarının çocuklarıyla takılıyodu benimse elimde misine sahil boyunca yürüyordum; yeni şeyler keşfetmek için. her türlü pisliğin içine girdim bambu tarzı bişey buldum misinemle birleştirip olta yapmak için; hamburgerciye gittim 15-20 tane uzun pipet aldim sağolsun asker abiler verdi (şirindik, tatlıydık o zamanlar hımmmına). neyse pipetleri uc uca ekleyerek bambunun uzunluğuna getirdim, misineden 5-6 parça kopararak pipeti bambuya sabitledim sonra bambuyu tuttuğum yere misineyi otasından soktum, misineyide pipetlerin içinden geçirdim. on numara olta oldu 4 yaşinda yapmiştim bunu vayy be. abimin yanina gittim koşarak oltami göstermek için siklemedi beni. sakladim oltayi biyere gittin kumsala kumla oynamaya; kumdan kale falan yaptim derken saat gece oldu. herkes iskelede olur saat 1 gibi. çıkardım oltayı salladım bi kaç kere derken olta suya düştü abim falan eğildi almaya çalışdı ama iskele yüksekti, git gide uzaklaştı ve kayboldu. o günden beri o oltayı unutmam çok güzel günlerdi. nerden geldim bu mevzuya celine dion'dan bende anlamadim. özlüyorum o günleri...