2003-2004 sezonunda, aslen bir ikinci sıra seçimi olan carlos boozer inanılmaz bir patlama yaşamış, ve muazzam gücünü kullanarak boy dezavantajını kapamış, adeta bir pota altı canavarı haline gelmiştir.. kontratının son (ve opsiyonlu) senesine girdiği için, cleveland boardu da demiştir ki: ''senin şu son senelik opsiyonu kullanmayalım, sana 6 yıllık 50 küsür milyon dolarlık güzel bir kontrat yapalım..'' boozer da ''ok..'' demiştir.. yani cleveland, 650.ooo papel vererek boozer'ı bir sene daha tutabilirdi kadrosunda, ama onlar bu iyi performansı ödüllendirmek için bunu bilinçli olarak kullanmayıp, yepyeni, gıcır gıcır 6 senelik bir kontrat vereceklerdi..
carlos ise serbest olur olmaz da verdiği sözü siktirip edip, 6 yıllığına 68 milyon dolara memo ile takım arkadaşı olmuştur..
şimdi şöyle bir şey söylemeliyim, cleveland her ne kadar mağdur gibi gözükse de, aslında onlar da hinlik peşindeydi.. bir sene sonra kontratı bitecek ve muhtemelen herkesin ilgisini çekecek boozer'ı, değerinden az bir kontratla 6 sene bağlamaya çalıştılar, ama boozer tilki çıktı..
shawn marion karşılığında miami'ye veya rip hamilton karşılığında detroit'e takas olabileceği konuşulan azman herif. bu takasların gerçekleşmesinin önündeki tek engel sakatlığı. paul millsap'in inanılmaz performansını gordukten sonra utah bu adamı yollayıp hamilton'ı getirebilirse -ki bence en büyük eksikleri onun gibi bir sg'dir- batıda lakers'ı zorlayabilecek tek takım hüviyetine kavuşur hafiften.
boyunun pozisyonuna göre kısa olmasına rağmet 15-20 ribaund topladığı maçlara sıkça rastlanabilir. amerikan milli takımın abdi ipekçi deki maçlarında canlı olarakta gördüğüm, formasını çıkartması ve ufak bir öküz kadar olan sırtını görmem ile tüylerimi diken diken eden oyuncudur. sırtında ejderhamı dinazormu bilmem koccaman bir dövme vardır. ***