turklerin tanimadigi altin degerinde bir bilim adami. mukemmel bir kisilige ve bilimi insanlara anlatis tarzina sahiptir. rasyonel dusuncenin babalarindan bir tanesidir.
keşke 2020'leri görebilseydi dediğim deha, ufku açısından pek çok değişim yaratacak gelişme olmasa da; fark edeceği ve fark ettireceği çok başka şeyler olabilirdi.
siyasetle ve din ile pek fazla uğraşmadığı için çoğu kesim tarafından sevilmiş ve sevilmeye devam eden güzel insan. fakat bu genel anlamda baktığımızda işin görünen yüzüdür ve carl sagan bu işin ayarını çok usta bir şekilde tutturmuştur. hiçbir zaman inançlı insanların fikirleri hakkında dalga geçmemiş, toplum önünde kendisine bu konu her sorulduğunda yalnızca ve yalnızca kendi fikirlerinin daha farklı olduğunu belirtip halka bilimi sevdirmeye çalışarak önemli bir misyon üstlendiğinin bilincinde hareket etmiştir. bunları yaparken aynı zamanda din tüccarlarına, ufoculara, falcılara ve daha bir çok soytarı tayfasına karşı da açıkça bir savaş vermiştir. insanoğlundan üstinsana en yakın olabilecek kişi kim olurdu derseniz onlardan biri de kesinlikle carl sagan olurdu diyebilirim.
insan beynindeki bilgi içeriğini bit olarak ifade edecek olursak, nöronlararası bağlantı toplamıyla bit sayısının birbirine eşit olduğunu söyleyebiliriz. Bu da yaklaşık yüz trilyon, 10 üzeri 14 bit’tir. Eğer bu bilgi yazıya dökülecek olsa, yirmi milyon (20.000.000) cilt kitabı doldurur.
" uzayın derinliğinden bu resmi çekmeyi başardık. eğer bu resme dikkatlice bakarsanız, orada bir nokta göreceksiniz. o noktaya tekrar bakın. işte o nokta burasıdır. evimizdir. o nokta biziz. sevdiğiniz herkes, tüm tanıdıklarınız, adını duyduklarınız, gelmiş geçmiş tüm insanlar hayatlarını o noktanın üzerinde geçirdiler. türümüzün tarihindeki tüm sevinçlerimiz ve acılarımız, kendinden emin bin çeşit inancımız, ideolojimiz ve ekonomik öğretimiz; her avcı ve her yağmacı, her kahraman ve her korkak, uygarlığımızın mimarları ve tahripçileri, her kral ve her köylü, birbirine aşık olan her genç çift, her anne ve her baba, umutları olan her çocuk, her mucit ve her kâşif, ahlak değerlerini öğreten her öğretmen, yozlaşmış her politikacı, her bir "yıldız", her bir "yüce önder", her aziz ve her günâhkar işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinde.
dünya, dev bir evrensel arenada yer alan çok küçük bir sahnedir. bütün o komutan ve imparatorların akıttıkları kan göllerini düşünün... şan ve şöhret içerisinde, bu noktanın küçük bir parçasında kısa bir süre için efendi olabildiler. bu noktanın bir köşesinde yaşayanların, başka bir köşesinde yaşayan ve kendilerinden zar zor ayırt edilebilen diğerleri üzerinde uyguladıkları zulmü düşünün... anlaşmazlıkları ne kadar sık, birbirlerini öldürmeye ne kadar istekliler, nefretleri ne kadar yoğun!
bu soluk ışık noktası, bütün o kasılmalarımıza, kendi kendimize atfettiğimiz öneme ve evrende öncelikli bir konuma sahip olduğumuz yolundaki yanlış inancımıza meydan okuyor. gezegenimiz, çevremizi saran o büyük evrensel karanlığın içerisinde yalnız başına duran bir toz zerreciğidir. içinde yaşadığımız bilinmezlik ve bütün bu enginliğin içerisinde, başka bir yerden bir yardımın gelip bizi bizden kurtaracağına dair hiçbir ipucu yoktur.
dünya... şu ana kadar, yaşam barındırdığı bilinen tek gezegen. en azından yakın gelecekte, türümüzün göçebileceği başka hiçbir yer yok. evet, ziyaret ediyoruz. ama henüz yerleşemiyoruz. beğenseniz de beğenmeseniz de şu an için dünya yaşadığımız yer.
gökbiliminin alçakgönüllü ve kişiliği geliştiren bir uğraşı olduğu söyleniyor. bana kalırsa, insan kibrinin akıl dışılığını, küçük dünyamızın uzaktan çekilmiş bu görüntüsünden daha iyi gösterebilecek bir şey yoktur. bu görüntü, bildiğimiz tek evimiz olan bu soluk mavi noktayı daha içten paylaşmamız ve koruyup şefkat göstermemiz gerektiği konusundaki sorumluluğumuzun altını çiziyor."
Blue pale dot - soluk mavi nokta, contact - mesaj kitapları, cosmos belgeseli ve daha nice kitap ve makalesi insanlığın ve bilim&teknolojinin gelişimine öncülük etmiş bilim, edebiyat, sanat insanı.
merak edenler için dört dakikalık şu video carl sagan ı merak edenler için iyi bir giriş olacaktır;
"Bazen bilim insanlarının romantik olmadıkları, bir şeyin nedenini anlama tutkularının hayatın güzelliğini ve gizemini yok ettiği söylenir. Ama evrendeki her şeyin gerçekte nasıl işlediğini anlamak heyecan verici değil mi? Beyaz ışığın bütün renklerden oluştuğunu anlamak, ışığın dalga boyunu algılama şeklimizin rengi oluşturduğunu anlamak, şeffaf olan havanın ışığı yansıttığını, ışığı yansıttığından dolayı dalgaları ayrıştırdığını anlamak ve gün batımının kırmızı olmasının nedeni ile gökyüzünün mavi olmasının nedeninin aynı olduğunu anlamak? Gün batımı hakkında ufak birkaç bir şey bilmek, onun romantikliğini bozmaz."
Dünya Dışı Akıllı Varlıklar hakkında önemli araştırmalar ve projelere katkıda bulunmuştur. ayrıca Jüpiter'in uydusu olan Europa'nın okyanuslara sahip olabileceğini ortaya atan ilk isimlerden biridir.
Son olarak; kendisini bilime adadığı gibi, popüler kültürde ses getirebilmek amacı ile cosmos Gibi belgeseller ve sinema filmleri ile duyulan ilgiyi artırmayı hedeflemiştir.
Blue pale dot belgeseli mutlaka izlenmelidir, oldukça kafa açmakta.
Christopher Nolan, interstellar filminde Sagan'ın araştırmalarını kılavuz edinmiştir.
*bu saatte bunca abuk başlık içerisinde böyle bir başlığı solframe'e getirenin de iki gözünden öperim.