ekonominin emperyal ekonomilerin isteğine göre biçimlendirilmesinden doğan yapısal zaaflardan kaynaklanan son kazıktır. tabii, bu zaafları yaratanlarla, zam yapanlar aynıdır.
ihracatımızı nasıl artırabiliriz yollarını aramaktansa işin kolayına kaçıp yapılan zamlarla ithalatı azaltmak yoluna gidilmiştir. olan vatandaşa olmuş olup, vatandaş birşey kazanmamıştır.
vergilerin artirilma sebebi dunyanin her yerinde butce acigidir. butce aciginin temel sebeplerinde birisi ise faiz odemeleri dir. faiz odemesinin sebebi ise ya direkt dis kaynaklardan alinan borclar ya da hazine bonosu, devlet tahvili odemeleridir.
simdi buradan sunu anliyoruz,
1-)hukumet gelecekte olusabilecek bir dalgalanmadan dolayi tedbir almis ve bu beklentisini piyasaya aciklamak istemediginden dolayi vergi artisina gitmis olabilir. yani 6 - 12 ay icinde ikinci bir dip gorulme beklentisi var.
2-)bu karar muhtemelen merkez bankasiyla gorusulerek alinmistir, burada amac yil sonuna kadar olusabilecek cari acigi frenlemektir. yani para politikasinin son zamanlarda yaptigi mudahalelere maliye politikasiyla destek verilmistir.
3-)son ceyrekte gerceklesebilecek olan buyume feda edilerek, uzun vadeli bir karar alinmistir.
13 ekim 2011'de yapılan vergi zamlarına dair minareyi kılıfına uyduran söylem. öncelikle bir teşvik unsuru olarak kullanılmadığı sürece verginin ithalat-ihracat dengesine herhangi bir direk etkisi yoktur.
temel maliye politikası araçlarından biri olan vergi bir yandan tüketimi* azaltıcı bir etkiye sahipken diğer taraftan kamu en önemli gelirlerinden biridir.
bu noktada söz konusu vergi arttırımının bir kamu geliri yaratmak için yapılmadığı aşıkardır, ki asıl niyet gerçekten de bir kamu geliri oluşturmaksa, göreve geldiği ilk günden beri yerel yönetimlere ve polise ayırdığı yüksek bütçelerle dikkat çeken, her seçim dönemi "devlet yardımı" adı altında çuval çuval kömür ve beyaz eşya dağıtan ve kısa bir süre öncesine kadar çılgın projelerden (istanbul'a ikinci boğaz falan.) bahseden bir hükümetin yaptığı bu zam en hafif tabirle orospu çocukluğundan farklı değildir.
iyimser bir yaklaşımla ekonomik konjonktürten az da olsa haberdar olduğunu var saydığımız devlet büyüklerimizin* asıl amacı tüm dünyaca beklenen ve borçlanma bazlı enflasyonist bir krize karşı daraltıcı bir maliye politikası uygulayarak önlem almak ve hatta gerekirse merkez bankası müdaheleleri için bir dalgalanma marjı bırakmaktır. ki zaten bu görüş aylar önce "ekonomik kriz yolda fazla harcamayın" söylemleriyle ortaya atılmıştır bile.
bu noktaya kadar dahiyane bir kriz önlemi gibi duran bu hamle 1929'da bile işe yaramayan ilkel bir çözümden farklı değildir.
ötv zammı 1999 depreminde gündeme geldi ve duygusal olduğumuz için pek karşı çıkan olmadı o dönemlerde, sonra tabi ötv'den gelen paralar oldukça hatrı sayılır olduğu için bir daha geri çekilmedi.
konu şu, bu insanlar yıllardır kazıklanıyor zaten, avrupaya, dünyaya giden petroller bizim üzerimizden geçiyor ama en pahalı biz kullanıyoruz, dünyanın en kötü ve en pahalı internetini biz kullanıyoruz, teknolojik ürünler yine en çok bizde pahalı...
sen halka ait bütün yerli kamu kurumlarını yabancılara sat sonracığıma cari açık büyüdü deyip yabancı olan herşeye zam yap. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
bende bundan sonra yabancıların getirdiği başbakan ve cumhurbaşkanı istemiyorum. yerli başbakan ve cumhurbaşkanı istiyouz. çünkü halkın vicdanındaki cari açık büyüdü.
bu zammın dönüp dolaşıp halka gireceğini ve halkın fakirleşeceğini, dolayısıyla devletin fakirleşeceğini akıl edemeyen güruhun ürünü. bunun yerine yok paraya satılan yeraltı ve yerüstü kaynaklarını doğru düzgün işletseler veya ederi miktarlarda kiralasalar şimdiye ortadoğunun değil dünyanın en zengin ekonomilerinden biri haline gelirdik. yazık...
not: alkol ve sigara kullanmıyor, 180 liralık * bir cep telefonuyla işimi hallediyorum...
-alkol alıp, karılarınızı dövüyor öldürüyorsunuz, almayın.
-sigara içip içip, kanser oluyor hastaneleri dolduruyorsunuz, içmeyin.
-1600 cc den büyük motorlu araç alıp hız yapıyor, kazalarda can kaybına neden oluyor, hem kendinizi hem başkalarını yakıyorsunuz, almayın.
-bir de bunların hepsini kokteyl olarak yapanlar var, onlara bu zamlar bile az.