entry girilmesi gerçek sorunun gündeme gelmesi için iyidir de kimse girmemiş dememek lazım.
benzer bir sürü başlık açtık.
ha bi taraftan da haksız sayılmaz. hakkaten bu konuya yazan çizen az.
tüm medya, ekonomistler, partiler bu sorunun etrafında dans ediyor. bir sürü detay anlatıyorlar ama bu gerçeği sürekli vurgulayıp, sürekli çözüm önerileri sunmak ve çalışmak gerekir.
bu mesele atatürk sonrası türkiye nin çözülemeyen önem verilmeyen sorunu. aslına bakarsan taa osmanlı dan beri devam ediyor.
bi kaç yılın sorunu değil. iyide bunun cari açığa faydası ne diye bi başlık bile açmıştım. belki tutar da motto olur diye.
olmadı tabi.
Bir ülkenin ürettiği malları dış ülkelere satması sonucu elde edilen gelirin (ihracatçının), ülkenin yurt dışından aldığı mal ve hizmetlerden (ithalatından) az olması durumudur. Bir başka deyişle bir ülkeye giren döviz miktarının çıkan döviz miktarından az olmasıdır.
neyse ki diyanetten kısıp piyasaya sürüldüğünde kapanacak açıktır. gerçi bir dakika lan, eğitim ve adalet varken ne haddime diyaneti katmak, tövbe tövbe.
Ne yazık ki doların artmasının en büyük cari açıktır. Cari açık demek bir ülkede ithal edilen malların ihraç edilen mallardan fazla olması olayıdır. Ne yazık ki biz Türkiye olarak sadece 2017 yılında 47 milyar dolar cari açık vermişiz. yani kısacası kazandığımızdan fazlasını tüketmişiz. buda üretimin az olmasından kaynaklanmaktadır. ne yazık ki bu cari açığıda borçlanarak kapatmak durumunda kalıyoruz. bu borçların en büyük kısmınıda özel sektör oluştuyor. özel sektörde borcu döviz dolar cinsinden alıyor. özel sektör bu borcu ödemek için piyasadan dolar çekiyor. bu da dolara olan talebi artırdığı için dolar ülke içerisinde daha değerli hale geliyor. buna fed in faiz artırımı abd nin yaptırımları türkiyenin çevresindeki bölgesel risk abd çin savaşınını eklediğimiz zaman tüm bu faktörler tl nın değersizleşmesine neden oluyor. bu sorundan kurtulmanın üç yolu var üretmek üretmek üretmek.
tayyip ve akp hep bizden önce şöyle idi, o yoktu, su yoktu, çöplüktü diyor ama şunu diyemiyor, demiyor;
---- akp'den önce yani 2002 de cari açık ortalama 600 milyon dolar iken, 2018 de ortalama 35 milyar dolar!!.
Dışarıdan borç alarak ithalat yapıyoruz. Onu tüketiyoruz. Tükettiğimiz için kendimizi mutlu sayıyoruz. Bu bireysel olarak belki mümkün. Ama ülke olarak, önce alınan dış borç için faiz ödeyerek ardından ithal edilen mallardan kar transferi yaparak yabancıyı zengin ediyoruz. Bu durumun ne kadar farkındayız bilmiyorum. Ama biz pantolonumuzun arka cebinde kocaman akıllı telefon taşıyarak hava atarken, biraz daha refahları artan G. Koreli ve Amerikalılar mutluluktan uçuyorlar.
Bunu öyle ekonomi cümleleriyle, rakamlarla anlatamazsınız bu kesime. Anlayacakları dil belaltı cümlelerdir.
Hani o izlediğiniz porno filmlerindeki nerdeyse emekliliği gelmiş vajinalar var ya, tıpkı kara delik misali herşeyi yutacak gibi olan..Heh işte cari açık tıpkı ona benziyor. Anladın diymi?
Dövizle borçlanan ülkemiz, doların bir haftada 3.11 seviyesinden 3.18 e çıkmasıyla daha da borçlanmıştır.
Tehlike büyüyor. Ve sen borçlanmasan da büyümeye devam ediyor.
Kemer sıkma politikaları yakındır.
devletin borç ları, enflasyonu ve işssizlik oranlarını sabunlayarak düşük göstermesi elbet birgün patlayacak. o zaman halimiz korkarım çok vahim olacak.