bugün

Bir çeşit "babam ve oğlum" 0.5 olan film. *
Her seyredildiğinde ağlatabilme özelliğine sahip az sayıda filmden biri. ilk seyrettiğimde *sadece babam ağlıyor diye biraz daha büyüyünce sadece içimden geldiği için ağladığım film.Halit akçatepenin annesini o.ospu olarak gördükten sonra Tarık Akanın ne düşünüyon lan yoksa pavyondaki karıyı mı ayıp ayıp anan yaşında demesine o anan yaşında dediğin kadın benim annemdi demesi Kahramanın arkadaşıyla bilye oynarken lan ben ölecekmişim demesi arkadaşının ise ee olunce bilyelerin ne olacak sorusuna ölünce abimden alırsın diye cevap vermesi ve tabi en önemlisi TArık akan ile Halit Akçatepenin eve televizyon alması tam KAhramanı uyandıracakken dur lan güzel bir yer hazırlayalım deyip belkide çocuğun son anında mutlu olmasını engellemesi filme dair iç burkan detaylardır. ve tabiki her duyulduğunda gözlerde yaşların birikmesine sebebiyet veren o muhteşem müzik...
sana bu mektubu ... den yazıyorum şeklinde devam etmesi muhtemel hitap, bir tas sıcak çorba kıvamında..
adile naşit öğretmen rolündedir.
öğretmen küçük kahraman'ı yanına çağırarak yıL sonuna kadar izinLi oLduğunu ona söyLer.. öğretmen, kahramandan arkadaşLarına veda etmesini ister..

kahraman; "allahaısmarLadık... "
sınıf; "güLe güLe"..

kahraman öğretmen'in eLini öper ve sınıftan ayrıLır.. arkada o garip parça -hani hüzünü bir kaç notaya sığdıran kısa parça- çaLmaktadır.. kahraman sınıftan çıktıktan sonra bir öğrenci şiir okumaya başLar; "... şimdi önlerinde uzun bir hayat vardır... " ve o garip parça yine ortaya çıkar.. öğretmen ağLar.. seyirciLer ağLar..
aşk hariç bir veya birçok konuyu ele alan film.
tamam, sömürüyor insanı, üzüyor. ama dikkat çektiği şeyler epey fazla: gece kondu mahallesi, oradaki insanların yaşamları, yırtık ayakkabılı çocuklar, fakirlik, sefalet, sonra gurbete çalışmaya giden anadolu insanları ve tabii ki lösemi.

toplumsal gerçekler yönünde zengin. ve bunları biraz mizah, çokça gerçeklik koyarak uygun bir şekilde yansıtmış. dönemine göre kalitede tavan yapmış. belki de hitap ettiği izleyici kitlesine göre biraz ağır. tarık akan, halit akçatepe, adile naşit, metin akpınar, kemal sunal gibi isimlerin yer aldığı düşünülürse.

ve de o küçük oyuncu kahraman'ın oyunculuk yeteneği şimdiki reklam ajanslarından bulunan veledlerde bile yok. her izleyişim de salya sümük ağlatıyor bu veled beni.
hasret duyulan ve bir öz kardeş var ise söylenmesi dünyanın en mutluluk verici olayıdır. söylenemiyorsa hep içte ukte olarak kalır. *
insanın içine işleyen bir film. çocukken seyretmiştim, hala adı anıldığında kalbimi sızlatır.
ertem eğilmez'in fakirliğin kompozisyonunu çıkarttığı ender filmlerinden bir tanesidir.
babasının cenazesini kaldıracak parası olmadığı için bir tanecik sevgili eşeğini 75 liraya kasaba satan evlat, 200 liralık üçüncü sınıf cenaze parasını bile karşılayamaz. eşten dosttan para toplar...
yakında ölecek olan bir tanecik küçük kardeşine belki de hayatı boyunca hiç yemediği bir akşam yemeği yedirmek için kanını satan abi, hesap geldiğinde bir de bakar ki sattığı kanı bir akşam yemeği parasını bile karşılayamaz.
insanların umutlarını alamanya rüyasına bağlamaları, kanını satarak geçinmeye çalışan fukara insanlarımız, televizyonun ilk çıktığı dönemlerdeki popülerliği vs vs...
kimi zaman ölümü çocukların gözüyle izleriz.
kimi zamansa bir öğretmenin acı dolu bakışlarıyla...

ve zaman artık kahramanın son arzusunu yerine getirmek zamanıdır.
te- le- viz- yon...

televizyon bir şekilde eve gelir. ama ne yazık ki artık kahraman gitmiştir...
yalakalık durumunda kardeşime söylediğim söz öbeği.
eğer kişi gerçek kardeşiniz değilse genelde değerli kardeşim modelini alan kelime grubu.*
denmesinin akabinde 'ne istiyosun? ' sorusunu soracagımız iki kelimedir.*
çok açık bir şekilde samimiyetsizlik ifadesidir.
televizyon'da ne zaman gorsem izlediğim, her izleyişimde ağladığım ve kendimden nefret etmeme sebep olan filmdir. nefret etme sebebimse bir gün kardeşim için boyle birşey yapamamamdandır. sadık sendil harika bir senaryo yazmıs, ertem eğilmez mükemmel yönetmiş, tarık akan, halit akçatepe ve metin akpınar muazzam oynamış bize ise sadece bu adamlara teşekkür etmek kalmıştır. gerçi onlara bile teşekkür etmeyip küfür edenler bolucu diyenler varya ne diyeyim.
belki kahraman kurtulur içgüdüsüyle her defasında izleyip yine gözyaşlarımızdan sonunu göremediğimiz( belki de görmek istemediğimiz.) bir ertem eğilmez filmidir. gerçi filmi yönetmene maledip oyuncu kadrosunu, senaryoyu, teknik yapımı falan da unutmamak lazım. o zamanın türkiye' sini anlatan fakat dönemi itibariyle hak ettiği gişeyi yapamayan bir dram filmidir. cahit oben imzalı film müzikleri insanın kalbini acıtır. zaten bu başyapıt filmde de ağlamayan insan olamaz. olsa olsa alyendir. bu kadar dramın içinde yine de bir kaç komik sahneyle teselli bulmak mümkündür. ama tabiki bunlar "ah şu yoksulluğun gözü kör olsun" dememize engel olmaz.

--spoiler--
- çiş edecek takımın var mı?
* hee, bulunur az buçuk.
--spoiler--
--spoiler--

- Ne düşünüp duruyorsun? Yoksa meyhanedeki karıda mı kaldı aklın?
Ayıp be ayıp, anan yaşındaki karılara mı sulanıyorsun artık?
+ O anan yaşında dediğin kadın öz annemdi benim.
- ??!

--spoiler--
izlerken insanın ağzına sıçan o müzik için,

http://www.box.net/shared/0p1xak8ekm

silinirse

http://www.alkislarlayasi...9297cf16fc43858b4fdb37825
acemi cadı, selena, bez bebek gibi saçma sapan diziler nedeniyle televizyon kanallarında artık pek sık izleyemediğimiz gelmiş geçmiş en başarılı türk filmlerinden biri. senaryosunu sadık şendil yazmıştır, yönetmenliğini ertem eğilmez, müziklerini ise cahit oben yapmıştır. türk sinemasının her zaman güldüren isimleri halit akçatepe, metin akpınar, kemal sunal ve adile naşit bu filmde herkesi ağlatmış, tarık akan çapkın rolünü bir kenara bırakmış, çocuk oyuncu kahraman kıral ise etkileyici bir oyunculuk çıkarmıştır.

bir defa daha izleyip ağlamak isteyenler için:
http://video.google.com/v...=can%C4%B1m+karde%C5%9Fim
(bkz: ağlatan filmler)
izleyeni ağlatmasıyla gönüllerde taht kuran film. ilginçtir tarık akanın gençlik dönemlerinde çekilmiştir film ve o sıralarda tarık akan aşk filmlerindeki çapkın çocuğu oynuyordu. her zaman görmeye alıştığımız tarık akan klasiğinin dışında, hayatın gerçeklerini kapsayan bir filmdir. *
dünya sinema tarihinin en duygusal filmi.
sezercik, ayşecik gibi gudik küçük kahramanlardan sonra görürüz ki kahraman kıral gerçekten de küçük kahraman olmayı sonuna kadar hakediyordur filmde.
sadece izleyip ağlamakla yakayı bırakmayan film ne zaman aklıma gelse kalbim sıkışır nefes alamam.dünya standartları arasında iyi bir filmken türkiye'de gereken ilgiyi görememiştir.
her izlediğimde burnumun direklerinin sızlayıp, gözlerimin buğulanmasına ve akabinde gözyaşlarımı utanmadan uluorta salmama neden olan film.
kemal sunal'ın sadece "sidik" sahnesinde oynadığı filmdir. işin ilginç tarafı film kadrosu'nun nereeyse tamamı komedi oyuncusudur. diyaloglar insanın içine işler. türk sinema tarihi'nin tartışmasız en iyi filmidir.