birçok ülkede yasaklı olan bu filmin uncut versiyonunu internetten bulup izlemek mümkün.
yönetmen de yıllar sonra bu filmi çekmekten duyduğu pişmanlığı dile getirmiştir.
filmde öldürülen hayvanların gerçek olması ayrıca sövme nedenidir.
(bkz: pink flamingos)
izlenmemesi gereken saçma sapan iğrenç film. "iğrenç film sever" bile olsanız bir buçuk saatinizi boş harcatacaktır. o derece kolpa ve aynı zamanda insanlık dışıdır. yönetmen ikisini aynı anda yapmayı becerebilmiştir. güya "güya belgeselmiş" havası verirken kendi gerçekçiliğinin tecavüzüne uğramış bir filmdir. hayvanlara işkence var mıdır tartışılır ama filmde izleyen gözlerin ırzına geçilmiştir. beyinlere tecavüz edilmiştir. yanımda olsa yönetmenin üstüne kusardım filmi izledikten sonra.
-- spoiler --
o kaplumbağayı kestiklerinde film'deki kız gibi kusasım gelmişti. ayrıca yerli kıza tecavüz ettikleri sahne ile içi yerlilerle dolu çadırı ateşe verdikleri sahne çok gerçekçiydi. yani yerliler hiç de rol yapıyor gibi değildi. (lan yoksa!)
-- spoiler --
bir baş yapıttır. hala ben şiddet, işkence filmlerine bayılırım diyen varsa tavsiye edilir. 2 gün yemek yiyemediğimi hatırlatmak isterim. ama bak öyle gözlerini kapamak ileri sarmak falan yok.
az önce izledim. 1 saat 40 dakikada 2 tane büyük boy bim poşetini kusarak doldurdum. midemde bir şey kalmadığı anda sıçmaya başladım, bağırsaklarım boşalınca at gibi uzun uzun işedim, kesmedi ağlamaya başladım ondan sonra balgam söktüm.
bu pisliği niye anlatıyorum, şundan ötürü bu filmi izlemeyin izlettirmeyin. nasıl bir orospu çocukluğunun eseridir lan bu? tecavüz, yamyamlık, barbarlık, vahşet, ahlaksızlık. hem de asıl yamyamlığı yerliler değil amerikalılar yapıyor. zaten profesörün kendine sorduğu soru her şeyi özetliyor; "merak ediyorum gerçek yamyamlar kim".
müziği güzeldi.
ha unutmadan her şeye rağmen izlemek isteyenler varsa irtibata geçelim zor bulunuyormuş galiba ben sansürsüz olanı buldum.
vasat film. ama evet çok vahşi. keşke zavallı hayvanlara zarar vermeselerdi.
ama özellikle vahşet ve tecavüz sahneleri komikti. epey güldüm. amerika'nın gerçek yüzünü gösteren film.
söylentilere göre yönetmen şu hayvan öldürülme ve kazığa oturtma sahnelerinden sonra gerçek olmadığını kanıtlamak zorunda kalmış. zamanına göre efekt kullanımı gerçekten çok gerçekçi. insan bi an lan acaba diyor ama bu da filmin kalitesinin bi göstergesi sanırım.
süper belgesel tadında bir filmdir kendileri. ayrıca bunun üstüne Salo ya da Sodom'un 120 Günü filmini izleyip cila edilmesi gerekir. Gerçek dünya ile yaşadığımız dünya arasında ki o farkları heyvan olduğumuz gerçeğini artık gün yüzüne çıkarmanın vakti geldide geçiyor bile. niye yasak anlamıyorum çocuklarımız heidi kaaağyu ile kandırılıp toz pembe yetiştirilirken aslında çok çaresiz ve savunmasız olduğumuzu kabul etmeliyiz. sadece yaşadığımız alan ile sınırlı mahluklar olmaktan çıkmalıyız zanlımca.
sonuna kadar gözümü kırpmadan izleyince insanlığımdan şüphe ettiğim film. bütün iğrençliklerin, pisliklerin yanında akıcıdır film. iğrenç falan ama kendini izlettiriyor. ayrıca ilgi çekici. midesi sağlam olmayanlar, kafasına takacak olanlar izlememeli.
hata yapıp sansürsüz versiyonunu izlediğim film. belki sansürlü versiyonu olsa, yani bu kadar insanlıktan utandıran sahne arka arkaya olmasa, seyir zevki çok daha yukarılara tırmanabilirdi. iyi filmdir. çok iyi filmdir. tabii gerçek hayvan ve kadavra kullanılması çok rahatsız edicidir ancak yine de başarılıdır...
italyan yönetmen Ruggero Deodato tarafından çekilen 1980 yapımı korku-macera türündeki filmdir. Film gösterime girer girmez 10 günlük süre içerisinde 2 milyon doları aşan hasılat rekoru kırmıştır. Ancak kısa sürede kanlı cinayet sahnelerinden dolayı yasaklanan filmin yönetmeni Deodato tutuklanmıştır. Filmin cinayet sahnelerinde gerçek ceset ve et parçalarının yanı sıra kan kullanıldığı iddia edilmiştir. Filmde geçen vahşi cinayet sahneleri o kadar gerçekçidir ki, 'bu film mi yoksa gerçekten film çekimlerinde cinayet mi işlendi' diye mahkemeye çıkartılan Deodato'dan filmdekilerin kurmaca olduğunu ispatlaması istenmiştir. Bu iddiaları ispatlayan Deodato serbest bırakılmıştır. Ancak "Cannibal Holocaust" yani Türkçe'de "yamyam Soykırımı" olarak isimlendirilmiş olan film, hala dünyadaki en kötü şöhrete sahip film olarak görülmekte ve 50 ülkede yasaklılar listesinde ilk sırada yer almaktadır.
4 yaşımdaki kuzenime izlettim. neyse ki o zamandan beri konuşup başımı ağrıtmıyor. dut yemiş bülbüle döndü. çok güzel. tüm çocuklara izletilmeli. gerçi artık hiç konuşamıyor annesi doktora filan götürücekti amaan neyse canım. canıma dert mi.
sansürsüz şeklini bulunduran sözlük yazarlarının, bir amme hizmeti olarak, bu sansürsüz halini bizimle paylaşmalarını dilediğim filmdir. sanırım sansürlü şeklini izledim. zira kazığa oturma sahnesi yoktu. sadece kazığa oturtulmuş bir kadın görüntüsü vardı. neyse. rica ediyorum, sansürsüz şekli elinde bulunan olursa, paylaşsın.
evet mide bulandırmaktadır. ancak filmin insanların midelerini bulandırarak anlatmak istedikleri de vardır. belki de mesajı daha vurucu hale getirmeyi düşünmüşlerdir.
1980 lerde çekilmiş ve sahnelerinin birçoğunun gerçek olduğu iddiası ile yıllarca mahkemeler de yargılanmış filmdir.
gerçek hayvanlar kullanıldığı bilinmektedir.
ayrıca insan psikolojisini derinden etkileyen bir film olduğu için almanya, fransa, ingiltere, türkiye, avustralya, finlandiya, italya, ispanya başta olmak üzere birçok ülkede yasaklı filmdir.
izlemeyenlerin çok şey kazandığını söyleyebilirim.
hiç kimsenin izleyemediği srpski film'i 2 kez izleyen ben, bu filmin uncut versiyonun izlerken yanımdaki kolayı bile mide bulantımdan içemedim. yani anlayacağınız bu filmin yanında srpski film devede kulak kalır. tecavüzler, %100 gerçek olan hayvanların öldürülmesi falan. bu filmde emeği geçen herkesin amına koyim!