Bugüne dek söylediği her şey doğru olan hekim. Söylediği şeyler zaten kendi bilimsel çalışmaları değil amerikan tıp camiasında ne yayınlanıyorsa kadın gelip onu söylüyor
ben ispatladığım bulguya edinim diyemiyorum, kazanim diyorum sıfatım yok diye. sen git profesorum diye bilmediğin yerden at tut. miss.
uzmanligi kalp olan birinin, çıkıp tereyağı yiyin, et yiyin, veganlık hastalıktır falan demesi.. ne bileyim hem cahillik, hem zalimlik. resmen dolandırıcılık bu. yanlış bilgilerle farkli görünüp dikkat çekerek kitaplarini, muayenesini pazarlamak çabasindan başka bir şey görünmüyor buradan.
küresel sömürü çetelerine ayar veren, cesur ve ilkeli bilim insanlarımızdandır canan efendigil karatay. tarihe de anlı şanlı geçecektir. beslenme tavsiyelerini önemsedikçe ne kadar doğru konuştuğuna şahit oldum. sağlık açısından gayet belirgin iyileşmelerim oldu.
canan hoca delilsiz konuşmadığı halde uyduruyormuş gibi çamur atmaya çalışanların derdi ne gel de anla. kadın 75 yaşında yükünü almış, maddi kaygısı yok, kimseden bir beklentisi yok, maddi çıkarı yok. belli ki ülkesine ve insanlığa doğruları anlatmaya çalışıyor.
yok efendim saat ücreti şu kadarmış diyenler önce uyduruk tv programlarından, dizilerden kimlerin ne kadar paralar aldığına baksın. önümüzde ömrünü bilime adamış bir profesör var şişirmelerden de değil.
biraz banu avar, soner yalçın, takip edenler zaten olayı büyük ölçüde çözmekte. Saklı seçilmişler kimler artık iyice bilinmeli.
rockefeller ailesi ve rothschild ailesi kimlerdir? bunların insanlıkla derdi nedir? bilinmelidir.
insanlık düşmanlarını tanımalı.
bilimsellikle uzaktan yakından alakası yoktur.. ezber ve kabullerini topluma zehir gibi enjekte eder..
akademik camianın taşşak konusudur ama sözlüğümüz aydın ve entelleri tarafından vazgeçilmezdir..
hiç mi doğru söylemiyor? eh amk tabii ki de söylüyor.. tayyip beyefendinin bile doğru söylediği oluyor..
ama tamamen demagojiye yarar ve yanlış yönlendirme mekanizması olarak kullanıyor..
diyetisyen denilen ne idüğü belirsiz andaval sürüsüne tonla para bayılıp deli saçması işlerin içine girip ondan sonra tıp camiasını boklayıp bu kadını kutsuyorsunuz..
türk insanı hayvani bir zihinsel boşlukta ve bunu doldurmak adına her türlü saçmalığı bir başka saçmalık daha işine gelene kadar kabul ediyor..
sen klinisyen hekimsin be kadın..
haddini bil..
ne araştırma var, ne istatistik bilir ne metod bilir.. eski usül deneyselcilerden ki onu bile hangi araçlarla yaptığı konuşulursa ciddiye alınmaması gerektiği anlaşılır..
mesela, örnek mi merak ediyor ve bir şeyler öğrenmeye niyetliyseniz açın koç üniversitesi tıp fakültesi hastanesi akademik kadrosuna ve çalışmalarına bakın..
nasıl testler, analizler, bilimsel metodlar uygulayan hangi temel bilimler alanından insanların nelerle nasıl çalıştıklarına bakın..
aman neyse.. bizim memlekete de böyle angutlar müstahak zaten.. kendi dönem arkadaşları acıyorlar, utanıyorlar kadının adına.. bizimkiler hala goygoylasın bakalım..
Doğruyu söyleyeni 9 köyden kovarlarmış o misal ile canan karatay gerek Ttb gerek halk tarafından aşağılanmıştır.
Az bir kitle olsakta canan karatay hocamın dediklerine sapına kadar katılıyorum umarım böyle hekimlerimiz çoğalır.
Sık sık yemek pankreası yorar diyen kadındır.
Gayet haklı.
Netteki Diyetisyen onerilerine uyup sık sık yiyip kilo aldım aq. Ve iştahım daha da açıldı sık yiyince.
profosör demek "bir sanat ya da bilim dalında en yüksek düzeyde uzman" anlamına gelir.
bir kişi prof. diye ağzından çıkan her şey doğru diye bir kaide yok.
uzmanlığı alanındaki tezi konusunda bilgi verebilir bu bilgiler bir karşılık bulur.
ama prof. siyaha beyaz dedi diye o siyah beyaz olmaz.
ayrıca okşanan kedi gibi tv 'lere çıkmaktan hoşlanan bu hanım kardeşimizin ağzından her çıkan ciddiye alınmamalı.
kendisi önemli bir şahsiyet, önemli bir bilim kadını yurt dışında önemli referansları olan bu ülkenin bir bireyi ama bazen yanlış yönlendirmeler yapıyor, kendini kısırlı gün toplantılarında zanneden bu hanım kantarın ayarını kaçırıyor.
aslen kalp doktoru yanılmıyorsam. kendisini diyetisyen olarak biliyoruz.
en fazla eleştirildiği konu tavsiye ettigi gıdalar. ekmek yemeden doymak zengin işi. et, tereyağı, hakiki zeytinyağı falan bizi aşar, gücümüz yetmez diyor vatandaş. karşılık olarak, makyaj yapmayın, çok gezmeyin, tereyağı yiyin diyor bu teyze.
peki evden hiç çıkmayalım iş haricinde. gezme tozma, sinema tiyatro yok. makyaj, berber kuaför de yok. giyim giysi, eskiyip püsküyene, üstümüzden dökülene kadar aynı kıyafetlerle idare edelim. bunların yerine 2 kilo et, 1lt zeytinyağı, 1 kilo da tereyağı alalım.
bunlar bu kadının önerdiği menülere yetmez. en fazla 2-3 günde biter et. zeytinyağını salataya katsal max. 15 gün. tereyağ da bi 15 gün. diğer günler de bok mu yiyelim diyor şimdi bu ihtiyar?
kendisinin bir kaç saatte kazandığı paraya bu ülkede 30 gün boyunca, ağır şartlar altında çalışanlar var. hem de milyonlarca. herkesi kendi gibi zannediyor ya da iyice bunamış.
aynı evde 2 kişi çalışmayınca, bırak gecinmeyi, ekmek almaya parası kalmıyor insanların. teyzem de tutturmuş et süt protein.
ya hu biz de salak değiliz ki. imkanımız olsa zaten sofradan elsik etmeyiz dediklerini. senin söylemene bile gerek kalmaz. ama ülke şartları işte. ortalama 1000 tl'den başlayan ev kiralarının olduğu memlekette, asgari ucret 1400 tl sadece. ekmek yemezse bu insanlar doymuyor. tek realite bu.
bir de bunun gibiler yüzünden tam buğday falan uçtu gitti, zengin işi oldu.
çok kesin konuşuyor. genel geçer kavramların agzına sıcıyor kabaca.
atıyorum meyve yemeyin şeker deposu diyor. arkadaş yıllardır meyveden zarar gelmezdi ne oldu şimdi 3 tane mandalin yiyemeyecek miyiz?
zeytinin boku olsa onu çıkarıp yiyecek canlı yayında. hayır annem hastası bunun. keçi gibi sıçıyoruz 1 aydır.
Lütfen fed up belgeselini izleyin. O zaman dediklerini daha iyi anlıycaksınız. Eğer bu dediğimi yaparsanız belkide şuan size hayatınızın iyiliğini yapıyorumdur.
15 temmuz 2016 gününden beri canan hoca'nın yeni icadı diyetler listesine rastgelmiyorum. acaba hocanın başına bir şey mi geldi yokssa millet ülke budurumdayken ne kilosu mu diyor?
hamilelerde şeker yüklemesine karşı çıktığı için işi doktorluktan men cezasıyla yargılanmasına vardıracak kadar kansızları köşeye sıkıştırmış prof.
doğruları söyleyen herkesin yanındayız hocam, yolunuzdan asla dönmeyin lütfen.
yeni doğan bebelerde 4 aya kadar kesinlikle bal verilmeyeceğine dair bir yasak varken mercimek tanesi kadar bir canlıya bir kase şeker yüklemesi yapmak hangi vicdana sığıyor sayın olmayan paragöz yaratıklar? allah belanızı versin.
eğer hamileysen güzel kardeşim, o paragözlere aldanma. o çocuğun sağlıklı bir ömür sürmesi senin bilincine bağlı. şeker yüklemesi yaptırma ve her biri 1, 1,5 dkdan fazla olmamak kaydıyla 2 defadan fazla da ultrasona girme. ben 5 aylık olana dek ultrasona girmemiştim. annelik içgüdüsüyle o ışınların bebeğime zararlı olabileceğini düşünmüştüm ve içim elvermemişti. 9 ay boyunca sadece 1 defa ulrasona girdim ve çakı gibi sağlam bir evladım oldu. şeker yüklemesi falan da yapılmamıştı. bu vicdanını yüksek meblağ paralara satmış doktorumsulara kendini kaptırma. aklın yolu birdir ve akıl, vicdanı da içerir. hocaya yapılan bu haksız saldırıya kanıp da bebeğinde geri dönüşümsüz hasarlara sebep olacak yanlışlara evet deme. zaten bir anne vicdanı kesinlikle doğruyu söyler, o içindeki anneyi dinle.