zaman zaman içinde düştüğümdür lakin yapılacak tek şey, şimdiye kadar yapmadığınız bişey yapmaktır.
öyle zamanlarda ben bunu yapıyorum.
borsacı, inşaatcı, miyendiz bir yapım olmasına rağmen saksı aldım. çiçek ektim. her gün gidip bakıyorum açmışlar mı diye.
kağıdın tavan yapmasını beklemek ya da son katın betonunun atılmasını beklemek kadar heyecanlı.
Öffff pöööfff nidalarının ortaya çıkmasına neden olan lanet durum.
Canımız sıkılır, bazen birilerine, bazen düzene, bazen kendimize ya da yalnızlıktan, hobisizlikten, miskinlikten ama her ne olursa olsun o cümleyi kurmadan şöyle derin bir öfff çekeriz.
Garip.
pazar pazar birkaç dakika öncesine kadar içinde bulunduğum djurumdu. ta ki kankalarımdan "kalk hadi sinemaya, hep yek 3'e gidiyoruz" mesajını alana kadar. gidelim bakalım, bahsettikleri kadar iyi miymiş.
bu duyguyu sevdiği işi yapmayan, üretmeyen, kendini gerçekleştirememiş insanlar daha fazla yaşıyor. her insana yapmaktan zevk aldığı bir meşgale lazım.
hiçbir şey yokken yada birinin gerzek bir lafı yüzünden, sinirden düğüm düğüm olmuş midemle çeke çeke bitiremediğim anlar var. canımın çıkmasını dilediğim bombok anlar.
işe yaramama hissiyle yanıp tutuşurken üstüne gelen insanın ağzından çıkan her harfle ezilme anı da var mesela.
ama en aşırısı; kendi kendine ettiğin zulmün sen nefes almayı kesene dek sürecek olması.