biraz önce facebook'tan "Eskişehir'e bir gelsen be abicim." diye mesaj attığım, "Mayısı bekle abicim gelicez." şeklinde cevap aldığım şarkıcıdan da öte bir abidir lan bu adam.
cumartesi günü ankara'yı sallamış büyük üstad, mütevazi bir sanat adamı.
ah ulan gox, bir kez daha sevdirdin kendini.. geçen seneden beri adama -yeni albümünü çıkardıktan sonra- facebook'tan birkaç kere yazdım, "baba ne zaman ankara'ya geliyorsun" diye sordum, "bu dönem ankara yok ama gelecek dönem, eylül ayından itibaren geleceğiz" minvalinde bir cevap aldım.
eylül ayından beri bu 3. gelişi. deli gibi konserine gitmek için can atan ben, ilk geldiğinde o akşam konser etkinliğinde çalışmak, ardından da hemen o gece izmir'e gitmek zorunda olduğum için gidemedim. ikinci gelişinin haberini bu sefer daha acı bir şekilde aldım: izmir yolunda, tam da manisa'ya girmişken. 3. kez geleceğini öğrendiğimde artık kaçıramazdım, işim yoktu, programım sorun çıkarmayacaktı.
cumartesi mekâna girdim, kendisini mekânın girişindeki ilk masada oturmuş bira içerken görünce ilk dumurumu yaşadım. yanına gittim, konuştum, yukarda anlattıklarımı anlattım. karşılıklı gülüştük, ettik. biletimi imzaladı, fotoğraf da çekildik.
o kadar mütevazi, o kadar egodan yoksun bir adam ki, yanına gelen bütün hayranlarıyla konuştu, fotoğraf ricalarını kırmadı. mükemmel ötesi de bir konser verdi; içilen içkiyi anlamlı kıldı, melancholy manlerle, wakelerle, neredesin senlerle, haydar haydarlarla, itirazım varlarla, yalnızım benlerle, wrong side of the roadlarla.. yüreğine sağlık güzel insan, bir daha uğra buralara.