camdan sarkarak, birbirleriyle saatlerce yemek tarifleri, mahalle dedikoduları, sırlar, magazin, 1-2 aile sırrı, gelini, kaynanayı çekiştime, yeni aldığı koltuk takımını övme, örgü, dantel, oya modelleri gibi konularda konuşan teyzelerdir.
bir çene vardır bunlarda, bir de meme...başka da bir şey yoktur. artık 10 çocuk doğurup hepsine de emdirdiklerinden midir nedir, fiziklerini de çoğunlukla aynı kaba koyabiliriz. yok lan dalga değil ne haddimize ama o çeneleri yok mu...hah işte o yok mu...
sabahtan akşama kadar dır dır ederler.
- gız hacer, dün ayşe'lerin kızı zehra'yı bir herif birakmış arabayla eve, duydun mu?
- he mi gıız, görüyon mu şunun yaptığını
- valla günahı boynuna, oğlan da pek bir şıktı valla
- çalıştığı fabrikadan mıdır ki gız
- amirinin oğlu olabilir diye düşünüyorum ben de
veya ;
- gız nazan, şu hatce'nin kocasını görüyon mu gene
- hayırdır nooldu
- dün gece içkili geldi, karıyı sabaha kadar bağırttı durdu
- he mi laan
- hee...hatce dönmem artık o eve diyor
- bak seeen
- yaaa
- e çocuklar ?
- onları da aldı gitti işte
- oh beter olsun herif
- he yaa, az çektirmedi garıya..
hayır bu kadar çok konuşabilmek için ne yapıyorlar merak etmemek elde değil. hepsi de işsiz güçsüz insanlardır ya...boldur vakit onlar için.
ah bir de şu "ev kızı" diye bir kavram yok mu..ahahaha...yav gülmemek mümkün değil bu tabire. resmen işte okumamış ama kız oğlan kız vallahi, koca bekliyor vs vs...işte bunlar büyüyünce de "camdan cama konuşan teyzeler" olurlar. yetiştirdikleri çocuklar da...ya neyse ben bir şey demiyorum.
bir de hırkaları vardır kendileri örmüştür muhakkak. çekerler böyle sonuna kadar. baş örtüleri falan da vardır yemek yaparken kıl mıl düşmesin diye. zaten dünyaları da o mahalle kadardır, yurt sorunuymuş vs. bunları hiç konuşmamalarının nedeni de budur zaten, onlara göre mahallelerinin sınırları ötesi umurlarında değildir, ara sıra oy kullanmaya çağrılırlar, kim en fazla göz boyarsa kim en fazla yalan sıkarsa ona oylarını verir ta ki bir sonraki seçime kadar. amına koyuym gazeteleri dolaplara örtü olarak kullanan zihniyetten ne beklenir ki zaten ??
türk filmlerinin de olası figüranlarıdır bunlar. çöpçüler kralı bunlara örnektir misal. biri çıkar bu gün şu geldi niye geldi vs vs. yav sana ne tüm bunlardan be uyuz karı !
üzülmek mi ? acımak mı ? bilinmez ama anlam verememek daha iyi anlatır hislerimi. yani sadece ev işi yaparak, kocasına kadınlık ettiğini sanarak geçmemeli bir hayat. bu kadar boş vakti de dedikoduyla geçirmek, arkadan konuşmak can sıkıntısına çözüm arayışından başka bir şey değildir.
ya teyze bir sus nolursun, sabahın körü, yazın ortası, zaten sabaha karşı 5 te yattım, lanet çeneni nolur kapa, kıs o müziğin sesinide 12 den önce çalma, hakkım bu benim site kuralı bu lanet olasıca ihtiyar teyzecim... diğer teyzecan sen daha ölmedinmi lütfen bi zahmet ağzına bir domates al, git bir tepsiye yat... diye düşündüren, düşündürürken sinirlendiren hadise
genellikle sabahları karştığım olay. ne tuhaf bir sohbet şekli arkadaş bu milletin daha afyonu patlamadan siz bu enerjiyi nerden buluyorsunuz?
kiminin elinde çarşaf sirkeliyor ötekisi maksat muhabbet olsun diye almış eline bir tşört onu sirkeliyor ama bu çarşaf ve değişik ev tekstili ürünleri sirkelemeleri bazen 10 dakka süren, abartan olursa bu sürenin 20 dakikayı yarım saati bulduğu olur.
ya hanım teyzeler girin evinize çay kahve yapın sabah kahvaltısı yapın e bu arada dedikodumu desem muhabbet mi desem işte yapın gitsin yawww.
telsiz alsın bu teyzeler en hayırlısı
- hayriyeden nurcana hayriyeden nurcana
- evet hayriye nurcan burda
- bi fincan tuz gönderir misin senin küçük oğlanlan. tamam.
- tabii ki komşum. tamam.
- sağol komşum. tamam.