imparator olmadan önce ve saltanatının ilk günlerinde halk, ordu ve senato tarafından sevilen, claudian hanedanlığından roma imparatoru. tarihçiler onun aşırı içki içmesi, ve çok fazla cinsel ilşkiye girmesi nedeniyle hastalık kaptığını ve bu hastalık sonunda kafayı kırdığını söylerler.
Albert Camus' nun tiyatro eseridir.. çeşitli uyarlamaları vardır. Çok severim şiddetle tavsiye ederim. Caligula efendide pek sapık pek gaddar pek hastalıklı bir imparator dostumuzdur ama oldukça da zekidir. Roma imparatorluğunun 4. imparatoru olması itibariyle bu kudretini istediği gibi kullanmasıyla bilinir, bilirim yapar.
caius tüm insanlıktır. insanlığın temsil ettiği bütün deliliklerin toplamıdır ancak insanlıktan o'nu ayıran bir nokta vardır ki o da saçma düzenin farkına varmış olmak. bu can yakıcı saçmalıkta da yönetici vasfını taşıyan bu kişi öncelikle her şeyi tepetaklat etmekle başlar işte. atını senatör yapmaktan tutun da senatörlere atını çektirmeyi emretmeye kadar. sonuna kadar kargaşa-kaos ve altüst olmuş dengeler. bu caius'un tepkisidir. anlamsızlığa, çarpıklığa ve düzene. bu tepki de büyük bir tepkiyi kabullenmekle devam eder.
caius kızkardeşinin ölümü nedeniyle değil aksine ölümün basitliği ve saçmalığı karşısında, hayatın anlamsızlığı karşısında deliye dönmüştür. bir anlam peşine düşüp "ay"ın peşinden gitmiştir. ama nafile hiçbir anlam bulamayacaktır. tek elde edeceği ölüm karşısındaki absürt'ün farkına varmak olacaktır.
yazarın bir başka yerde dediği gibi "hiçbir şeye inanılmıyorsa,hiçbir şeyin anlamı yoksa, hiçbir değere 'evet' diyemiyorsak, herşey olanaklıdır,herşey önemsizdir.
ne evet kalır,ne hayır, katil ne haklıdır,ne haksız. kişi kendini cüzzamlıların bakımına adayabileceği gibi, içinde insanlar yakılacak ateşleri de tutuşturabilir.
kötülük ve erdem de birer rastlantı ya da gelip geçici birer istektir."
Filmin sonunda yer alan toplu sex sahneleri ve burada görev alan penthouse dergisi modellerini daha yakından tanımanız için http://www.caligulathemovie.com/bobsgirls.html adresine uğramanızı tavsiye ettiğim film.
düşüncelerini yansıtan etkileyici cümleleri akıllarda yıllarca soru işareti olarak kalacak olan kişinin adıdır.
--spoiler--
i have existed from the morning of the world and i shall exist until the last star falls from the heavens.
although i have taken the form of gaius caligula, i am all men as i am no man and so i am a god.
--spoiler--
--spoiler--
ben dünyanın başlangıcından beri varım ve son yıldız da gökten düşene dek var olacağım.
gaius caligula'nın bedenine bürünmüş olsam da, hem herkesim, hem hiç kimse; yani ben bir tanrıyım.
--spoiler--
hayat denen eşitsizlik temelinde çok bilinmeyenli denklemin neresinde duracağını kestirememiş biri...
bazen işaret değiştirip karşıya geçer, çokça bilinmeyenin katsayısına bölünür..
sevgi kelebeği modundaki sahte hümanizmadan pek hazzetmez, vandalizmle bezenmiş şiddet durumların acayip irrite olur...
sahtedir enaz gerçek olduğu kadar, sıradandır sıradışılığı kadar...
Cok buyuk ihtimalle dunya'nin gordugu en asagilik, igrenc, sapkin yoneticidir. Bunda buyuk ihitmalle kendi kabahati yoktur, klinik vaka olabilecegi uygun bir gorustur. Tarihte basa gelmis gecmis butun seytani yoneticiler arasinda daha kotusunu bulmak gercekten zordur. En azindan hepsinin cok az da olsa bir kisma veya bazi seylere faydasi olmus olsa bile bu pic kurusu zarar degil yikim getirmistir. Kendi yakinlarina dahil hic kimseye faydasi dokunmamistir. Bazi soylentilere gore iliskiye girip hamile biraktigi kiz kardesini, kendisini Zeus'un babasi Kronos olarak gordugu, ve Kronos'un yaptigi gibi butun cocuklarini oldurmesi gerektigine inandigi icin bebegi cikarirken ayni zamanda karisi olan kiz kardesini oldurmustur.
(eger gercekten bu adamdan daha kotu biri var diyorsaniz mesajini beklerim)
Roma'nın ensest ve homoseksüel imparatoru. yaşamı boyunca diplomatlarıyla, diplomatlarının karılarıyla ve kızkardeşiyle yatmıştır. Roma'nın sapık yüzüdür.
yeni evlenen çiftlerin düğün törenine gidip, papaz nikahı kıymadan önce, hem geline, hem damada kayan bir sapık imparator. sarayda sex partileri ile geçirmiştir hükümdarlığını.
genellikle, soğuk, kibirli, bencil ve ikna edici bir hatip olarak tasvir edilir.
tiberius'un öldürülmesinden sonra tahta oturmuştur.
halk ona kurbanlar kesmiş, ''güneş'' diye seslenmiştir.
iktidara gelir gelmez halka buğday dağıtmış, eğlenceler düzenlemiştır.
kendini bir tanrı gibi takdim eden caligula, jüpiter görünümünde dolaşmaya başlamış,
kendisine tapınılmasını talep etmiştir.
bütün heykel başlarını kendi başıyla değiştirtmiş,
tanrılaştırılmış imparator kültünü zirveye taşımıştır.
zamanında tapınaklar inşa edilmiş, kamu işleri tamamlanmıştır
ama din ve vergi politikalarındaki aptalca uygulamaları ve zorbalığı deliliğinin kanıtı olarak gösterilmiştir.
tahıl ambarlarını kapatarak halkını açlığa mahkum etmekten keyif almıştır.
tiberius'tan kalan birikimleri kısa bir sürede harcamış, roma kurumlarını teker teker bitirmiş, imparatorluk hazinesini tamamen boşaltmış, ahlaki değerlerin önündeki bütün engelleri kaldırmıştır.
caligula, yönetici olarak kendine verilen güçle istediği gibi hareket etmiş,
senato'nun gücü sınırlandırılmış, kutsal monarji gerçekleşmiştir.
caligula ''zenginlerin kölesi, küstah, devlet-yönetim tecrübesi olmayan, bilgisiz, görgüsüz, aklen ve bedenen hasta'' bir
kişidir: ağlayarak ''roma halkını istemiştim ancak sadece bir tek boynum var'' demiştir.
caligula'nın tuhaf ve sapık davranışlarının beyin iltihabı, sara ya da menenjit gibi hastalıklardan kaynaklandığı iddia edilmiştir.
albert camus'nün bilinen ilk oyunudur. *Marquis de Sade'ın sınırsız özgürlük anlayışına ve nihilizme karşı bir antitez niteliğindedir. Aynı zamanda, Tanrının yerine insanı geçirmekle sonuçlanan başkaldırıya ** karşı da açık bir eleştiridir. camus eserde Romanın tek hakimi Caligula'nın fetiş hale getirdiği us yolunun * çıkmazlarına işaret eder.
--spoiler--
"insanlar, ortak bir değere dayanmıyorlarsa; bu insanın anlaşılmaz olması ve yeryüzünde kaos ve cinayetin egemenliği demektir. Başkaldıran, içindeki adalet ilkesini, yeryüzündeki adalet ilkesine karşı çıkarır. "
"Bana kalırsa insanların adaleti hiçtir. Tanrının adaleti ise her şeydi... Evet ama beni insanların adaleti mahkum etti. Mahkum etti ama bunu yaparken günahımızı da temizlemedi ki... Günahın ne olduğunu bilmiyorum, yalnız bir suçlu olduğumu söylediler bana. "
--spoiler--