cahit zarifoğlu

entry444 galeri54 video2
    388.
  1. “bazen var’ı anlarsın, yok ile.”
    13 ...
  2. 387.
  3. --spoiler--
    Aklımdan çıkmıyorsun dedim. Başka türlüsünü yorgunum anlatmaya.
    -spoiler--

    Manidar sözleri arasındadır. O temiz sevgiler eskilerden el sallar şimdi bizlere.
    4 ...
  4. 386.
  5. Buzdağının görünmeyen kısmının şiiri başarıyla yazan zarif şair.
    2 ...
  6. 385.
  7. Soyadı kadar zarif, adı gibi cahittir. Kıymeti sonradan bilinen, pek anlaşılmayan fakat nice anlamlar yüklü güzel şiirlerin şairi. Senin gibisi gelmez bir daha üstadım.
    7 ...
  8. 384.
  9. 383.
  10. 381.
  11. Soyadının hakkını veren şair, en sevdiklerimden.
    15 ...
  12. 380.
  13. "Biliyor musunuz ben bu çağdan nefret ederim. Etimle, kemiğimle, hücrelerimle nefret ederim. Makina, makinanın o korkunç dişlileri nasıl kemirir canımı. Bir bilseniz bir bilseniz. Nasıl ezilir, nasıl susarım. Bir kayanın, bir bitkiye bir canlıya örneğin üzerindeki bir karıncaya yabancılaştığını duydunuz mu hiç: Bir kişinin anıtı ile, "mermerden bir kişi" ile, "bir kişinin" birbirine benzemediğini düşündünüz mü hiç? Bir çağı kabullenip "ben"le o içimdeki arasında böyle bir ayrıntı var. O ikisi birbirine öyle yabancı ki..."
    1 ...
  14. 379.
  15. Bu çağdan etiyle, kemiğiyle nefret etmiş bir şair, keşfedilmemiş bir ada.

    “...mobilyamız vardı, insana yer yoktu artık kalbimizde.”
    9 ...
  16. 378.
  17. 'Zirvesine göz koyduğum dağlara bak,takılıp kaldığım çitlere bak.'

    Sanatçı gibi sanatçı.
    3 ...
  18. 377.
  19. isminin baş harfleri "acz" tutan şair adam.

    bağışlanmayı dilerdi.
    4 ...
  20. 376.
  21. iyi bayramlar

    “Büyüklerin ellerinden
    Küçüklerin gözlerinden
    Suriye’nin toprağından
    Bosna’nın bayrağından
    Ebu Zer in yalnızlığından
    Bilal-i Habeşi’nin ilk ezanından
    Tarık bin Ziyad’ın kılıcından
    Filistinli Cafer’in haykırışından
    Gazze’nin gözyaşından öpüyoruz…
    iyi bayramlar meleklerin şehri Gazze.
    iyi bayramlar utancımız,açlığımız Afrika.
    iyi bayramlar Ömer Muhtar’ın soylu çocukları.
    iyi bayramlar acının, ölümün başkenti Hama.
    iyi bayramlar Recep onbaşı,Salih uzman,er Mehmet.
    iyi bayramlar kırılganlıklar,üzüntüler
    iyi bayramlar ey Hüzün…”
    7 ...
  22. 375.
  23. Bilmediğim ve ne yapacağı belli olmayan bir duyguyla hırpalanıyorum boyuna, bize ağır gelen kendimiziz.
    2 ...
  24. 374.
  25. 373.
  26. Güzel günler çabuk geçer içimiz hep bir hoşçakal ülkesi.
    15 ...
  27. 372.
  28. içim ağrıyor, mutlu değilim
    geceler uzun bitmiyor. gündüzler ağır.
    ve bahar bir türlü gelmiyor.

    demişti cahit zarifoğlu... baharın şairiydi, en çok baharda açan kır çiçekleri seviyordu. ölümünden evvel ziyaretine gelen dostuna şunu demişti;

    kırlarda çiçekler artık bensiz açacak...

    30 bahardır kırlarda çiçekler sensiz açıyor, yarım kalmış baharlar yaşıyoruz. cahit zarifoğlu bir güzel adam, cennetin kır çiçekleri ile dolsun.
    15 ...
  29. 371.
  30. Bana hissettirdiklerini seviyorum
    sanki, her şey mümkünmüş gibi,
    sanki, yaşamaya değermiş gibi..

    Saygı ve özlemle .
    6 ...
  31. 370.
  32. Oturup konuşsaydık geçerdi belki her şey,
    başını alıp gitmek sevdaya dahil değil.
    6 ...
  33. 369.
  34. "evet, hatırladım küçük basit şeyler yetiyor kederlenmeye. Ya mutluluğa?"
    6 ...
  35. 367.
  36. 'anılar defterinde gül yaprağı gibi unutuldum kurudum
    başıma düştü sevda ağı
    bir başıma tenhalarda kahroldum
    sen kim bilir rüzgârlı eteklerinle
    kim bilir hangi iklimdesin,
    ben sensiz bu sessizlikle
    deliler gibiyim sensiz
    bu sessizlikle

    ayrılıkla başım belada
    gözlerini çevir gözlerime
    yoksa sensiz bu sessizlikle
    deliler gibiyim
    sensiz bu sensizlikle.'
    3 ...
  37. 365.
  38. "Biliyor musunuz,
    ben bu çağdan nefret ettim,
    etimle, kemiğimle nefret ettim..."
    A. Câhit Zarifoğlu
    5 ...
  39. 364.
  40. dönemin efsane şairi olarak anılır. haksız da değil insanlar elbette, keşke daha çok yaşasaydı. ancak yine de bir ismet özel değildir. şimdilerde kızgınlıkla anabileceğiniz bu şairimiz ismet özel hakikaten çıtayı öyle bir yere çekmiştir ki yakalaması ve geçmesi zor.
    2 ...
  41. 363.
  42. Bir adam bir kadın var içimde iyice anladım
    Bana bunu sessizce anlatıyorlardı
    Bir yerde onların yönlerinden
    alımlı bir zarf katlanmıştı uzaktaki
    bulvarların geceye vurdukları
    çağırmasız kır günlerini zararsız akrepleri
    uzunlamasına yaşayıp yatay bir çocukla kalkan
    bir sürü alışkanlıklar taşıyan
    insanlığımızı gülüşü yalnızlar çarşısında
    çağrılmış gümüş seslerini aynadaki yüzlerin
    başkası sevsin diye en seçkin yerine
    bir şal gezdirirdi
    insanlığımıza bir şey getirirdi yalnızlarlaBir sen varsın hep saçların ağzın
    Bir merdiven hücresinde
    uzak çağrışımlarla koşardın ya bensem
    seni sonsuz gelişinle
    saçından tanıyor gülüşünden kaçıyor
    eğilip başını içlerimden geçtiğin zaman
    uzağa bir yolcuya karşı çıkar gibi
    Artık gecikmiş alışıldığım gidişinle
    davranılmaz üstünde durulmaz
    hiçbir tüfeğe gelmez bir kekliksemYüzün soygundan geçmiş öyle bir yerde
    durmuş ki bakışın boynun bozgun
    üstünden bir nehir geçer gibi
    ya gecedir ondan ya bulanık sudan
    bir hasta gibi ağrımaktasınGelişini aldım onu nasıl harcadım
    Denizden bunalıp okyanusa
    Selâm çakan vapurun
    Sevindik adımına birden parka çekildik
    Ve birden nasıl bayram bıyıklı
    Bir yaylım herkesin yaydığı bir merhabayla
    Eğip başını içlerimden gittiğin zaman
    Uzağa bir yolcuya çıkar gibiSelini üstüme çektin önce
    camdan bir mektup dolabının
    üstüste sayısız koridorunu yüzüme yakın
    başını duvara değdirmiş bir benzetişle
    josef ka benzeri bir bakışındı
    ya da konuşmayı kesip aman sen
    öyle bir gittin ki benimlePiknik beni sana verdi önce
    Gelişen güneş yalnızlıktan bir göze
    Eski ellerin
    Ve çağlarınla bir şeye uzanmış etin
    Ve hançerinle zamana saf durmuş
    Son gidişindir buBunların hepsi beni çağırıyorlar sevinçlerimden
    Biri denizdir uzun boylu gürültüsüyle
    zaten hangisi kavak zürafası değil
    biri bütün yan odaları bekler
    kuşkulu geçer camlardan
    ve bırakır yerini bir koridor bekçisineHaydi sen bütün onlara git benimle
    Son sigaramdın
    Gidişin antinikotin
    Birden bir şey mutlu eşit piyano çalıyor
    Elleri iki çeşit durgun
    Gerçi çıkmıyor gelenlerin karanlığa duranların
    Suya inen sesleriTam şimdi denizinle
    bir çakıl taşına yaklaşıyor
    kuma çok yakın bütün kesitlerinle
    bakıyor ve bunalıyorsunTam şimdi ipe koşan
    beni elleriyle alkışlayan
    ağrıyan bir gün geliyor.
    5 ...
  43. 362.
  44. "...Tam şimdi denizinle
    bir çakıl taşına yaklaşıyor
    kuma çok yakın bütün kesitlerinle
    bakıyor ve bunalıyorsun

    Tam şimdi ipe koşan
    beni elleriyle alkışlayan
    ağrıyan bir gün geliyor"
    8 ...
  45. 361.
  46. ...
    Çoktandır yabancı bir cismin
    kalbime sürtünmekte olduğunu biliyorum.
    Yine de biri çıksa, nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim.
    Kederli olduğumda söylenemez zaten.
    Buna sebepte yok çünkü. Ne taze bir ölüye sahibim, ne felâket geçirenlerim var.
    Dedim ya oturuyorum öylece. iyi ki etrafımda kalbimi tanıyanlar yok.

    ...
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük