büyük bir karamsarlığa rağmen küçük bir umutla yaşamaya çalışanların şairi. seni bizden bizi senden daha iyi tanıyan yoktur cahit abi. iyi ki doğmuş iyi ki yaşamış ve iyi ki yazmışsın. yattığın yer incinmesin adın hiç unutulmasın.
''ne belli bir yerim var, ne de sevdiğim biri
sürünüp gidiyorum.''
Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı?
Sanki karnında fazla yaramazlık mı ettim?
Senden istemiyordum ne tacı ne sarayı
Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim.
Bir kere doğurdunsa sonra niçin büyüttün?
Kundakta beşikte de bir zahmetim mi vardı?
Koynundan niçin attın yavrunu bütün bütün.
Bilmiyor muydun ki o yalnızlıktan korkardı?
Sütünden tatlı mıdır anne sanki bu hayat?
Bana sorsana anne yaşamak bir hüner mi?
El aç yalvar gündüze geceye boyun uzat
Bu uğurda bir ömür çürütmeye değer mi?
Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim
Anne istemiyordum ne tacı ne sarayı
Anne karnında fazla yaramazlık mı ettim?
Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı?
cahit sıtkı tarancı, otuz beş şiir'ini yazdığında otuz beş yaşında idi ve bundan tam 11 yıl sonra yani 46 yaşında ömrünü tama ibra etmeden ( 70i görmeden) vefat etti... hoş hangi şair uzun yaşadık ki? hatta hangi şair yaşadı? bizler, onların mısralarına ve onların etraflarında olup biten olaylara onları çerçeveleyen zamana bakarak "yaşadılar" dedik. oysa hiçbir şair yaşamadı!
2 ekim 1910'da diyarbakır'ın camiikebir mahallesinde doğdu. asıl adı "hüseyin cahit" tir. "nümune-i terakki-i hamidi mekteb-i iptidaisi"nde başladığı ilk öğrenimini "mektebi-i sultani" nin iptidai kısmında tamamladı. orta öğrenimine kadıköy'de saint joseph lisesi'nde ve galatasaray lisesi'nde devam etti. ziya osman saba ile sıra arkadaşlıgını bu yıllarda yapmıştır. 12 ekim 1956'da kırkaltı yaşında zatülcenp hastalığından öldü.
abbas adında güzel bir şiiri vardır, ne vakit karşıma çıksa içimi yakar. hikayesi de ilginçtir ya, onu da bir ara yazacağım.
--spoiler--
Haydi abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber Sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan..
--spoiler--
Geniş, siyah gölgesi hayatımı kaplayan,
Tepemde kanat germiş bir kartaldır yalnızlık.
Kalp çarpıntılarıyla günleri hesaplayan
Bir benim, benim olan bir masaldır yalnızlık.
Yaş 35 olunca yolun yarısı etmiyomuş 46 yaşında vefat edilebiliyomuş.Her şair biraz yalancıdır evet lakin ölüm bu hayattaki en büyük gerçektir.büyük konuşmamak lazım.bkz Allah rahmet eylesin.
Ölümden hep korkmuş şair. Bunu eserlerinde görmek gayet ortada. Yolun yarısı 35 deyip 46’da vefat etmek kaderin bir cilvesi olsa gerek. Bilseydi kesin yolun yarısı için 23 derdi. Evet.