Aydın Boysan rakıya başlamasının 70. yılı nedeniyle kaleme aldığı "Şerefe" adlı kitabında bu basit görünen mezeyi öyle bir anlatmış ki: "Yoğurt bir tahta kaşıkla su katılmaksızın çevire çevire iyice karıştırılacak. Karıştırırken yüzde 7 oranında sızma zeytinyağı damla damla yoğurda katılacak. Öyle ki, yağ cacığın üstüne çıkmayıp, tümüyle yoğurda yedirilmiş olacak. Soyulmuş hıyarlar bir yanda dururken diş sarmısaklar bir havanda dövülüp sübye kıvamına getirilecek.
En önemli nokta, tuzlanan hıyarların asla yan tarafından doğranmaması. Bir elde tutulan hıyar sürekli döndürülürken, öteki eldeki keskin bıçak hıyarın uç tarafına eğimli biçimde girerek çentikler açacak. Öyle ki sürekli döndürülen hıyarda oluşan incecik,uzunca yongalar yoğurdun içine kendiliğinden düşecek. Ayrıca kırmızıbiber, az karabiber harmanlanıp cacığın üzerine serpilecek. Bu nefis karışım sofraya getirilmeden önce 3 saat süreyle buzdolabında bekletilecek."
Yani cacığa bile bu saygıyla yaklaşılınca kafamızda anlamını yitiriyor ve itibarı artıyor.
salatalık yerine ince kıyılmış kıvırcık ile de muhtesem olur,üzerine biraz yine ince kıyılmış dere otu ya da kuru nane bir kac damla zeytin yağı harika olur.
her türlü çeşidi yazları sık sık tüketilirse uyku getirir, sık sık uyuklar, esnersiniz... eğer çalışıyorsanız ve çalıştığını ortam serin değilse, almamanız tavsiye edilir zira patron g.ötünüze tekmeyi basabilir.
drama dersi için tiyatro sergilenecektir.sürekli prova yapılmaktadır.eee aç öğrenci doyar mı?yemek yenilmektedir.espriler havada uçuşur.baş rol oyuncusu bir lokma ısırmıştır. bir yudum da ayran içmiş ve ardından bir espri daha ve kaçınılmaz sahne!başrol karşıdakinin suratına ayranı püskürtmüştür.*yardımsever kişinin ev arkadaşı:
-oğlum lan sülo şimdi tam cacık oldun!
+hahaha!
baris manconun kaliteli sarkilarindan biridir. sozleri itibariyle de hayli ilginctir. bikkinlik, hayattan bezmislik bu kadar mi guzel anlatilir?! bir benzeri daha yoktur bu sozlerin ve yorumun.
sözlerinin içinden sosyal mesaj alına alına bir hal olunan barış manço şarkısı. barış manço'nun birçok otoritece en iyi albümü olarak kabul gören 1981 yılında çıkardığı Sözüm Meclisten Dışarı albümünde yer alır. albümün isminde geçen söz de zaten bu şarkının içinde en fazla yer alan sözdür. hafif bir melodinin üzerine üstad, sözlerini söyler durur. melodiye karışan kadeh ve kibrit sesleri ise insanı bambaşka hislere sürükler. özellikle şarkı biterken dile getirilen o son dizelere dikkat etmek gerekir...
Derdim öylesine büyük ki dostlar
Kırka yarıp yine kırka bölseler
Ve kırk bostana gübre diye serpseler
Kırkbin tane ot biter de kırkbin derde deva olur diyorum
Ne oldu bana böyle durup dururken
Oğlan aldı başını gitti kız zaten lafımı dinlemezdi
Düğmem kopuk paçam sökük oramda buramda çengelli iğneler
Bir de çengelli iğne nazar bozar derler
Hanımın çorabı kaçık başında bigudiler
Karabaş bile, karabaş bile suratıma bakıp bakıp havlıyor
Öğünmek gibi olmasın ama dostlar
Kendimi hıyar gibi hissediyorum
Hani ince kıyım doğrasalar beni Akdeniz cacık olur diyorum
Ve hatta Atlas okyanusu ve hatta Hint okyanusu
Ve hatta hatta Büyük okyanus bile cacık olur diyorum
Böyle cacığa rakı mı dayanır
Çivi çiviyi söker derler soğuktan donanı buzla ovarlar
Ben zaten yanmışım dostlar peki beni fırına mı koysalar
Zeytin suyuna kuru ekmek böyle gelmiş böyle gidecek
yapılması nedeniyle yeryüzünde bir türk'ten başka hiç bir dünya insanının aklına gelmeyeceğini düşündüğüm dahice keşfedilmiş yiyeceğimiz,kimin aklına gelebilir ki salatalıkları minik minik doğrayıp yoğurtla karıştırmak içine sarımsak dövmek ve nane serpmek.